Gönderi

Kadın yazarların sözcüklerin özellikleriyle ilgili dilde aşmaları gerekenler
İngilizcedeki tüm sözcükler kadınlara hadlerini bildirme eğiliminde olduğu gibi doğaları gereği kimileri fena halde kadın karşıtıdır; işte Austen'ın aleyhinde olan baş etmek zorunda kaldığı durum buydu. Örneğin kız çocuğu gibi değil de oğlan gibi davranan bir kızınız varsa ona "erkek Fatma" deriz. Hiçbir kız kendisine "erkek Fatma" deniyor diye rahatsız olmaz çünkü bu olumsuz bir ima değildir. Buna karşılık oğlan çocuğu kız gibi davranıyorsa onun için de bir laf bulunmuştur: "Hanım evladı." Şimdi, "hanım evladı" ile "erkek Fatma" arasındaki çağrışım far­kını düşünün: "Erkek Fatma" kötü bir şey çağrıştırmazken "hanım evladı" iyi bir şey çağrıştınnıyor. Hiçbir erkek çocuğu kendisine "hanım evladı" denilmesini istemez çünkü erkekler her zaman kendilerinin üstün cinse, kadınlarınsa aşağılarda bir cinse ait olduğunu düşünür. Bu yüzden erkekler aşağı buldukları küçük bir kızın oğlan gibi davrandığını görünce, "İşte, çok cesur bir kız çocuğu" gözlemiyle, "Önemli bir insan gibi davranmaya çalışıyor; hadi onu yüreklendirelim de erkek Fatma diyelim" diye düşün­müşler. Ama üstün gördükleri bir erkek çocuğu aşağı gördükleri küçük kız çocuğu gibi davranırsa hevesini kırmak zorundaydılar. Yanlış yapan oğlana olumsuz bir niteleme ararken hanım evladı'nı keşfettiler. "Hanım evladı" insana "anasının kızı"nı çağrıştırıyor. Bu da erkeklerin kız kar­deşlik (sisterhood) hakkında ne düşündüklerini açıkça gösteriyor. Tam tersi olan biraderlik (brotherhood) ise Amerika'nın benimsediği başlıca toplumsal ilkelerden biridir. Erkek ve kadın tanımları ile aralarındaki ima farkına dikkat edin. Şimdi o küçük kızın büyüyüp hala erkek gibi davranan bir kadın olduğunu varsayalım. Sözlüğe bakarsak erkek gibi davranan kadını tanımlayan en kötü sözcük nedir? Yani öyle bir kadını tanımlarken söyleyebileceğiniz, küfür olmamakla şartıyla en kötü sözcük "erkek gibi"(masculine)'dir. Hiç­ bir kadın kendine "erkek gibi" denmesini istemese de bu tanımlama as­lında az çok övücü bir anlam taşır. Bir kadına "erkek gibi" dediğiniz zaman en azından ne istediğini bilen, kişiliği güçlü, kafasının dikine giden, hiçbir şeyin durduramadığı bir kadından söz ediyorsunuz; yani pek de olumsuz bir tanımlama değil. Ama diyelim ki küçük oğlan çocuğu büyüdü ve erkeğe benzeyeceği yerde kadın gibi davranıyor. Sözlükte kadın gibi davranan erkeği tanımlayan bir sözcük var mı? Elbette var; o erkeğe "efe­mine" (effeminate) denir. Ondan söz ederken kullanacağımız sözcük aynen bu. "Efemine" ne anlama geliyor? Kadın gibi davranan demek. Sözlükte erkek gibi davranan anlamını taşıyan bir sözcük olmaması tuhaf değil mi? "Efemine"nin karşısına koyabileceğimiz herhangi bir sözcük yok. Erkek gibi davranan kadını "erkek gibi" diye tanımlarken kadın gibi davranan erkek için sözcük bulunmuş. Erkek gibi davranan kadını tanım­ lamak için duruma birebir uyan sözcük neden bulunmamış ki? Çünkü er­kekler hem toplumsal iktidarı hem de sözcüklerin iktidarını ellerinde tutarlardı. Erkek gibi davranmanın yerine geçecek sözcük bulmaya niyet­leri yoktu çünkü onlar erkekti ve erkek gibi davranıyorsan cinsiyetin ne olursa olsun o kadar da kötü olamazdın. Jane Austen'a yönelmeden önce onun ve başka kadın yazarların söz­cüklerin özellikleriyle ilgili aşmak zorunda oldukları şeylere bir örnek daha verelim. Hepimizin okulun ilk günlerinde öğrendiği gibi İngilizcede sözcüklerden önce gelen ön ekler ve sonra gelen son ekler vardır. En çok rastlanan son ek -er'dir. İngilizcede bir fiili -er ile sonlandırıp isimleşti­rirseniz genellikle zorlu ve şiddetli bir işi ya da emek verilen bir eylemi anlatır. Bu yüzden emek (labour) verene emekçi (labourer), cinayet (mur­der) işleyene cani (murderer) diyoruz. Bunların hepsi de güç eylemi be­lirten fiiller. Şimdi de sözcükleri bilgece tamamlayan son ek -ist'i düşünün. Bir fiil -ist ile bitiyorsa özel bir yeteneği ya da hüneri gösterir. Diş (dent) üstüne uzmanlaşmış kişiye dişçi (dentist), mükemmeli (perfect) arayan kişiye mükemmeliyetçi (perfectionist), antropolojiyle (anthropology) ilgilenen kişilere antropolog (anthropologist) diyoruz. Elimizdeki verilere dayanarak -er'in güçle alakalı bir eylem, -ist'in ise yetenek ya da hünere ilişkin bir anlam yansıttığını anladık. Böylece tecavüz (rape) eden kişiye* ne denmesi gerektiği de ortaya çıkıyor... * İngilizcede tecavüz eden kişiye rapist denir. Yazar burada tecavüz gibi kötü bir eylemin -ist ekiyle biterek dile yetenek ve hüner gerektiren bir iş gibi geçmesinden söz ediyor. (Ç.N)
Sayfa 57 - Sel Yayıncılık, 2.baskı
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.