Gönderi

221 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Cemaat Diktatörlerinin Psikanalizi
Hamdi Tayfur'un Cemaat Diktatörlerinin Psikanalizi adlı kitabı ilginç, çarpıcı ve sert bir başlığa sahip. Kitabın adında cemaat olacak sonra diktatör ve son olarak da psikanaliz. Haydi iddialı kitap başlığı. Kitap sade bir kapak tasarımına sahip. Arka kapak yazısı da aynı şekilde sade. Bu şekilde olması kitap başlığının o sert yapısıyla kontrast oluşturmuş diye düşündüm. Yazar önsözde, insanın hem içinde bulunan hem de dışarıdan eklenen çeşitli düşüncelerin etkisi altında kaldığını ve bunların bir kısmının ise daha sonra 'dogma' haline geldiğinden bahsediyor. Bazı kişilerin/toplumların, bildiklerinin dışına çıkmamalarını ve bildiklerinin dışındakilerini reddetmelerini, kendilerinin bir zırhı olarak gördüklerini; bunların etrafa, düşünceye, farklı bakışa kapalı da olduklarını ifade ediyor. Var olan yeterli, yeterli olmasa bile var olan 'ideal'dir diye görülebildiğini; kendisini hem içten hem de dıştan kapatan bir kişiden, topluluk oluşmaya başlandığı an da ise, dogmanın sabitlendiğini, sorgulamanın ortadan kalktığını ve herkesin bu şekilde olmasını isteyen bir yapının da ortaya çıkmaya başladığını belirtiyor. Yazar da, anlatmak istediklerini cemaatlerin yapısı üzerinden anlatmaya çalışıyor. Ya da benim anladığım o şekilde. Yazar, düşünce denizinde bir sarsıntı oluşturmaya çalışmış. Düşünelim, tartışalım, konuşalım diyerek toptan ret ya da kabulcü anlayışların dışında bir açılım sergiliyor. Zaten toptan reddetme veya kabul etmeyi yaşantımızda sürekli yapıyoruz. Biraz 'değişiklik' yaparak kendimizi düşünce denizine atıp orada yüzmeye çalışalım. Burada bilinçaltı şu çağrıda bulunabilir: "Ya boğulursan". Bu da doğru. Lakin kendimizi dalgalara bıraktığımızda o dalgalar bizi kıyıya da çıkarabilir uzaklara da götürebilir. Düşünceler de bu şekilde değil mi? X demiş doğru Y demiş yanlış. Lakin bizim yargımız, soruşturmamız, anlamamız nerede kaldı? Tartışma en önemli unsurken, dogmalarla yaşanır hale geldik. Burada da cemaatler üzerinden bir sorgulama yapılıyor. Genel bir durumu anlatsa da bu kitabı okuyanlar çevrelerinde bu tür yapıların olduğunu ve bu ve buna benzer şeylerin kendileri tarafından da duyulduğunu ve hatta gözlemlediklerini dile getirebilir. Yazarda zaten toplumun içindeki bir konuyu yazıya taşımış. Klasik anlatım dışında cümleler dikkatli okunduğunda sert ifadeler de yer almaktadır. Yazar yeni bir yol açma peşinde diye düşünebiliriz. Hatta bunu da kısaca bahsettiği örnek durumlara istinaden ifade ediyor. Örneğin, niçin Müslüman dünyasında kan, gözyaşı, zulüm devam ediyor? Hemen kestirmeden 'dış mihraklar' cevabı işin kolaya kaçan kısmı olmuyor mu? Ayrıca niçin İslam aleminde fen, matematik gibi alanlarda alimler çıkmıyor? Sadece 'din alimi' olunur ama bir 'tıp alimi' niçin olunmuyor? Bir yere hep aynı açıdan baktığımızda aynı şeyi göreceğimiz için farklı açılardan bakmaya çalışılması bugün ve gelecek açısından da yeni bir bakış olarak görülebilir. Kitabın birinci bölümünde genel bir cemaat/grup fikri hakkında bilgi veriliyor. Bazen sert cümlelerle durum tespiti de yapılıyor. Kullanılan dil ve anlatım ise oldukça iyi. Bu kısımda özellikle Eric Hoffler ve Robert S. Robins'den oldukça yararlanmış. Kitabın ikinci bölümünde ise İslam tarihinden bazı kesitler sunuluyor. Bunlar ise, imamet, halifelik, icma, İslam devleti kavramı, Müslümanlığın ilk dönemlerinde yapılanlar ile sonraya taşınanlar gibi başlıklara sahip. İslamiyet bariz bir şekilde bir devlet sistemi önerdi mi? Önerdi ise geçmişten günümüze bakıldığında bunun bir örneği var mı? Yoksa niçin yok. Bu konular bile ayrı ve başlı başına ciltler dolusu yazılar yazılacak içeriğe sahip. Lakin burada anlatılmaya çalışılan ise yine bir sorgulayan ve eleştiren bir açıdan duruma bakabilmek. Kitabın birinci bölümünde cemaat liderliği (bu konuyla ilgili çok sayıda alıntı ekledim onlara bakılabilir) konusu işlenirken, ikinci bölümde ise İslam devleti, kabile, Arap toplumunda kabilelerin yeri, halifelik döneminde kabilecilik gibi bilgiler yer alıyor. 4 Halife dönemini farklı bir yaklaşımla ele alıyor. Dönemi dini değil de siyasi, kültürel kodların etkinliği ve bunun üzerinden yapılan halifelik, saltanat kavgalarını kendince değerlendiriyor. Okuyanların hoşnut olmayacağı bazı tezleri de dillendiriyor. Notlar: ++ Kitap bir derlemedir. O yüzden birinci bölüm ile ikinci bölüm tamamen farklı. Hatta iki kısım ayrı ayrı iki kitap olarak basılsa daha iyi olurdu. Çünkü ortada bir geçiş yok. İkinci bölüm diye tarif ettiğim halifelik ve sonrası ile kitabın başlığı ile tam bağdaştıramadım. ++ Kitabın özellikle ikinci kısmında yazarın tercih etmediği hitap şekilleri çoğu okuyucu için yabancı ve sert bulunabilir. ++ Cemaat liderleri hakkında olan kısımda ise konunun devamında bazı örnekler verilebilirdi. Tabi ki bıçak sırtı bir konu ve bunun üzerinden verilecek örnekler de rahatsızlık verebilir. Lakin günümüz olmasa bile geçmiş (60, 70'li yıllar gibi) yıllardan bazı örneklerle konu pekiştirilebilirdi. (Derleme olduğu için kitap haline getirilme sırasında ilave o yüzden yapılmamış olabilir.) ++ Daha önce yazarı duymamıştım ve ilk olarak bu kitabını okudum. ++
Mehmet Azimli
Mehmet Azimli
'nin 'Farklı Okumalar' başlıklı bir serisi var. Bu kitapta bana onu hatırlattı. Ezcümle: Kitabın adındaki kelimeler tek başlarına yoğun ve derin anlamlar içerirken acaba ona uygun bir içerik oluşmuş mu, buna da okuyucu karar versin. Tavsiye ederim. Bu kitabı 28 Nisan - 1 Mayıs 2020 tarihleri arasında okudum. İnceleme yazısı ise 15 Kasım 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi.
Cemaat Diktatörlerinin Psikanalizi
Cemaat Diktatörlerinin PsikanaliziHamdi Tayfur · Mana Yayınları · 201210 okunma
·
114 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.