Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kırılan bir kalbin eskisi kadar atmadığını babamdan filan değil kendimden öğrendim. Ne zaman çarpıntım başlasa mutluyum derdim hep kendi kendime.Eskiler hatırlanınca acılar yeni oluyor galiba. Neyse....Pek beceremeyenlerdenim yaşamayı. Ama öyle pes edenlerden değil. Bir şeyler olsun diye çok şey yaptım, hiçbir şey olmadı. Aslında çok şey oldum. Bekletilen oldum, aldatılan oldum, kandırılan, kaybeden oldum,yalnız oldum yanlış insanlara tükendim,hep birşeyler olsun dedim sonra hayat 'sen kimsin ki?' Dedi.Mutsuzluğun o kekremsi tadını sanki ağır bir ilaç içmişimde sabahında miğdemdeki zehiri ağzımdan soluyormuşum gibi hissettirdi. Neye elimi atsam kuruyor sanki doğduğumdan beri. Mutsuzluktan geberiyorum değil de umutsuzluk bitiriyordu beni. Çocukluktan tek farkım birinde aşağı yukarı salıncakta sallanırken diğerinde birileri ruhumu sallıyordu sanki,aşağı yukarı. Oturduğum yerden kalkmak inanın eziyet geliyor bana kimileri buna üşengeçlik diyor...Bıraksalar yüzyıllarca uyurum diye düşünüyorum geceleri.Sabah uyandığımda ise beklentilerin sadece insanı yıprattığına bilmem kaçıncı kez daha şahit oluyorum.Pencereden baktığımda günler mevsimler degişiyor her seferinde ve gözlerimin önünde bitişimi seyrediyorum daha önce hiç rastlamadığım televizyon kanallarında.Bendeki hep bi kaçıp gitme isteği,hep bi uzaklaşmak. Nereye bilmiyorum. Galiba kendimden uzaklaşırsam bir gün, toparlarım gibime geliyor. Olmuyor çünkü. Halı saha maçlarında sürekli kaleye koyulan insandan halliceyim hani heves var ama insanlar sürekli engeller koyuyor hayatıma...Bazen arkadaşlar çağırıyor...tek gülümserken mutsuz olan ben gibiyim galiba.Bildikleri şeylerden umut ettikleri kadar dolu görünümlü neşeli insanları izliyorum bazen. Başka şekilde yaşanmıyor zaten hayat denilen bu illet diyorum kendi kendime. Sonra kendimin fazlasıyla çürümüş ruhumla yaşadığımı biliyorum bilmek değilde hissediyorum diyelim....Yazınca değil, kusunca rahatlıyorum.Kesinlikle öneriyorum bazı şeyleri söyleyemediğinizde kusun. Henüz 27 li yaşlarındayım.Fakat yaşadıklarımı değilde hissettiklerimi kronolojik sıraya koysak sanırım m.ö ki hisleri bulabiliriz. 1 ay önce psikologa gitme isteğim vardı.Yaklaşık iki saat anlatmaya çalıştığım zaman çevremdeki insanlarda 'Anlıyorum' diyorlardı gideceğim psikolokta iki yüz lira bırakıp çıkacağım için 'Anlıyorum' diyecekti. Hepsi bu.Ben bile bazen kendimi anlamazken birilerinin beni anlamaya çalışıp sonra sen sorunlusun cidden düzel bak diyişine hayatım boyunca anlam veremedim. İnsanlar rol yapıyordu çünkü. Kimse kimsenin acısını gerçekten umursamıyordu afedersiniz ama bende umursamıyorum...Buraya afilli bi küfür gelirdi değil mi? Herkes yalnız başına ölecekti fakat kabullenmiyordu bunu hiç kimse. Ötesi yoktu bunun, kaybolmuş gibi hissediyordum kendimi. İntihar etmeyi ne zaman aklımdan geçirsem kendimi ruhumun boşluğundan atıyordum kendimi sonra ne mi oluyordu? Sabah kalkıp hissedip anlam veremediğim şeylerin izahını düşünüyordum.Pes etmemek değil de cesaretsizliğim bırakmıyordu peşimi. Yaşanmış onca şeye rağmen hala hayal kurabiliyorsan bu zaten müthiş bir yetenektir derler ben hayal kurmayan kursada sonuna doğru uyuya kalan düz bir insan olmuşumdur hep biliyorum altını çizeceğim çok kitap satırı olmuştur lakin yaşamak için bir sebeb bulamadım hâlâ.En çokta bazen nefesimin daralması sebep oldu yazmama. Kendimi bildim bileli yıkılmamak için uğraşıyorum. Aslında devrildiğimi biliyor,ayağa kalkmamak için çabalıyorum.Öyle kariyer hedefim pek olmadı benim. Daha çok günü kurtarmak için yaşıyorum sanki. Arada bir onsuzluk yumrukluyor zihnimi. Hani bazen bir ortamda olursun bir konu açılır 3 4 yutkunmayla derin bir nefes alırsınız ya hah işte o acı bu acı işte birinin yokluğu diyorum ben buna hayatının %90'lık eksikliği.Hani dayak yedikten sonra kimselere bir şeyler diyemeyip gecenin bi vakti yalnız başına balkonun köşesinde gizli gizli sigara içen sekiz yaşındaki çocuğun hüznü zaten tartışılmaz. Her dumanın ardından öksürüğe boğulduğum ciğerlerimden hiç bahsetmiyorum bile. umursamadım keşkelerimi,pişmanlık değil bu tamamen yutkunmalık düşünceler.Birini sevmek istedim inanın hiç bu kadar hissettiklerimi büyüttüğüm zaman olmazdı sanki ben bir yana hissettiğim şey bir yanaydı. İnanın nasıl öldüğümü hiç hissetmedim galiba güzel öldüm.En azından anlattığımda dinleyenim cidden anladığına inandığım olmuştu. Hayalet olmaktan çıkardı düşüncelerim birşeyler anlatsam çabasındaydım hani...
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.