Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Farkında Olmak İçin
Kitabı okumadan önce incelemelere bakan, bir fikir sahibi olmak isteyen sizler için yapıyorum bu incelemeyi... Elinizdeki kitap sarsıcı, sinir bozucu ve hatta bazen bunaltıcı olabilir. Ama okuyacaklarınızın hepsi "gerçekler" , hayatımızın gerçekleri! Kadınların, annelerin, ailelerin gerçekleri. Şimdi önce konudan, kitaptan bahsedeyim biraz. Sonra fikirlerimi bol bol yazacağım. (Okurken bu incelemeyi enine boyuna yapacağıma kendime söz verdim çünkü.) Ilk sayfayı çevirince şöyle bir söz çıkıyor karşımıza: "Bize en büyük kötülüğü yapanları bağışlayabilir miyiz?" Hayır diyorum daha kitabın bir sayfasını bile okumadan. Hayır bağışlayamayız, bağışlamamalıyız! Sonra başlıyorum okumaya. Ruth, orta yaşlarını biraz geçmiş ve kütüphanede çalışan bir anne ve aynı zamanda anneanne. Eşinden boşanmış ve kızına yakın bir evde oturuyor. Lizzie, Ruth'un kızı. Tam zamanlı çalışıp ailesini geçindirmeye uğraşıyor. Florence adında bir de kızı var. Eşi Jack, tiyatroda aktör ancak işleri pek iyi gitmiyor. O da eşinin çalıştığı zamanlarda kızına bakıyor şimdilik. Her şey yolunda gibi görünürken Ruth bir telefon alıyor ve sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Lizzie, akşam vakti evde kızı ile yalnızken bir manyak tarafından katlediliyor. Evinde, şöminenin başında kafasına vücuduna aldığı ağır darbelerle öldürülüyor. Cesedi, spor salonundan eve dönen Jack buluyor. Ruth kızını, Florence annesini, Jack ise hayat arkadaşını kaybediyor... Gelen dedektifler araştırma yapmaya, katili bulmaya çalışırken Ruth da kızının katiline yazmaya başlıyor. İşte okuduklarımız da Ruth'un katile, kızının katiline mektupları. Ruth yazdıkça hayretle okuyorum. İnanamıyorum okuduklarıma. Kitabın yarısına gelmeden katili öğreniyorum, hiç böyle bir şey beklemiyorum çünkü. Ve sonra yüzleşmem başlıyor. Kendimle, insanlarla, haberlerde gördüklerimle yüzleşiyorum. Dava başlıyor, katil yargılanıyor ve sarsıcı birçok şey okuyorum. Aslında çoğu bildiğim, hayattan duyduklarımdan aşina olduğum şeyler. Bir psikolog geliyor davada tanık olarak karşımıza. Şiddeti aydınlatmak, anlatmak ve jüri dahil herkesi bilgilendirmek için konuşmaya başlıyor. İşte sorulardan ve cevaplardan bazıları: Soru 1) "Bir şiddet mağdurunun olanları aile ve arkadaşlarından saklaması olası mı?" Cevap 1) "Kurbanların çoğu, saldırganın sözünü tutmayı başaracağını ve bunu tekrarlamayacağını umut eder. Bu evrenin ardından saldırgan saldırıyı tekrarlama fantezisi kurar! Saldırmak için doğru anı kollar. Çünkü şiddet güçle, tahakkümle ilgilidir! Maruz kalan kişi kabahatli hissettirilir! Ve kurban, durumu bu yüzden gizleyebildiği kadar gizler." Soru 2) "Eğitimli insanlarda, belirli bir sosyal dezavantajı bulunmayan insanlarda daha nadir mi görülür şiddet?" Cevap 2) "Hayır doğru değil. Şiddet, toplumun her kesiminden her ırktan ve her sınıftan insanı etkiler." Soru 3) "Hamilelik ve aile içi şiddet arasında bir ilişki var mı?" Cevap 3) "Şiddetin yüzde otuzunun hamilelikte başladığı tahmin edilir ve sonra dozu artar. İngiliz Kadın Doğum ve Jinekoloji Dergisi'nin raporlarına göre her altı kadından biri aile içi şiddete maruz kalıyor!" İşte sorulardan bazıları bunlar. Şiddetin her türlüsünü, pişkinliği, yalanı, iyi hâl davranışını, mahkemeyi etkilemeye çalışmayı, şiddeti meşrulaştırmayı okuyoruz. Dışarda bir yerlerde, insanların neler yaşadığını bilmek nelerle boğuştuğunu düşünmek öyle zor ki! Düşünene, izleyene, okuyana bu kadar zorsa yaşayan ne yapsın! Sadece şöyle bitirmek geliyor içimden. Okuduklarımdan sonra daha gür sesle söylemek, yazmak istiyorum bunları. Şiddetin büyüğü küçüğü yoktur. Bir kez şiddet uygulayan, mutlaka bir daha deneyecektir. Sonu gelmeyecektir. Sustukça dozu da artacak, verdiği hasar da sizi aşacaktır. Psikolojik baskı da bir tür şiddettir. Sizi özgüvensiz hissettirmeye çalışan, duygularınızı düşüncelerinizi önemsemeyen, yaptığınız şeyleri küçük gören ve buna her seferinde bir bahane bulan kişilerden uzak durun. Sevmek, evlenmek ve aile kurmak güzel olsa da asıl güzel olan saygı duyulmak, anlaşılmak ve değerli hissetmektir. Değersiz hissettirildiğiniz her yerden kaçın, sözlü şiddetin sonrası fiziksel şiddettir çünkü. Çocuklarınıza, kardeşlerinize, etrafınızdakilere şiddete karşı susmamayı, kendini yalnız hissetmemeyi öğretin. Ancak böyle sonu gelecektir şiddetin her türlüsünün. Kitabı herkese öneriyorum. Ve hatta özellikle erkek arkadaşlarıma. Okuyun, anlayın ve anlatın çevrenize. Bir kitaptan daha fazlası okuyacaklarınız. Kesinlikle tavsiye ediyorum...
Kızımın Katiline Mektuplar
Kızımın Katiline MektuplarCath Staincliffe · Yabancı Yayınları · 2015265 okunma
··
237 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.