Gönderi
Sevdiğim noktalar;
Her zamanki gibi Becca'nın anlatım tarzı. Çok hafif ve duru bir anlatımı var. Yormuyor, kafa karıştırmıyor, sıkmıyor. Akıp gidiyor. Bir kitabın konusu ne kadar iyi olursa olsun yazarın anlatımı kitabı helak edebiliyor. Bu yüzden bu benim için fazlasıyla önemli bir nokta.
Siyah Buz da Tehlikeli Yalanlar da gençlik kategorisinde değerlendirildiğinde gayet kıvamındalar. Yani polisiye vurgusu yapılmadığı sürece. Ki bence yazarın istediği de apaçık bir şekilde polisiye yazmak değil.
Karakterleri genel olarak sevilesi, sizi ya da sabrınızı zorlamayan karakterler. Arada sırada 'saflıkları' sizi zorlasa da...
Erkek karakter. Fısıltı ve Siyah Buz'da benzer tip erkek karakterler kullanmıştı. Bu yüzden Tehlikeli Yalanlar'da bu erkek karakter çizgisinin dışına çıkabilmiş olması güzeldi.
SPOILER içeren hoşlanmadığım şeylere gelirsek...
-Mektupları ve Stella'nın anılarına göre Reed direkt olarak flört bile edemeyen bir karaktere sahipmiş. Stella Chet'in direkt flörtü karşısında onu Reed ile kıyaslayıp nasıl da şaşırmıştı. Ama kitabın sonlarında Stella'nın düşüncelerindeki Reed bunun tam tersiydi. Stella'nın bir şeyleri görememiş olması yine de bu kadar büyük bir değişiklik yapmaz.
-Yine Reed. Ortaya bir karakter atıp, sonra öylece açıkta bırakamazsın. Ne oldu bu çocuğa? Bir de Stella'nın mailine cevap vermemesi Reed'in kendi tercihi gibi oldu. Hayatına devam etmiş... Peki o zaman daha birkaç gün öncesinde Stella'dan ayrılırken ona mail adresini niye hatırlattı ki? Ayrıca her ne halt yemiş olursa olsun Trigger'a Stella ile yaşamak istediğini söylemiş. Yani ilişkilerini Stella'yı bir hafta da unutmaktan daha ciddiye alıyormuş.
-Reed'in annesinin kullandığı ilaçların Stella'nın annesinin kullandıklarıyla aynı olması, Reed'in Stella'yı defalarca evde beklemiş olması vs evet oklar Reed'e dönmüş gözükse de Trigger'ın lafıyla nasıl bu kadar emin olabilirsin?? Biraz daha delil olmalıydı.
-Chet ve Stella arasında ne ara bir şeyler gelişti anlamadım.
Stella'nın sonralardan vardığı kanıya göre Reed Stella için yaslanacak bir omuzdu. O zaman Chet'in öyle olmadığı ne malum? Demek istediğim yazar arada böyle boşluklar bıraktı.
(Vay canına Reed ile ilgili bu kadar ayrıntıya takıldığımı fark etmemiştim. Yazdıkça arkası geldi, okurken o kadar üstünde durmamıştım aslında.. )
-Annesine OxyContinleri Reed'in tedarik ettiğini öğrendikten sonraki 24 saat içerisinde annesiyle muhatap oluyor ve bunun konusu hiç açılmıyor. Hatta bu neredeyse aklından çıkmış oluyor, aklına geldiği anda önem sıralamasında olmuyor.
Karmaşayı özetleyeyim: Okuyucu gerçekleri öğrenmeye çalışıyor, kızımızın ise biri gelip yüzüne haykırmadığı sürece gerçeklerle işi yok.
Carmina'nın, Chet'in, Dusty'nin, Inny'nin ve hatta Trigger'ın hikayeleri hafif havada kalmıştı. Tabii ki hikayeleri dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Yine de oldu bittiye getirmeye de gerek yoktu. Hadi öncesi önemli değil de sonra ne oluyor? Sanki sonu Siyah Buz'daki gibi bağlanamadı.
Çok fazla olumsuzluk yazmış gibi olsam da hiçbiri okurken büyük rahatsızlık vermedi. Sakin bir zamanda rahatça okunabilir. Becca Fitzpatrick çıkış kitabı fantastik olan ve bu sayede tanınan bir yazar olarak fena iş çıkarmıyor.
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.