Gönderi

272 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Osmanlı’nın Balkan yarımadasından çekilmesinden sonra “Osmanlının Ardılları” olarak kabul gören, Türk halkının emanet olarak kaldıkları bölgelerdeki var olma mücadelesinden bir kesit sunmaktadır; yazar eserinde. Osmanlı sonrasında yetim kalan Türk halkı, yaşadıkları bölgelerde rejimler değişmesine rağmen, onlar için değişmeyen tek şey; kendileri üzerinde uygulanan baskı unsurunun varlığı olmuştur. Kitabın başlığından hikayenin bir göç hikayesi olmasını beklerken, tam anlamıyla Osmanlı sonrasında azınlık durumuna düşen Türk toplumunun bir çözümlemesiyle karşı karşıya kaldım. Kendim de bir Balkan Türkü olmamdan kaynaklı, kitaptaki bölümleri okurken, aile büyüklerimin anlattıkları dönemsel sahneleri bu sefer de yazarın gözünden bakma fırsatını yakaladım. Yazar, olayları abartmadığı gibi genel itibariyle oralarda yaşam mücadelesi sunan Türk toplumunun tam anlamıyla duygularına tercüman olmadığını da açıkça ifade etmek gerekmektedir. Çünkü, yazar bölgede yaşanan rejimsel baskılara pek yer vermezken, konuda da görüleceği gibi “çiftlik basan” komitacıları acıların failleri olarak göstermeyi tercih etmiştir. Çalışmada, 93 harbi, Balkan harbi ve I. Dünya savaşı sürecini yazar iki aile üzerinden aile yapısı, feodalite, gelenek ve görenekleri örnekler üzerinden okuyucuya aksederken, arka planda da Osmanlı’nın son dönemine ve içerde yaşanan gelişmelere vurgu yapmaktadır. İstanbul’da eğitim almış olan ana karakterimiz, dönemin şartlarında esen moderniteden etkilenen ve bunu feodal yapıda yaşayan topluma empoze etmek isteyen bir şahıs olmakla birlikte, ataerkil aile yapısı arasında sıkışıp kalmaktan kurtulamamıştır. Osmanlı sonrası bölgede oluşan boşluğun doldurulması için yaşanan çekişmelere de yer veren yazar, bu olaylar üzerinden olayın temel bileşeni olamayan Türklerin de bundan nasıl nasibini aldığı ve savaşa katılmaya zorlanması da ana karakter üzerinden işlenmektedir. Savaştan kurtularak esir düşen ana karakterimiz, her şeyden ümit kestiği bir anda esaretine kavuştuğu gibi doğup büyüdüğü yörenin müftü olmayı başarmıştır. Buradan da yazar, kısaca “gün doğmadan, neler doğar” tabirini bir bakıma okuyucuya nakşetmektedir. Balkan bölgesini, tarihi seven herkese kitabı okumayı da tavsiye ediyorum...
Elveda Rumeli
Elveda RumeliRamis Çınar · Çınaraltı Yayınları · 2019228 okunma
·
62 görüntüleme
Ramis Çınar okurunun profil resmi
Anlamlı yorumunuz ve değerli tespitleriniz için teşekkür ederim. Daha nice eserlerle buluşabilmek dileğiyle.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.