Gönderi
Üç Aynalı Kırk Oda, Murathan Mungan'ın ilk okuduğum romanıdır. Söylemeliyim ki beğenip beğenmeme konusunda ikilemde kaldım...
Roman üç tane uzunca hikayeden oluşmaktadır.
İlk hikaye Alice Harikalar diyarında, sanki kulağa bir çizgi film gibi geliyor :-D ben bir an öyle düşünmüştüm. Gerçi hikaye içeriğinin de çizgi filmden pek farkı yoktu. :-D Alice evden kaçıyor, şarkıcı oluyor yetmiyor uzaylı bir adam tarafından kaçırılıyor, o da yetmiyormuş gibi adama aşık oluyor. (adamda zaten aşık olduğu için kaçırıyor) Alice 'nin heyecan dolu hikayesi...
İkinci hikayemiz, Aynalı Pastane, bu hikayedeki karakterimiz olan Aliye bir pastanede çalışmaktadır. Tekdüzelikten ve fakirlikten usanmıştır artık. Yaşamının anlamsızlaştığı ve evlilikten de umudunu kestiği günlerde Muştik diye bir adamla karşılaşır ve Aliye 'nin hayatı tamamen değişir. ( olumsuz olarak)
Üçüncü hikayemiz ise Gece Elbisesi
Bu hikayemizin ana karakteri Alidir. Ali' nin hikayesi doğumuyla başlayan zorluklarla sürecektir. Anne, baba, dede ve birçok halalarının da bulunduğu koca bir ailede büyüyor. Doğumundan sonra cinler musallat oluyor ve yaşamı boyunca onlarla yaşamaya devam edecektir. Ali'nin bocalamalarını, ikilemlerini ve acılarını okuyoruz...
Şimdi üç hikaye ile ilgili, birini beğendiğim diğerini ise hiç beğenmediğim iki noktadan bahsetmek istiyorum.
Yazar hikayelerde kullanmış olduğu bazı kelimelerin yerine kullanabileceği daha uygun kelimeler varken, toplumca uygun olmayan kelimeleri kullanması hiç hoşuma gitmedi! Örnek vermek isterdim fakat kullanmak istemiyorum kelimeleri :-D Ayrıca son hikayenin sonlarına doğru hiç onaylamadığım olaylar kurgusuyla karşılaştım!
Bunların dışında ise yazarın üç hikayede de bir sonraki olay kurgusu ne olacak diye uyandırmış olduğu heyecan ve merak bana göre başarılıydı. Keyifli okumalar... :))
·
487 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.