Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

NURETTİN ATICI IRKÇILIĞIN ŞEYTANLARI Kâinatın kurulduğu andan itibaren insanoğlu ben egosu ile her şeyin sahibi olması duygusu ile adeta şeytan gibi pusuya yattı. Bu duygu insanlığın üremesine eş olarak nasıl dünya üstünde nüfus patlaması yaptıysa, kendinin olduğunu değil de insanlık türlerini hazmedeme içgüdüsü ile vahşice katliamlara başladı. Farkınız neydi ki bir diğer insandan; İlk insandan başlayarak son insana kadar pusuya yatmış olan şeytanca ırkçı duygular hep katliamlarına devam edecek gibi görünüyor. Etrafımıza baktığımızda nefes nefese dolaştığımız insanlığın bir anda neler yaptığını gazete sayfalarından, televizyon haberlerinden ve internet üzerindeki araştırmalardan barbarca cinayetlerin işlendiğini görüyoruz. İnsanlığımızın utanması gereken ,insanlığımızın titremesi gereken ırkçı düşüncelerin başka nefislerin sömürüsü olmuş acizlerin kuklası olarak ya bir yazıtlarda,kitaplarda,dizilerde ve koca koca adamların çıkıp televizyonlarda ırkçı söylemlerini kusması kadar acı bir durum olabilir mi. Sınırlarına sığmayarak komşu devlet sınırlarına göz diken diktatör kılığına girmiş pusudaki şeytandan başkası değil. Irkçı düşüncenin ve katliamların hafifi, boyutu ve etkisi fark eder mi rengi,inancı,düşüncesi ve kültürü için insanlığı katletmek kimi haklı gösterebilir ki. Musolin,stalin ve hitler değil mi ki pusudaki ırkçı şeytanların başını çeken acizler ve yıllarca insanlığın nefretle andığı kimilerine göre lider ama insanlık adına ırkçılığın katilleridir. Bu gerçek değişmez ama insanlık bunları bildiği halde nesillerin çektiği acıları gördüğü halde hala neden ırkçılığa devam etme yarışındalar. Bahaneler bitmez Tükenmek bitmeyen istekler, arzular insanlığın ırkçı duygularını kabartıyor olsa gerek. Asırlar öncesinden başlayarak Amerika birleşik devletlerindeki yerli(Kızılderili)halkı yok etme çabaları ve renkleri siyah diye hazmedemedikleri aynı Kara parçasında yaşadıkları insanlığa ettikleri zulümler. Afrika kıtasında acımasızca sürdürülen sömürü tüm insanlığın yüreğini yakmıyor mu? Afrika’nın her bir yanını sarmış, özellikle çocukların yaşamlarını etkileyen ve daha yaşaması gereken özgürce çocukluğuna bile doyamadan açlığın, yokluğu pençesinde can veriyor ve tüm insanlığın vicdanı sızlamıyor mu? Biz insanlık olarak yaşıyor muyuz? Eğer yaşıyorsak yaşamanın hakkını vermemiz gerek. Deve kuşu gibi kafamızı kuma sokmanın açıklaması olamaz. Eğer bize yaratıcı sizin bir birinizden farkınız yoktur diyorsa birebirimize saygı duyarak yaşamasını bilelim ve ben egosunu yakarak ırkçı şeytanları da çatlatalım olmaz mı? Ama unutmayalım ırkçılığı yapanlarla mücadele ederken şeytanın istediği gibi değil insanlık onuruna yakışan bir mücadele gösterelim Medeniyeti savunan medeni olduklarını her defasında tekrar eden Avrupalı gerçekten medeniliğinin farkına varsın artık. Öyle kafaları esince Cezayir’e, canları isteyince Çanakkale’ye saldırmasın, Öyle gemiler dolusu birleşerek insanlığı katletmek için neyin savaşını veriyorsunuz, Medeniyet temsilciliğine soyunuyorsanız gerçekçi olun şeytanın tuzağına düşmeden insanlık onuru için medeni olun. Biz Türk halkı olarak bize yıllarca ırkçı girişimlerle yok etme çabalarınızı biliyoruz ve unutmadık, unutamayız da. Çanakkale’de katlettiğiniz insanlığı daha sonra tüm vatanı parçalayarak topraklarımıza da göz diktiğinizi de unutmadık, unutmayacağız da. Asya kıtasında yapılan insanlığı yok etme mücadelesini, insanları dini inançları yüzünden vahşice katledişlerinizi de unutmadık, Rusya’nın Azerilere, Türkmenlere ve orada inançları farklı diye ırkçı zulümleri ile yok ettiği insanlarında unutmadık elbette unutmayacağız. Saraybosna’da Müslüman Türk halkına karşı yürütülen ve bütün dünya milletlerinin gözünün önünde canlı canlı katledilen, insanlığı nasıl unutalım medeniyeti savunanlar siz unuttunuz mu bu ırkçı şeytanın azaplarını. Utanmalı insanlık, Düşünmeli ve vakit geçmeden kendine gelmeli. Tekrarlanmasın bir daha, Karabağ Hocalı da Ermenilerin yaptığı ırkçılık ve barbarca katliamları bizlerin unutması mümkün değil. Nasıl unutalım şeytanca uyguladığınız etnik cinayetlerinizi küçücük çocukların derilerini yüzerek vahşice öldürdüğünüz tüm insanlığı aslında kazandığını sandığınız kadar kaybediyorsunuz. Medeni tarihler sizleri medeniyet çağının katilleri olarak yazıyor. Ortadoğuda uygulanan insanlığın yok ediliş planı ne zaman son bulacak, Kimler yeter artık diyecek, Doyduk insanlığın kanını sömürmekten, usandık, Enerji kaynakları, petrol filan hepsi bahane yok olan insanlık göremiyormusunuz? Yaşaması gereken masum bebeklerin, çocukların gençliğin baharında yok edilen insanlığı görmeüyormusunuz. İnsanlığın yanıp kavrulduğunu dökülen bombalarla parçalanan nesilleri yok olan ülkeleri göremiyor musunuz? Kimini açlığın kölesi, Kimini paranın kölesi Kiminde gücün kölesi olarak daha ne kadar kullanacaksınız. Ve daha ne kadar kadın,kız,çocuk yok olsun ki sizin ırkçılık duyularınız doysun, Daha hangi ülkeler yerle bir olsun, insanlar bir birine düşsün,inanç,meshep çatışmaları ile insanlık yok olsun ki sizin nefisleriniz doysun mu? Daha insanlar ne kadar ülkelerini terk etsin sürgünlerde yaşasın vatanının, toprağının özlemi ile başka diyarlarda toprağa düşsün. Daha ne kadar insanlar vicdansız kurşunların hedefi olarak can versin,daha ne kadar insanın kaçak ,sığınmacı olarak kamplarda yaşaması ve evsiz yurtsun can vermesi beklensin. Ya da bir bebek cesedinin sahile vurmasını, Yıkık dökük gemi parçaları gibi denizlerin insan bedenleri ile dolmasını mı bekliyoruz. Yaratılış özelliğimize dönelim, İnsanın insandan farkı yoktur. artık Ben duygularını biz duygularına dönüştürelim. Irkçı düşünceleri bir çöplüğe atalım, Nasıl biz türk halkı olarak yapılan katliamları bir kenara bırakarak barış mücadelesi veriyorsak, Avrupa ülkelerine el uzatıyorsak ve barış olsun dünya da diye çaba harcıyorsak, Medeni ülkelerde gerçekten medeni olsunlar. Dugularımızın esiri olmadan İnançlarımızın evrenselliğinde özgürce yaşamanın kutsallığının farkına varalım. Hiçbir ülkeye düşmanca tavırlar takınmadan, Hiçbir fikri, ırkı ve kültürü kendimize sömürü olsun diye terör estirmeden birlikte yaşamanın tadına vararak keyfini sürmek istiyoruz. Hiçbir milleti, hiçbir devleti sorgulamadan barış elçileri gibi el uzatarak yaşamak istiyoruz. Barışın coşkunluğu içinde olmak, Tüm nefsi duygulardan arınarak insanlığın erdemi içinde yaşamak istiyoruz. Savaş uçaklarının gökyüzünde kulaklarımızı sağır edercesine uçmadığı, Silah üreten fabrikaların artık silah üretmediği, İnsanların mayınlarla, Parçalanmadığı, gazi ve şehitlerin olmadığı günleri yaşamak istiyoruz. Tüm geçmiş yaşantılarımıza, kötü alışkanlıklarımıza son vererek mutlu olarak özgürce yaşamak istiyoruz.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.