Gönderi

69 syf.
8/10 puan verdi
Zarif bir o kadarda naif bir eser
Baron, röpteşambırını giyip masaya oturdu. Eline tüy kalemi aldı ve grafton defterine o geceyi kelimelerle çizmeye başladı.... Kitabın yazılışıyla ilgili gözümde canlanan sahneydi inceleme yazımın ilk pasajı. Gerçek bir karakterin , yaşanmış bir olayı, kendi el yazısıyla yazdığı notlardan anlaşılıyordu. Eserin, beni cezbeden yanı , eserde geçen baronun yaşam tarzıydı. Ailesinden ciddi bir servet kalıyor kendisine ve o da bu imkanı kullanarak " hırs " denen görünmez zehre bulaşmadan hayatını yaşıyordu ta ki o gece oluncaya dek. Benim hayatıma bir miktar benzer yanı buydu, hırs denen görünmez zehire benimde işim olmadı ama ileride belki hiç istemesem bile benimde bir olağanüstü gecem olabilir, bilinmeze doğru ilerliyoruz bu devrin insanları olarak usul usul mehtabın perde arkasından göz kırpışıyla. Eserin içeriğine gelirsek, zweig kitabın ortasına kadar yaşadığı gecenin sıra dışı oluşuna dem vuran bir anlatımla işliyor kitabı, lakin ne oldu ne yaşadı o geceye dair en ufak bir bilgi vermiyor. Ortasından itibaren ise artık , o geceye dair bilgilere başlıyor. Bir at yarışı ve orda gördüğü bir kadının büyülü rayihası onu çıldırtan bir şehvetin tomurcukları, ilkbahar mavisinin altında süregelen, sarmal, müteselsil olaylar örgüsü. Burjuvaların vakur tavırları, Aşk, at yarışını kazanma dürtüsü..Ve daha nice duyguların fahşice şahlanmış hallerinin bir tuvalde usta bir ismin kelimeleriyle resmetmesi. Kitap içerisinden birkaç fırça dokunuşu paylaşayım: "Yeniden hissetmeye başlamıştım, kurumuş dal yeniden yeşermiş tomurcuk veriyordu. " s.36 " Kendi içime bir sağanak gibi yağmanın, şimdiye kadar yaşadığım en derin rüyanın tatlı kucağında rahatsız edilmenin öfkesiyle irkildim." s.37 Okudunuz üzere yazar , aforizma tatlısı üstüne pudra niyetine metaforu serpmiş ve okura ikram etmiş, fevkalade olmuş. Bir kez daha asi kelimelerin karnavalı misali olan inceleme yazımın sonuna gelirken , kitabı okurken ki derin halimden bahsetmek istiyorum. Elim adeta ruhumun zavallı solgun hali gibiydi, kaleme yüz vermiyor değil, mecali yoktu onu tutmaya, sanki denizin altında boğuluyor gibi bir yürek çarpıntısı hissediyordum, yazmak istiyordum ama takatim yoktu. Bu eser bana yazma dürtümün tohumları gibiydi , içimdeki kurumuş dallar bu eserle yeniden filizlendi. Zevkle okuyacağınız bir eser, hayata dair dersler barındırıyor. Keyifli okumalar diliyorum.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202344 okunma
··
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.