Gönderi

#01:54#
Çok Uzak Diyarlarda Öldürdüğüm Aşığa, Her şey bir rüya gibi, bir masal gibi başlamıştı. Çokta güzel gidiyordu belki mutluluğa doğru. Günlerden bir gün, ayrılığın, bizim de kapımızı çalacağını nerden bilebilirdik. Gerçi sen her zaman bunların olacağını söylerdin ve ben de sana bunları söylediğin için her zaman kızardım. Çünkü bunların olma ihtimalini bile kaldıramazdım. Senin kendini suçlayacağın hiçbir şey yok ki. Ne yaşadıysak sen fazlasıyla çabaladın benim için. Çok yıprandık, sen sana düşen her şeyi layıkıyla yerine getirmedin mi? Ben karşılığında sana büyük emek harcadım, koca bir yürek ve devasa bir sevgi... Belki yanlışsız sevemedim seni ama kimsenin de sevemeyeceği kadar çok sevdim seni. Sevgimi ve verdiğim emekleri laf edip konuşacak değilim elbette. Üstelik sen her zerresini sonuna kadar hak etmişken... Ben sana yapılacak en büyük kötülüğü yaptım. Sen söylediklerin de haklı çıktın ve sen kazandın işte. Ben sana yanlış yapmadan ne zaman sevebildim ki seni? Karşılığında çok gözyaşı döktüm. Hak ettim değil mi? Bana kötülük yapmadın sen hiç. Benden başka bir kadına bir bakışını dahi görmedim. Üstelik benim gibi bir kadını kalbinin merkezine koydun. Herkesin imrendiği bir sevgiyle sevdin sen beni. Öyle bir sevda yaşadık ki, herkes gıptayla baktı bize. Nazara mı geldik göze mi? Benim gibi seven olur mu seni? Sen, ah sen, sevebilir misin; başkasını beni sevdiğin gibi? Ah sevda! Yaktın ikimizi de... Sana kahpelik yaptım ben. Karşılığında zehir zemberek oldun karşımda. Yaktın, yıktın, diri diri gömdün be beni. Canımı, sevgimi, sana olan duygularımı söktün ellerinle. Şimdi her şeyi unutsak, o sözlerini unutupta sana gelebilecek miyim? Bunca zaman her kavgamızda, ayrı kalamamamızın sebebi benim içimdeki sesi dinliyor olmamdı. Çünkü o bana sürekli "ara ara" deyip hiç susmazdı. Ona yenilir ve haklı da olsam seni arardım. Daha az önce profiline beraber fotoğrafımızı koyduğunu ve onu durum yaptığını gördüm. İçim doldu ve yine "ara ara" demeye başladı. Artık o sesi dinleyemiyorum. O yüzden artık günleri buluyor kavgalarımız, ayrılıklarımız. Sapladığın hançerle yaşamak.. Kalbimden, bağrımdan, beni sevdiğin zerrelerimden; her gün sana oluk oluk kanamak... Bilmiyorsun. Sanıyorsun ki mutluyum. Ben her gün ölüp her gün gömülüyorum. Görmüyorsun! Mutsuzluktan ağlayamıyorum bile. Her gün asmayı, kesmeyi düşündüğüm bedenimi sürüklüyorum bir yerlere. Şiir yazamıyorum, kitap okuyamıyorum, insan içine çıkmaya katlanamıyorum. Anlasana, sensiz hiçbir yere sığamıyorum. Bağıra bağıra kesiyorum umutlarımı içimde. Kan gövdeyi götürse, gelecek misin bana yine? Hiç haberin yokken ölüp gitsem mesela, içinde yaşatabilecek misin sevgimi hala. Belki de boşuna... Sen görmeyeceksin ki ne de olsa. Aklın her geçen gün, "Sana ihanet etti", diye fısıldayacak sana. Yalan desem bağırsam, ya da artık vazgeçsem kendimi bile kandırmaktan. Sevene ihanet edene kahpe demedik mi? Ben seni sırtından vurdum. Sen affetsen ne olacak, ben affedemiyorum kendimi. Ve sen böyle mutlu olduğuma inanıyorsun. Kendine, kendince "Bana yazmıyor çünkü yerimi dolduranlar var", diyorsun. Yalan! Kim yerini doldurabilir. Bunca zaman kim gelip seni unutturabildi ki bana? Sonu yok sensizliğin. Sen dipsiz kuyum. Sen en kötü alışkanlığım. Ben seni vurup öldürdüm,sen beni sensiz koyup... A.U
··
73 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.