Gönderi

165 syf.
10/10 puan verdi
"Devrimci eğitim imecesi"
"Bir zaman bir Tonguç yaşadı bu ülkede. Köylüsüne gönül vermişti yurdunun. Onu yoksul, çaresiz, geri kalmış yaşamından kurtarmayı ülkü edinmişti kendine. Köylünün kurtulması ilkin cahillikten kurtulmasına bağlı olduğuna inanmıştı." İsmail Hakkı Tonguç.. bundan tam bir önce Kasım ayının başında Gaziantep İl Halk Kütüphanesinin raflarındaki kitaplara göz atarken "Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları" adlı kitabına denk geldim ve kurcalamaya başladım. Samimi dili ve çağdaş söylemelerini okuyunca kitabı kütüphaneden ödünç aldım. Kimdi İsmail Hakkı Tonguç? Yıllar önce Enstitüler ile ilgili okuduğum birkaç yazıda adı geçen kurucu bir isimdi ama daha sonra üzerine okuyup yazmadım. Daha doğru bir ifade ile unuttum. Toplumca bir alışkanlığımız var: "Unutmak" her şeyi unuturuz biz. Yapılan iyiliği de kötülüğü de unuturuz. Değerli insanları da unuturuz.. hem çok sürmez unutuşumuz birkaç gün ya da birkaç hafta sürer. İzmir depremini unutup Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan seçime odaklanmamız gibi mesela... "Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları" kitabında: "Hayata atılınca karşılaştığınız birçok işler size kendi kendinizi yetiştirmeniz icabettiğini, bunun bir zaruret olduğunu öğretecektir. Mütemadiyen okuyarak, incelemeler ve deneyler yaparak çalışmalı, kurslara katılmayı ihmal etmeyerek kendi kendinizi yetiştirmeye var kuvvetinizle uğraşmalısınız. Bunları yapmadan sadece meslek okulunda öğrendiklerinize güvenir ve dayanırsanız çok aldanırsınız, basit, dar görüşlü insanlar olarak kalır, çarçabuk tükenir, toplumun başına belâ olursunuz. Toplum, bu gibi insanlardan çok zarar görür. Gazete, kitap okumayan, imkân olduğu halde radyo dinlemeyen insan, ileri ve uyanık insan olamaz. Kendi kendini devamlı olarak yetiştirmeyen kimse aydın insan sayılamaz." Öğrencilere yazdığı bu cümleleri okuduktan sonra bizim okullarda İsmail Hakkı Tonguç'un ismi neden geçmez? Diye düşündüm. Ki ben Eğitim Fakültesi mezunu olduğum halde dört yıl boyunca ne Köy Enstitüleri ne de Tonguç Baba'nın ismini duydum. Eskiye dönüp düşününce üniversitedeki akademisyenlere ne kadar kızgın olduğumu bir kez daha anımsıyorum. Atatürk'ün eğitim alanında yapmak istediği devrimlerin tamamlayıcı ismidir İsmail Hakkı Tonguç. Her ne kadar Hasan Ali Yücel Köy Enstitüleri kurucusu olarak anılsa da asıl beyin Tonguç'tur. Ve bu ülkeye Atatürk'ün sonrasında gelen en aydın, en devrimci ve Cumhuriyeti ileriye götürmek adına en büyük çabayı gösteren kişidir benim açımdan. İsmail Hakkı Tonguç'un hayatındaki dönüm noktası 1925 yılıdır. Fransa, İngiltere ve Almanya'da mesleki eğitim için deneme okullarını gözlemler. Avrupa'nın merkezinde ve taşrasında yer alan okulları gezer. Bu gezi Enstitülerin çekirdeğini oluşturur. Daha sonra memlekete dönerek tüm vilayetleri tek tek gezer hangi ilin hangi geçim kaynağı ile ayakta durduğunu belirler. Osmanlı'dan başlayıp Köy Enstitülerine kadar devam eden eğitim sistemlerinin irdelendiği "Canlandırılacak Köy" kitabını yazar. Tüm hayatını Köy Enstitülerinin hazırlığına adar bir insan bir toplumu değiştirebilir mi? Sorusuna Atatürk'ten sonra verilebilecek ikinci isim olur. Saffet Arıkan'ın Milli Eğitim Bakanı olduğu 1935 yılında İlköğretim Genel Müdürlüğüne getirilir. Bu gelişme Köy Enstitülerini kurmak için gerekli zemini sağlayacak ilk raporları Saffet Arıkan'a sunacaktır. Ve büyük gün 17 Nisan 1940 Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı Köy Enstitüleri kanunu meclisten geçer. 21 tane köy Enstitüsü 1954 yılına kadar 17.000 tane köy öğretmeni yetiştirdi. Anadolu köylüsü uyanıyordu. Çıkar sahiplerinin korktuğu da buydu. O yüzden ilk fırsatta bu ülkenin en büyük eğitim hamlesine ihanet edildi. Başı Kazım Karabekir, Şemsettin Sirer çekti. Komünizm propagandası yapılıyor gibi ucuz bir karalama kampanyası yürütülerek köy enstitüleri yok edildi. 1946'da çok partili ilk seçim yapıldı ve iktidarı eline alan Demokrat Parti'nin ilk faaliyetlerinden biri İsmail Hakkı Tonguç'u görevden uzaklaştırmak oldu. Ardından Enstitüleri Öğretmen lisesine dönüştürme süreci başladı. Arkasından Enstitüleri kapattılar. İmam Hatip okullarını açtılar, Amerika'nın eğitim sistemini ve eğitim uzmanlarını getirdiler. Sonuç ne oldu diye soracak olursanız? Sayfa 58: "Üniversite kapılarına yığılan binler... Başka ülkelerin yolunu tutan işçiler, aydınlar... Beyin ve emek göçü... Eğitip değerlendiremediklerimiz de yurdumuzda heba oluyor... Korkunç bir insan erozyonu..." İsmail Hakkı Tonguç'u tanıdıktan sonra Enstitüler üzerine bir sürü kitap okudum. Bir daha bırakmamak üzere de bu konuya önem vermeye başladım. İsmail Hakkı Tonguç kendinden bir sürü ödün vererek Köyde Eğitim kitabını yazmıştı. "Herkesin parklarda, gazinolarda, pastahanelerde eğlendiği saatlerde, bunlara hiç imrenmeyerek, gece yarılarına kadar oturarak kitabı (Köyde Eğitim) yazdım." Enstitüler üzerine okumalar yapmayı, yazılar yazmayı çok seviyorum. Beni takip edenler bilir bu konuda birçok kez ana sayfayı meşgul etmişimdir. Şuan kimse Enstitüleri, Enstitülüleri okumuyor ama bir gün saraylar, saltanatlar sona erer başa halkçı, cumhuriyetçi kadrolar gelirse Enstitüler kıymete binecek sağda solda Enstitülerin önemi konuşulacak işte o zaman unutan herkes bu insanlara sahip çıkmak için can atacak. İnsanoğlu böyledir işte güç kimde ise o güçten faydalanmak için yolunu bulacaktır. Bu insanlardan olmamak adına kıyıda köşede kalan değerler, yazarlar üzerine konuşmayı önemli buluyorum. Köy Enstitülerinin önemini kendimce vitrine sokmaya çalışıyorum. Ne kadar etkili olur bilemiyorum ama söz uçar yazı kalır hesabı kendi sorumluğumu yansıtmaya çaba sarf ediyorum. Çifteler Köy Enstitüsü müdürü ve bu projenin önemli isimlerinden biri olan Rauf İnan Köy Enstitülerinde eğitim gören öğrencinin kazandığı becerileri şöyle sıralıyor: « Toprak kazanlar, karizma yapanlar, at, davar, sığır, sürüleri güdenler, hayvanlara bakanlar, sirke, yoğurt, peynir yapanlar, makarna, bulgur, turşu, tarhana hazırlayanlar, araba sürenler, duvar ören ler, yapı kuranlar, taş yontanlar, beton dökenler, sıva yapanlar, tuğla pişirenler, kireç yakanlar, çatı kuranlar, plan çizenler, keşifname düzenleyenler, kooperatif işletenler, demir dövenler, kaynak yapan lar, tahtayı ve çeşitli malzemeyi esere çevirenler, bağ dikenler, orman ve bahçe kuranlar, ata, bisik lete binenler, motosiklet, traktör kullananlar, türkü söyleyenler, mandolin, saz çalanlar, okuyanlar, şiir yazanlar, kendi hazırladıkları oyunları sahneye ko yanlar, milli oyunlar oynayanlar, kitap ciltliyenler, resim çekenler, sepet, kazak örenler, resim yapanlar, makina ile çorap işleyenler, iplik bükenler, kumaş, bez, çarşaf, örtü, havlu dokuyanlar, çamaşır, elbise dikenler, nakış yapanlar, milli nakışların örneğini alanlar, deri pişirenler, pullukla, traktörle tarla sürenler, nadas yapanlar, tohum ekenler, orakla, biçer döverle veya biçerlerle ekin biçenler, çeşitli aletlerle harman dövenler, ürünü ambara taşıyanlar, yüzlerce hayvanın kışlığını hazırlayanlar, köprü kuranlar, balık avlayanlar, yol yapanlar, kanal açanlar, fizik, kimya, biyoloji, çocuk ve iş psikolojisi, ekonomi, koooeratifçilik okuyanlar, ders okutanlar, köy etütleri yazanlar, motör, türbin, değirmen çalıştıranlar, hasta arkadaşlarına bakanlar, kitaplık yönetenler, memleket sorunlarını, davalarını konuşanlar, radyo dinleyenler, dünya olaylarını yorumlayanlar, kurak toprakların derinlerinde su arayanlar...." İsmail Hakkı Tonguç'un yarattığı Enstitülerin çıktıları bu şekildeydi. Şimdiki eğitim sisteminin çıktıları ile kıyas yapınca ne kadar da geri bırakıldığımızı fark edebilirsiniz. İsmail Hakkı Tonguç görev ve yetkilerini sürekli ülkenin ilerlemesi için harcayan bir insandı. Özel okul zincirine sahip olup ondan medet umulan bir Milli Eğitim Bakanı misali değildi. Doktorun yanlış tanısı yüzünden ölen oğlu Yalım'ın gömü işlerine tedarik edecek para bile bulunmamıştı cebinde Hasan Ali Yücel ve bir diğer arkadaşının yardımıyla oğlunun cenazesini kaldırdı. Bunlar olduğu zaman elinin Altından milyonlarca lira para geçiyordu ve İlköğretim Genel Müdürüydü ama tek kusuru vardı "namuslu"ydu yolsuzluk yapmıyor ülkeye hizmet ediyordu. Mükafatı ise kahır çeke çeke ölmek oldu. Bu ülke böyleydi işte gerçek aydınlarının celladı olurdu daima. Öğrencileri olan Köylü çocuklarına verdiği bir demeci paylaşarak bitiriyorum. «Klasik eğitim, halktan kopan, onlar gibi giyinmeyi, iş yapmayı, ayıp sayan adamlar yetiştiriyor. Yaldızlı diplomalarının sağladığı ayrıcalıklarla yalnız kendi çıkarlarını kovalıyorlar bunlar. Anadolu doktorsuz, mühendissiz, teknisyensiz, öğretmensiz.. Çoğunun anaları, babaları da, toplumun kaymağını yiyenlerden. Bir de geldiğiniz yerleri, kendi analarınızı babalarınızı, bacılarınızı kardaşlarınızı düşünün... Köyünüzü kökeninizi unutmamalısınız. Kentlerin parıltısı, rahatlıkları gözünüzü almamalı. Ezenlere, sömürenlere katılmamalısınız. İhanet olur bu. Babalarınızın bacağındaki pantolonda şu kadar yama var. Ömürleri boyunca iki büklüm çalışıyorlar da, karınları doymuyor; durumları düzelmiyor... Peki, kim düşünecek bunu? İnsanca yaşamak, daha kırkına varmadan ölüp gitmemek, onların da hakkı değil mi?.."
Tonguç Yolu
Tonguç YoluMehmet Başaran · Varlık Yayınları · 19748 okunma
··
282 views
Sultannn okurunun profil resmi
Muhteşem bir inceleme okudum yine, ellerine sağlık Adem. Köy Enstitüleri ile ilgili yazmış olduğun her incelemende bilgim bir kat daha arttı. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır. Eksik bilgilerimi sayende tamamladım. Bu sitede kendine edindiğin görevi layıkıyla yapıyorsun. İsmail Hakkı Tonguç'un, elinin altından binlerce lira geçerken sırf ülkesini sevdiği için ve namuslu olduğu için kahır çeke çeke ölmesi çok acı. Günümüzde bu tür insanlara enayi diyorlar. Devletin malı deniz, yemeyen keriz mantığından dolayı. Namussuz denmektense enayi denmek her zaman iyidir bana göre. Yazdıklarının üstüne yazacak bir şey bulamadım. Bu güzel inceleme için teşekkür ederim.
Adem okurunun profil resmi
Yorumunuz için Teşekkür ederim hocam. Memleket sevdalısı insanlara bu ülkede "enayi" sıfatı yakıştırılıyor ama en azından aradan geçen zaman sonrasında dolandırıcı olarak anılmıyorlar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yeşim okurunun profil resmi
Sarayın, saltanatın sona ereceği Halkçı ve Cumhuriyetçilerin başa geçeceği günlerin bi an önce gelmesi dileklerimle. Ve yine ellerine sağlık Örtmenim 😊
Adem okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. :))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.