Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 31 days
"Kavgayı sevecek kadar genç ve ölmekten korkmayacak kadar yaşlı "olan kahramanların Salazar faşizmi karşısında eksiği fazlası ,hataları , kaygıları ve yaratıcılıklarını cesaretleriyle harmanlayarak genel grev örgütleyen Portekiz komünist partisi militanlarının yeraltı örgütlenmesini ve direnişini an ve an bize yaşatan nefesinizi tutarak okuyacağınızı bildiğimiz bir romanla karşınızdayız. Roman üzerinde uzun bir süre boyunca devam eden esrar perdesini, Manuel Tiago mahlasını kullanan yazarın, dönemin Portekiz Komünist Partisi genel sekreteri Álvaro Cunhal olduğu anlaşıldıktan sonra kaldırmıştı. 1974’teki Karanfil Devriminden sonra bakanlık görevlerinde de bulunan Cunhal (1913–2005), 13 Temmuzda hayata gözlerini yumdu. İki gün sonra Portekiz’in başkenti Lizbon’da gerçekleştirilen cenaze törenine yüz binler katıldı ve Cunhal ve eseri tekrar gündeme geldi. Yazar "Portekiz'de Özgürlüğün Şafağı'nda" yaptığı çok isabetli bir tespit olan aşağıdaki cümlelerde romanı daha en başından kesinlikle elinizden bırakmadan okuyacağınızın garantisini veriyor. "...Bir devrim, sorumsuz sloganlar haykırarak değil, gerçek bir devrimci çalışma gerçekleştirerek yapılır. Eğer herkes zafere ulaşılacak tek ve gerçek yolu anlasaydı, herkes coşkulu bir örgüt çalışmasını geliştirebilseydi, kavgayı yönetebilmek amacıyla her an kitlelerin duygularını tanımaya çalışarak halk mücadeleleri üzerinde yorulmadan ısrarla durulsaydı, ayaklanma ve zafer günü, genel olarak düşünüldüğünden çok daha yakın olurdu." Kitapta, Portekiz Komünist Partisi'nin bir yerel örgütüne bağlı köylü militanlar, derin anlamlı sözleriyle partinin o günkü mücadelesinin acil sorunlarını ve geleceğini tartışıyor; roman, partililerin özgürlük savaşını, yeraltı yaşamını, kitlelerle bağlarını, yenilen genel grev yüzünden ağır bir darbe yiyen örgütün iyimserliğini ve geleceğe güvenini hiç yitirmeden toparlanışını, hem öğretici ve düşündürücü, hem de duygulandırıcı ve etkileyici biçimde yansıtıyor. Partinin, somut durumların somut analizini zamanında yapıp doğru kararlara varmazsa kitlelerin öncüsü olmaktan çıkıp geride kalacağı gerçeğini, kendi deyişleriyle "Eğer parti sözünü vaktinde söylemezse, işçi sınıfı onun önüne geçmiş olacaktır," biçiminde dile getiriyor romanın kahramanları. Roman, okuduğunuzda bulunduğunuz ülkeyi kendi ülkenizle karıştırabileceğiniz ve sosyo- ekonomik durumunuza ve sınıfınıza göre çok rahat romandaki bir karakterle kendinizi bütünleştirebileceğiniz şekilde sizi içine çekecek. Hatta kendi zaaflarınızla yüzleşip romandaki farklı karakterlere özenmeniz de çok olası bir durum. Roman kimi zaman Vaz'la birlikte partiyi sorgulayarak size ben olsaydım dedirtecek, kimi zaman da hayranlık duyacağınız onunla birlikte tüm kahramanları ve korkakları turnusol kağıdı olarak gösteren uzun süre etkisinden kurtulamayacağınız bu gerçeğin aynası olacak. Ayrıca hayatının tamamını devrime adamış olsa da insanın her gün ayrı bir iç hesaplaşmayla karşı karşıya kalıp kendini nasıl yenilediğini, çelişkilerini bazen ileriye dönük bazen de gerilemeye hizmet edecek şekilde çözerek sonuçlarıyla nasıl başettigini ve faşizmin en ufak bir gedikten içeriye sızan nasıl bir çamur olduğunu size içten bir gerçeklikle anlatıyor.
Yarın Bizimdir Yoldaşlar
Yarın Bizimdir YoldaşlarManuel Tiago · Yar Yayınları · 2015225 okunma
··
128 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.