Gönderi

556 syf.
·
Not rated
#Germinal #EmileZola ❤ "Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneyden geçirirken duygusal ve toplumsal olguları bir kimyacı gibi işlemesi gerektiğini savundu." diyor kitabın arkasında yazar. ve yazarın bu romanı da bu tezin adeta ispatı niteliğinde... Romanı okurken olayları bir izleyici gibi kaydetmiyor, yaşıyorsunuz. Yazar, Kuzey Fransa'da uzlaşmaya yanaşmayan maden işçilerinin grevini anlatırken işçi mahallesinde yaşanan yoksulluğu, açlığı, çaresizliği öyle güzel dillendirmiş ki siz de okurken kendinizi yoksul ve çaresiz hissediyorsunuz. Öğrencilerimi kitap okumaya özendirmek için onlara, kitap okumak size hayatınız boyunca yaşayamayacağınız bir takım yaşantıları bir nebze de olsun yaşamanızı sağlar, derdim. Nasıl? diye sorduklarında daha önce okuduğum kitaplardan örnekler verirdim. Bundan sonra bu soruya ilk olarak Germinal'i örnek vereceğim, bu kitabı okurken bir maden işçisi oldum, her gün madene girip çalıştım, yerin altında ölümle burun buruna gelerek karanlık dehlizlerde saatlerimi geçirdim, emeğimin karşılığı olmayan üç kuruş maaşla geçinmeye çalıştım, iş gücünün günden güne arttığını görünce de greve başladım, aç kaldım, çaresizliği tattım ve madende göçük altında kalıp kurtarılmayı bekledim diyeceğim. Roman kahramanlarından Maheude: -Doğruluk için hak ve adalet için seve seve canımı veririm! Günün birinde bizim de şöyle zevkini çıkararak yaşamamız hakça olur doğrusu." diyor. Ve bu uğurda çok canı yanıyor. İlk olarak eşi direnişte askerler tarafından öldürülüyor, bir çocuģu toprak altında kaldığı için sakatlanıyor, küçük kızını açlıktan kaybediyor, büyük kızı Catherine madende göçük altında ölüyor, büyük oğlu Zacharie kız kardeşini kurtarmaya çalışırken grizu patlaması sonucu yanarak can veriyor. Evet Maheude doğruluk, hak ve adalet için canlar veriyor ama malesef şunu unutuyor "dünya insan türünün yaşaması ve güzelleşmesi için güçlülerin zayıfları yuttuğu bir savaş alanı" :( Yazar yaptığı betimlemelerle sizin de bu savaş alanını gözlerinizle görmenizi, kulaklarınızla işitmenizi, koklamanızı, tatmanızı sağlıyor. İşçi mahallesindeki drama sizi de ortak ediyor. Kıtabın son yüz sayfasında tekrar madene dönmek zorunda kalan işçilerin toprak altında kaldıkları, ölümle yaşam arasında gidip geldikleri o dakikalarda dehlizlerde ordan oraya koşturmaları, madende çalıştırılan bir atın can havliyle suyla dolmaya başlayan dehlizlerde verdiği yaşam mücadelesi ve sonunda suların altında kalırken çıkardığı son çığlığı siz de duyuyorsunuz...Yaşanan çaresizlik gözyaşlarınızın akmasına sebep oluyor. Yarıya kadar su dolan bir dehlizde kurtarılmayı bekleyen Etienne ve Catherine'le birlikte siz de adeta kurtarılmayı bekliyorsunuz. Dışardan gelen seslere siz de onlar gibi seviniyor, duydukları açlığı hissediyorsunuz. Yazımı şu alıntıyla bitirmek istiyorum: Catherine, kısık sesle madencilerin ünlü lafını yineledi: -Ölüm geldi mi, lambayı söndürür. Okumanızı şiddetle tavsiye edeceğim romanlardan biri oldu Germinal... Ayrıca göçük altında kalarak ya da grizu patlamasıyla yaşamlarını yitiren tüm madencilerimizin de ruhu şad, mekanları cennet olsun. (Soma, Ermenek, Zonguldak, Sorgun, Armutçuk, Amasya ve daha sayamadığım niceleri )
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911k okunma
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.