Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

328 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Mehmet Rauf/ Eylül
. “...bir gün acı bir son nefes ile sönüvermek için, nasıl yalnızca bunlar için yaratılmış olduklarını ne kadar acı görüyordu; mutlu olsak bile hayat, yalnızca yıkıp yok eden hayat, yalnızca yiyen, yıkan, öldürüp ezen hayat hükmediyordu.” . “E, sonbahar bu... artık bu kadar güzellik ve sıcak verdikten sonra! Eylül, malûm ya, hüzün ve matem ayıdır.” . Tam bir Eylül ve Eylülle beraber sonbahar aşığı birisi olarak, bu alıntımda bu fikre hiç katılmamıştım. Ama Eylül, işte Mehmet Rauf'un Eylül'ünü bitirdiğiniz zaman öyle etkiliyor ki sizi öyle hüzünlere boğuyor ki; tamam diyorsunuz Eylül tam bir hüzün ve matem ayıymış! . Mehmet Rauf'un Eylül'ü bildiğimiz üzere ilk psikolojik romanımız, öyle ki ilkler hep risk taşır oysa Eylül öyle başarılı bir roman ki sanki yıllardır psikolojik romanlar okumuş kendini bu anlamda oldukça geliştirmiş bir yazardan çıkıyor gibi geliyor. Bu anlamda Mehmet Rauf gerçekten olağanüstü bir iş çıkartmış. :) . Aynı zamanda Servet-i Fünun'un dili, yapısı, konuşma tarzı 1900'lü yılların nostaljik havası kitabı okurken siz ordaymışsınız gibi hissettiriyor âdeta zamanda yolculuğa maruz kalıyorsunuz.:)) Kitabı hele birde Can Yayınları'ndan okursanız ordaki resimler (bahsi geçen yerlerin, bahsi geçen zamanlarda çekilmiş olduğu resimler..) bu zamanda yolculuğuna daha da yardım ediyor. . Kitabımızın teması yasak aşk. Suat ve Necip'in masum olmakla beraber bir o kadar da yasak aşkları... Birbirlerini çok seven ama asla bir olamayacak bu iki aşığın ruhlarının nasıl sıkıntılara sürüklendiği, nasıl ölmeyi yeğledikleri yerde dayanıp, bilakis bedenlerinin yaşamasını ama ruhlarının ancak yan yana ve birbirilerinin sevgilerinden emin oldukları zamanlar yaşadığını okumak beni hüzünlere boğdu. Hiçbir hal çaresi olmaması da cabası! . Kitabı eğer hâlâ okumadıysanız ve bu etrafınızdaki önyargılar nedeniyle ise derhal okumalısınız! Zira kitapta insanların eleştirdikleri gibi bir durum söz konusu değil. Aslında bende ilk başlarda Necip'e çok kızmış, Suat'a üzülmüştüm. Hatta Suat ve Süreyya'nın aşkı bana samimi gelmişti, o ilk sayfalarda Süreyya'nın hanımından nasıl memnun olduğunu, nasıl sevgini anlatırken ki kısımlarını. Ama hal maalesef öyle değilmiş, hep demez miyiz lafla herşey olup bitmez diye. Iste tam olarak da öyle. Seviyorum demek değil de, asıl sevmek lazım insana hakiki sevmek... . Ben kitabın kapağını kapattığımda gözlerim dolmuş bir vaziyette bu derin sevdayı ve derin yıkımları sindirmeye çalıştım... Akşamüstü bitirdiğim kitabı henüz sindirebildim ve işte incelememin sonuna geldim. İyi okumalar güzel okurlar! Sevmekten, okumaktan, umutlarınızdan vazgeçmeyin! ♡
Eylül
EylülMehmet Rauf · Can Yayınları · 202039,9bin okunma
··
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.