Kitapta esas konu Alzheimer. Sizin de bildiğiniz gibi Alzheimer konusu artık romanlarda sıkça kullanılıyor ama bu kitabı diğerlerinden ayıran bir detayı var. Bu da yazarımızın gerçek hasta öykülerinden esinlenerek yazması, farkı da okurken rahatlıkla hissediyorsunuz. Binlerce hasta görmüş hayatını Alzheimer'a adamış olmasıyla da kitabın gerçekçiliği, beni ayrıca etkileyen nedenlerden biri. Özellikle bu tür hastalık temalı kitaplarda işi bilen birinin kaleminin farkının oldukça değerli olduğunu düşünüyorum Kurgumuza dönersek, Nebiş ve onun kızı Sevgi'nin Alzheimer'la nasıl başa çıktığını okuyoruz kitapta. Babaannemi de Alzheimer'dan kaybettiğim için Nebiş ve Sevgi'nin yaşadıklarını dolu dolu gözlerle okudum çünkü o kadar aynıydı ki. Sevginin ve annesinin geçmişte yapamadıklarını, o yıkık dökük zamanlarında telafi etme çabaları öyle değerli ki. O hafızanın ikilemlerinde beraber kaybolduk Nebiş'le, bugün acaba nasıl uyanacak diye sabırla bekledik Sevgi'yle. Çok etkilendim. Yani düşünsenize bir anda bildiğiniz her şey yavaş yavaş elinizden kayıp gidiyor, tüm benliğinizi yitiriyorsunuz ama nefes almaya da devam ediyorsunuz. Ya da bir sevdiğinizin kendini adım adım kaybetmesine şahit oluyorsunuz, yüzünüze baktığında o gözlerde sizi tanımadığını görüyorsunuz, çok zor cidden. Çok sarstı bu kitap beni, kelimelerim de tükendi. Sadece okuyun demek istiyorum, farkındalık katın hayatınıza, gönülden tavsiyemdir!

Ya Evde YoksamSevda Sarıkaya · Hayykitap · 2017236 okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yase