Herkese uzun bir aradan sonra merhaba. Sonuda “ Beyaz Zambaklar Ülkesinde “ kitabını bitirip, yorumlamaya başladım. Okuma hızım aşırı yavaştı, kitaba başlayıp elime almadığım haftalar oldu, hiç yüzüne bakmadığım günler oldu bu tamamen benimle ilgili bir durumdu. Kitapla, çeviriyle, akıcı olmamasıyla alakalı değildi. Ama çok şükür bitirdik bunu da! Öncelikle kitabın bize vermek istediği mesajın üzerinde durmak isterim. “ Bu bir kalkınma hikayesidir, küçük bir kıvılcımın devasa bir ateş olması ve sonucunda muazzam değişikliklere gebe kalması en sonunda da ileri refah düzeyine kavuşulmasının gurur verici aynı zamanda ilham verici portresidir. “ Atatürk’ün bu kitabın neden müfredata girmesini istediğini okuyunca zaten anlıyorsunuz. Eğitimle, inançla, inatla ve çok çalışarak küçük toplulukların nasıl devleştiğini en güzel şekilde aktarmış bize Grigoriy Petrov. Yazar karakterleri ve olayları hikayeleştirdiği için asla sıkıcı değildi kitap. Anlatılmak istenen şeyler, gerçeklerden uzaklaşmadan okuyucuyu da yormadan kaleme alınmış. Finlandiya’nın hikayesi hepimize örnek teşkil etmeli, içimizi azimle, inançla ve tükenmek bilmeyen bir çalışma hırsı ile doldurmalı. Hepimiz “ yaşamın mimarları “ olmalıyız! Ve herkesin okuması gerektiğine inanıyorum bu kitabı. Bir kaç alıntı ile incelememi bitiriyorum arkadaşlar, kendinize iyi bakın. - İnsanlar ülkelerinin geleceğine dair taşıdıkları kişisel sorumluluğun bilincine varmazlarsa, ülkelerin kalkınması ve refaha kavuşması da mümkün olmayacaktır. Her bir insan gerçek vatandaş, “ yaşam mimarı “ olmalı... - Unutmayın: Halk uzun süre sabredebilir, ama her şeyin bir sonu vardır... - Herkes yaşam koşullarının ağırlığından, karşılaştığı zorluklardan ve hayatın düzensizliğinden bahsedip dert yanıyor, fakat hayatı düzene sokmak ve daha yaşanılır kılmak adına kimsenin bir şey yaptığı yok...

Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 200799,2bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Pınar Küçük