İmam Şafii'nin ölüm anında okuduğu beyitler
Muzeni anlatıyor: Ölüm döşeğindeyken Şâfi'in yanına gittim ve; "Nasıl oldun?" diye halini sordum. Şöyle dedi: "Dünyadan gider, kardeşlerden ayrılır, ölüm şarabını içer, Aziz ve Celil Allah'a varır oldum. Bilmiyorum ruhum cennete gidecek de onu kutlayacak mıyım, yoksa cehenneme gidecek de acısını mı paylaşacağım." Sonra ağlayarak şu beyitleri okudu;
Musibetler karşısında
Allah'tan kork ve ümit et O'dan
Israrcı nefsine uyup da pişman olma
Allah'ın affını müjdele, şayet müslümansan
Korku ve ümit: kal ikisi arasında.
Kalbim sertleşip daralınca yollarım
Ümidi affına merdiven yaptım
Suçum büyük olsa da
Sana yöneltiyorum isteklerimi
Mahlukatın ilahı
Ey lütuf ve cömertlik sahibi!
Evet büyüktü, çok büyüktü günahlarım
Fakat rabbim onları affınla kıyasladım
Affın daha büyüktü
Sen affedensin tüm günahları
Cömertsin, lutfeder, bağışlarsın.
Beni affedersen eğer,
Sınırı geçmiş âsi bir kulu
Affetmiş olacaksın.
Kavuşsa da müslüman adıyla sana
Bir şey değildir o
Azgın bir zalimden başka.
Günahım çoksa da eski ve yeni
Affın daha yüce ve geniştir
Ey mağfiret sahibi!
Hiçbir abid
Senin lütfun olmasaydı iblise direnemezdi
Seçkin kulun Adem'i bile aldatmışken
Nasıl karşı koyabilirdi!
Cennete girip huzura mı ereceğim
Yoksa ateşe girip, pişman mı olacağım
Bir hissetseydim!
Allah içindir inan
O arifin işleri, zarif ve necip
Vecdin ve sevginin sınırlarını zorlar
Taşar göz kapaklarından kan.
Gece uzattığında karanlığını nefsine
Korkunun şiddetinden eser bir matem
O kalkar teheccüde
Rabbini zikrettiğinde fasihleşir dili
Dili dolaşır, acemileşir
O'nun dışında söz ettiğinde
Gençlik günlerini hatırlar
Cahillikte işlediği günahları,
Gün boyu yoldaşı olur kederler
Karanlıklar çöktüğünde
Uykusuzluğa ve sesine gecenin
Kardeşlik eşlik eder.
Sevgilim, der
Sensin tek arzum, tek gayem sensin
Ümitle bekleyenlere, isteyenlere
Ganimet olarak yetersin
Ve devam ettiren sensin
Lütfunu, nimetini
İhsan sahibinin umulur affedilmesi
Ayak sürçmelerimi, düşüşlerimi
Umulur geçmiş suçlarımı örtmesi.