Efendimiz [sallallahu aleyhi ve sellem] mübarek ellerinde yetişen her bir sahabi nübüvvet bahçesinin nadide bir gülü olarak dağlara çok farklı havalar estirirler. Bazen o meltem sıddıkiyet ve emanet olarak, bazen adalet veya hâya olarak, bazen ilim veya cömertlik olarak, bazen İhlas veya Vefa olarak, bazen merhamet veya semahat olarak bazen de daha farklı hallerde bize ulaşır. Söz Resulullah'ın : " Sa'd benim dayımdır, kimin böyle biri dayısı varsa göstersin bakalım." dediği Uhud günü : " At Ey Sa'd! Anam, babam sana feda olsun." dediği, ilklerden, öncülerden, İslam adına ilk kan döken ve ilk oku atan Sa 'd Bin Ebi Vakkas' tan açıldı mı, saadet asrında iman teslimiyeti adına, hâmiyet ve hâmaset rüzgarı bizi şöyle bir sarsar. En güzel örnek örnek olan Efendimiz'in ťsallallahu aleyhi ve sellem] 'in insanlığa en güzel örnek olsunlar diye yetiştirdiği o güzide topluluğun en önemli isimlerinden biri olan Sa'd Bin Ebi Vakkas, iman öncesi çocukluk ve gençlik dönemlerindeki yetişmesi ile 17 yaşında iman şerbetini içip Darül Erkam'ın en gözde talebelerinden biri olması ile annesinin göz bebeği iken en büyük imtihan ve zorlukları annesinin elinden çekmesine rağmen tavizsiz tutumu ile, hicret edip Medine 'yi kendine yurt edindikten sonra on küsür yıl Resulullah'ın arkasında bir gölge gibi ne zaman vazife varsa meydana atılması, ne zaman taltif, ganimet takdir varsa gözden kaybolması ile bize çok şeyler söyledi, ondan sonra da söylemeye devam edecektir. Sa'd Bin Ebi Vakkas, alnının akıyla ömür sermayesini kullanarak Rabbine doğru gitti ve geriye gerçekten büyük bir miras bıraktı. Şimdi zaman, o mirasın yüzünü ak edecek yiğitlerin meydana çıkma zamandır. Zaman, sadece geçmişini bir malumat edinmek için okuyup, avunma zamanı değil, o bereketli sayfalardan ilham alarak çağın sahâbisi olma zamanıdır. Evet bizler Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e sahâbe olma bahtiyarlığına eremeyeceğimizi çok iyi biliyoruz, onları sevap itibariyle geçemeyeceğimizi de biliyoruz, ama onlar gibi olmaya çalışarak yaşadığımız çağın sahâbesi olma imkanı elde edebileceğimizi de biliyoruz. Böyle olduğu için o büyük insanların hayatlarını öğrenmeye çalışıyor, onları tanıdıkça kulluk kalitemizi arttırma adına azmimizi arttırıyoruz. Rabbim bizleri onların yolundan bir an olsun ayırmasın. Onların aşklarından, sevdalarından, hâmiyetlerinden ve hãmisiyetlerinden bizleri de nasip eylesin. Gerçek manada onları sevebilmeyi, onların sevdiklerini sevmeyi, sevmediklerinden yüz çevirmebilmeyi bizlere nasip etsin. Bizleri bu dünyada onların ayak izlerinden ayırmasın. Hayatımızı onların yolunda kılsın ki cennette onlara komşu olma şerefine nail olanlardan eylesin. Âmin, âmin, âminn...

Arslan Pençesi / Hamaset Kahramanı Sa'd b. Ebi VakkasMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 2013923 okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeyimah