Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Uzun zamandan üzerinde çok tartışılan, çocuk edebiyatının ölümsüzleri arasında yer alan bu eseri okumayı istiyordum. Ne yalan söyleyeyim. İçerisinde Atatürk'e hakaret edildiği iddiasını duyunca okumak için ayrı bir motivasyon da hissettim. Zira bu bir çocuk edebiyatı eseriydi ve içerisinde böyle bir karalamanın olması gereken son kitap türüydü. Dolayısıyla bu gizemi çözebilmek aşkıyla okudum çocukluğumun çizgi filmlerinden aşina olduğum eserini... Kitabın tartışmalı bölümlerine gelmeden önce takdire şayan bölümlerine bir vurgu yapmak icap eder. Dil ve anlatım özellikleri, empatiyi, çocuğun öznel dünyası ve bakış açısını en saf haliyle anlatmayı başarmış olması, masumiyeti ve insanların kirlenmişliğini çok net aktarabilmesi özellikleriyle ayakta alkışlanması gereken bir kitap. Kitabı okurken her insanın küçük bir dünyası olduğu benzetmesini bir insana gerçekten küçük bir dünya vererek anlatmış. Bizim özel sandığımız şeylerin genel olduğunu çok sempatik bir dille aktarmış. Bu sırada alkoliklerin, işkoliklerin ve sıradan insanların kendi dünyalarını ve o dünyalara olan bakış açılarını çok açık ve sıcak bir dille okuyucuya aktarmış. Kötülüğü ve kötü niyeti, yanlış anlaşılmaları, olumsuz anlam yüklemeleri çok güzel somutlaştırmış. Kısacası büyüdükçe kirlendiğimizi, adeta bu dünyada doğmamıza rağmen kendi gezegenimizde uzaylı gibi yaşamaya başlamamızı çok harika dile getirmiş. Tüm bu özellikleriyle çocuk edebiyatı eserleri arasında gerçekten hak edilmiş bir üne sahip olduğunu açıkça söylemeliyim. Gelelim tartışmalı ırkçılık meselesine. Kitabı okuyanlar kitabın harikulade özelliklerinden ötürü burada bir ırkçılık yapıldığı iddiasını es geçmek gerektiğini iddia etmekteler. Aslında bu kitaba vereceğim puan bu son derece sanatsal ve profesyonel ırkçılık çalışması olmasaydı 10 üzerinden 10+++ olacaktı ancak böylesi masumane bir eserin içine bile ırkçılık, Türk düşmanlığı ve bir ülkenin liderine hakaret etme gibi yakışıksız şeyler sıkıştırıldığı için artılarını almak durumundayım. Psikolojide doğru bilgiyi kullanmak için kullanılan "dokuz doğru bir yanlış" veya "tost tekniği" olarak da bilinen metodun çirkin bir uygulamasının başarıyla denendiğini net olarak söyleyebilirim. Bu puan kırmayı sadece milletimin önderine hakaret edilmesinden ötürü yapmıyorum. Böylesi tertemiz duyguların aktarıldığı bir eserin içine böylesi kirli amaçları olan bir kısmın eklenip eserin kirletilmiş olmasından ötürü yapıyorum. Irkçılık tartışmasına net bir yorum yapayım ve yorumumu sonlandırayım. Eserde bir Türk gökbilimcisi Asteroid B-627'yi ilk keşfeden insandır. Yıl 1909'dur. Avrupa'da bilim insanlarına keşfini bir sunumla anlatmak istediğinde başında fes olduğu için Avrupalılar onu dinlemezler. Buraya kadar olan kısmında Avrupalılar nezdinde "büyükler" dış görünüşe önem veren dar bakışlı insanlar olmaları açısından eleştirilmektedirler. Bu yoruma katılıyorum. Ancak buradan sonra böylesi bir eserde ne işi olduğunu anlamanın mümkün olmadığı bir kirlilik görüyoruz. Yazar bu olay üzerine bir "Türk diktatörünün(!)" ülkede fes takılmasını yasakladığını, emre uymayanların ölümle cezalandırılmasını sağladığını, sunumuna Avrupalı kıyafetlerle giden bilim insanımızın görüşlerinin kabul gördüğünü yazmış. Yazar burada ırkçılık ve Atatürk'e hakaret etmek istememiş olsaydı bu kişinin fesini çıkarıp Avrupalı kıyafetler giyerek döndüğünü ve bundan sonra görüşlerinin kabul olduğunu yazar konuyu bilinçaltındaki nefretle detaylandırmazdı. Oysa dönemin lideri Atatürk'e diktatör demekle kalmamış, ülkede hiç yapılmayan "sadece kıyafet için insanların şakır şakır öldürüldüğü" fantezisini eklemiş. Kıyafet devrimi sırasında hatalı bir toplum baskısı ile birlikte sosyal sorunlar yaşanmış ve bu durum insanlara eziyete dönüşmüş olabilir ama "Fesi varsa ateş serbest, hepsini vurun" gibi bir olay yaşanmamıştır. Burada zihinsel bir nefret son derece profesyonel bir sanatsal dokunuşla hayata geçirilmiştir. Bu açıdan Milli Eğitim Bakanlığının bu güzel eseri 100 temel eser arasından çıkarmış olmasını kesinlikle haklı buluyorum. Amerika'da George Washington'a "insanları zevk için kurşuna dizen diktatör" diyen bir eser diğer sanatsal nitelikleri ne kadar yüksek olursa olsun okullarda önerilen bir kitap olamazsa bu kitap da olamaz. Belirli bir bilince erişen her kitapseverin edebiyat zevkini tatmak için mutlaka okuması gereken bu güzel eser, bir de bu kirli bilinçaltı zırvaları olmasaydı tek kelimeyle ölümsüz ve kusursuz bir eser olabilirdi. Ancak sanata bile bulaşan bu kir ve pislik birçok güzelliği olduğu gibi bunu da azıcık lekelemiş. Gözünüz küçük pisliklerden rahatsız olmuyorsa eğer, ırkçılık dışındaki diğer tüm özellikleriyle takdire şayan bir eser ortaya çıkmış diyebilirsiniz. Bu ufak mide bulantısına rağmen kitabı herkese öneriyorum. Şimdiden iyi okumalar...
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Nilüfer Yayınları · 2017235.4k okunma
·
23 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.