Gönderi

KENDİNE BÜYÜ YAPILDIĞINI DÜŞÜNEN BİR DANIŞANIN PSİKOLOGLA OLAN DİYALOĞU
Deniz, 33 yaşında üniversite mezunu, zengin bir ailenin kızıydı. Babasının maddi durumu iyi olduğu için şimdiye kadar hiç çalışmak zorunda kalmamıştı. Kendisinden 10 yaş büyük olan Arif ise lise ikinci sınıfta okuldan atılmıştı. Tanıştıklarında işsiz olan Arif, denizin babasının iş yerlerinden birinde müdür olarak çalışmaya başlamıştı. Sosyo-kültürel açıdan iki farklı dünyanın insanı olan bu çiftin evliliğine başta herkes karşı çıkmış, ancak Deniz’ in itirazları karşısında boyun eğmişlerdi. Arif iş yerine nadiren uğruyor, eve geç geliyor ve her ay kasada ciddi anlamda açık çıkmasına neden oluyordu. Kadınlarla olan aşırı samimi yazışmalarını başta görmezden gelen Deniz, en son kocasını başka bir kadınla yakalaması üzerine boşanma kararı vermiş ve ayrılmışlardı. Bir taraftan acı çekmesine rağmen Arif’ i zaman zaman özlediği oluyordu. Bu durumu ise kendilerine büyü yapıldığı şeklinde açıklıyordu. Bir gün seansta psikoloğuna bir çocukluk anısını anlattı. -7-8 yaşlarındaydım. Bizim mahallede Cem diye biri vardı. Ben bu çocuktan hoşlanıyordum. O benden 5 yaş falan büyük olduğu için beni çocuk olarak görüyor, pek umursamıyordu. Ben sürekli ilgisini çekmeye çalışırken o daha çok kendi yaşıtı olan kızlarla ilgileniyordu. Bizim evimiz yüksek bir tepenin en başındaydı. Aşağı doğru inen bir yol ve yolun sonunda da kurumuş bir dere vardı. Babam arabasını evin önüne park ederdi. Kapıları da çoğu zaman kilitlemezdi. Bir gün Cem’ in ilgisini çekebilmek için, “Gel babamın arabasında oynayalım dedim. O şoför mahalline ben de yanına oturmuştum. Oyun sırasında Cem arabanın el frenini indirince araba yokuştan aşağıya doğru hızla inmeye başladı. Tam dereye uçacakken ilk önce ben atladım, ardından da Cem atladı. Bu anının oldukça enteresan olduğunu söyleyen psikoloğuna “Nedir enteresan olan?” diye sordu. Psikoloğu yanıtladı: Çocukken yaşadığın bu olay: Aynısını bu gün yine yaşamışsın, farkında mısın? Yine çocukluğunda olduğu gibi senden büyük birinden hoşlanıyorsun. Seni sevsin diye uğraşıp duruyorsun. Çocukken Cem’ i arabaya bindirdiğin gibi Arif’ i de evlilik arabasına bindirmişsin. Her iki araba da babanın. Mesela Arif babanın iş yerinde çalışmış. Aynı çocukluğunda arabanın bayır aşağı gitmesi gibi evliliğin de hep bayır aşağı gitmiş. Ne zaman ki dereye uçacağını anlamışsın, arabayı ilk terk eden sen olmuşsun. Ardından da Arif atlamış arabadan. Fakat nedense hep arabayı bayırdan uçuran adamlardan hoşlanmışsın. Olaya böyle baktığın zaman Arif’ ten ayrılmanın büyü olduğuna da inanabilirsin, bütün bunların tesadüf olmadığına da. Buna psikolojide örüntü tekrarı denir
KANON KİTAB
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.