Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Benzetme yaparken dahi "ekmek, su gibi gidiyor / ekmek, su gibi ihtiyaç var" dediğimiz o su bize nasıl geliyor? Evde, iş yerinde, okulda şuursuzca mucizevi şaheserlerin yanından geçerken hiç dünyamızın ve bedenimizin yarısından fazlasını oluşturan maddenin mahiyetini ve gönderini düşündük mü ? Yağmur, hayatımızın devamı için vazgeçilmez bir şartı, dünyadaki yaşamın mutlaka olması gereken parçasıdır. Peki yağmur nedir ve nasıl oluşur? Her yıl gökyüzüne buharlaşan ve tekrar yeryüzüne yağmur olarak düşen su miktarı sabittir: 16 milyon ton. Her a...n milyonlarca metre küp su, okyanuslardan atmosfere, oradan da yağmur bulutlarıyla karalara taşınır. İnsan yaşamı, ancak bu dev su dolaşımı sayesinde sürebilmektedir. Eğer bu dolaşımı biz organize etmeye kalksaydık, kuşkusuz Dünya'nın tüm teknolojisini biraraya getirsek dahi başaramazdık. Ancak buharlaşma yoluyla, hayatımızın birinci şartı olan su, bize masrafsız ve zahmetsiz bir biçimde verilmektedir. Her yıl okyanuslardan 45 milyon metre küp su buharlaşır. Buharlaşan su, bulutlar haline sokulup rüzgarlar vasıtasıyla karalara taşınır. Böylece her yıl 3-4 milyon kilometre küp su, okyanuslardan karalara, yani bize ulaşmış olur. Kısacası, bizim hiçbir şekilde dolaşımını kontrol edemediğimiz ve onsuz birkaç günden fazla yaşayamayacağımız su, bizlere özel olarak gönderilmektedir. Yağmur tabiatın en önemli ve en yararlı olaylarından birisidir. Eğer yağmur olmasaydı dünya yüzeyinden buharlaşan suyun yere inmesi mümkün olmayacak, atmosfer katmanları buhardan kalınlaşacak, dünyada hiçbir bitki yetişemeyecek, tatlı su kaynakları kuruyup gidecekti. Bu yüzden yeryüzeyindeki sıvı miktarının dengelenmesi açısından yağmur şarttır. Yağmurun ilk habercisi bulutlardır. Atmosferdeki su buharı yoğunlaşarak bulutları oluşturur. 2 tip yoğunlaşma vardır: 1-Ani Soğuma İle Yoğunlaşma: Yoğunlaşmayı kısa bir cümle ile şöyle tanımlayabiliriz; Su buharının su tanelerine dönüşmesidir. Yani yeniden sıvı hale geçme olayıdır. Peki yoğunlaşma ne zaman meydana gelir? Ya nemli sıcak hava soğuyunca, ya da nem'e doymuş soğuk hava soğuyunca. Bunu özellikle çok soğuk havalarda çok sık rastladığımız bir olayla açıklayabiliriz. Bahsettiğimiz gibi çok soğuk havalarda ağzımızı açtığımız zaman, ağzımızdan bir duman çıkar. İşte bu dumanın sebebi ani soğuma ile yoğunlaşmadır. Burada ağzımızdan çikan nemli sıcak hava, soğuk havayla karşılaşır ve duman şeklinde buhar çıkar. Aynı şey bulutlara olmaktadır: Nem yüklü bir sıcak hava kütlesi, soğuk hava kütlesi ile karşılaşıyor. Karşılaşır karşılaşmaz yoğunlaşıyor ve bulutları oluşturuyor. Bu bulutlar “Kümülüs Bulutları” ( Küme bulutları ) 'dır. Kümülüs bulutları genelde karnıbahara benzer. Beyaz renkli, birbirlerinden ayrı büyük parçalı küme biçimindeki bulutlardır. Gündüzleri oluşur, geceleri dağılırlar. Bu bulutlar güzel havanın habercisidirler. 2-Isı Vermeden Soğuma İle Yoğunlaşma: Üst katmanlarda basınç düşüktür. Dolayısıyla hava yükseldikçe genleşir ve genleşme sonucu soğur. Hava soğurken içindeki su buharı da yoğunlaşır ve bulutları meydana getirir. Havada yoğunlaşan su buharı, havadaki toz parçacıklarının üzerinde su damlacıklarını oluşturur. Bunlar bulut damlacıklarıdır. Oluşan bu su damlacıkları da birleşerek bulutları meydana getirir. Bu damlacıklarının yağmuru oluşturması için çok büyümesi gerekir. Çünkü bir yağmur damlası, bir bulut damlacığının birkaç bin defa büyüğüdür. Bulutun oluşmasına yardımcı olan su damlacıkları başlangıçta çok küçüktür. Bu nedenle üzerlerine gelen ışığı doğrudan yansıtırlar ve bulutlar pamuk gibi bembeyaz görünürler. Su damlacıklarının birleşerek büyüdüklerinden bahsetmiştik. Büyüyüp kalınlaştıkları için gelen ışığı daha az yansıtmaya başlarlar. Bu sebepten dolayı da özellikle yağmur bulutları gri veya siyaha yakın bir renk alırlar. Yağmurun oluşmasında 2 işlem gerçekleşiyor. Yoğunlaşma ve buharlaşma. Güneş ışığının etkisi ile her gün yüz binlerce metreküp su buharlaşarak atmosfere doğru yükseliyor. Ve yükseldikçe soğumaya başlıyor. Öyle biran geliyor ki su buharı işinin çok düşük olduğu bir bölgeye geliyor. Soğuk hava katmanına rastlayan buhar tanecikleri havadaki toz parçacıklarına tutunarak su damlaları haline dönüşüyor. Bunlar birleşerek bulutları oluşturuyor. Bu su damlacıklarının yeryüzüne düşmesi yani yağmur oluşturması için belirli bir büyüklüğe gelmesi gerekiyor. Bu da yüz binlerce su damlacığının birleşmesi anlamına geliyor. Yeterli büyüklüğe ulaşınca yerçekiminin etkisiyle yere düşmeye başlıyor. Bütün bu anlattığımız işlemler ise ortalama 8 gün sürüyor. Bulut damlacıklarının birleşmesi de 2 şekilde oluyor: 1 - Çarpışma İle Birleşme: Buluttaki su tanecikleri rüzgarın etkisi ile bir oraya bir buraya itilirler. Birbirlerine çarptıkça birleşerek su damlacıklarını oluştururlar. Oluşan su damlacıkları da kümeleşerek su damlalarını meydana getirirler. Bu damlalar belirli bir ağırlığa ulaşınca havadan daha ağır hale gelerek yere yağmur olarak düşerler. 2-Kristallesme Yolu İle Birleşme: Hava sıcaklığı birdenbire düşerse su tanecikleri donarak buz kristallerini oluştururlar. Bu kristaller yere düşerken daha sıcak bir hava katmanının içinden geçer. Burada eriyip yeryüzüne yağmur olarak iner. Yağan yağmurun süresi neye bağlı? Bir bulutun yarısı yağmur olarak yağar bu da tahminen 30 dakika sürer. Ama bulutlar devamlı oluşursa yağmur günlerce yağar. Hava kapalı olduğu halde bazen yağmur yağmaz bunun sebebi ise; su damlalarının sıcak ve kuru bir hava katmanından geçiyor olmasıdır. Burada su damlaları yeniden buharlaşır ve yağmur oluşmaz. Hiç dikkatinizi çekti mi, sağanak yağmur yağarken ilk taneler her zaman daha iridir. Bunun sebebi de yağmur damlalarının yeryüzüne inerken soğuk ve nemli hava ile karşılaşmasıdır. Soğuk ve nemli katmandan geçen damlalar buharlaşmadan yeryüzüne inerler. Bu sırada hacim yönünden büyüdükleri gibi havanın nemini de aldıkları için daha da büyürler. Ve sağanak yağmurda ilk taneler daha büyük olur. Arkadan gelen damlalar ise nemi azalmış bir katmandan geçtikleri için ilk tanelerden daha küçüktür. Nobel ödüllü Alman fizikçi Philipp Lenard, çalışmaları sonucunda yağmur damlalarının çapları genişledikçe, düşme hızlarının arttığını tespit etmiştir. Ancak düşme hızındaki bu artış, yağmur damlasının çapı 4.5 mm olana kadar devam etmekteydi. Daha büyük yağmur damlalarında ise, düşme hızları saniyede 8 m'yi geçmemektedir. Bunun sebebi damlaların düşerken aldıkları şekildir. Yağmur damlalarının bu özel şekli, atmosferin sürtünme etkisini artırır ve damlaların belli bir hız limitini aşmalarını önler. Yani yağmurun oluşmasından tutun, damlaların miktarı, şekli, hızı, dünyadaki toplam yağmur miktarına kadar her şey çok özel bir ölçüye, dengeye göre ayarlanmıştır. Böylesine iyi hesaplanmış bir dengenin oluşması gerçekten büyük mucize olup, kendi kendine oluşamayacağı çok açıktır. *Ve sen (onların mü’min olmalarını) çok istesen bile, insanların çoğu mü’min olmazlar. *Ve sen onlardan bir ücret istemiyorsun. O ancak âlemlere bir zikirdir. *Semalarda ve yeryüzünde nice âyet (delil) vardır. Ve onlar, ondan (o delilden) yüz çevirerek yanından geçerler. (YUSUF SURESİ 103-104-105)
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.