Gönderi

1552 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 28 days
Denizci Dantés'den Monte Kristo Kontluğuna
Edmond Dantés iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim. Edmond derdim, her ihanet sevgi ile başlar. *** Kaderin bir cilvesidir, tam mutlu oldum, her şey mükemmel, artık güzel bir hayata başlıyorum derken başımıza planlarımız dahilinde olmayan bir fenalık geliverir. Tüm hayallerimiz, umutlarımız, sevdiğimiz insanlar, işimiz ve belki de hayatımız biz ne olduğunun farkına bile varmadan elimizden kayar gider. Düşünün ki, 19 yaşında genç, yakışıklı, başarılı bir denizcisiniz. Deliler gibi aşık olduğunuz nişanlınız, her an bir terfi beklediğiniz güzel bir işiniz, kıt kanaat geçinseniz de mutlu, sıcak, samimi bir yaşantınız var. Artık mutluluğu yakaladığınız, yeni bir hayata adım attığınız sırada ve tam da aşık olduğunuz güzel kadınla evleneceğiniz vakit çevrenizde hiç fark etmediğiniz, sizin mutluluğunuzu, başarınızı kıskanan dost sandığınız insanlar (!) tarafından bir oyuna getiriliyorsunuz. Bu oyun özgürlüğünüzü, geleceğinizi elinizden alıp köyü bir zindanın ıssız ve sessiz derinliklerine hapsediyor. 14 yıl... Tam on dört yıl o çukurda sevdiklerinizden bi haber yaşıyorsunuz, tabi buna yaşamak denirse. Umutsuzluğa kapılıp dünyanın en bahtsız insanı olduğunuzu düşünüyor ve kendinizi öldürmek istiyorsunuz. Tam öleceğiniz sırada Tanrı insani bir araçla ortaya çıkıyor. Yüce Tanrının sonsuz merhameti ve gücüyle günün birinde zengin, güçlü bir halde kalbinizde zerre miktar azalmamış intikam duygusuyla o mezardan çıkıyorsunuz. İşte Edmond Dantés o mezardan tüm bu yaşadıklarını unutmadan, içindeki yoğun duygularını kaybetmeden muhteşem bir kudretle ayrıldı ve ilk çığlığını babası için attı. Ardından teker teker sadakatsiz nişanlısından, kendine ihanet eden sevgili (!) dostlarından kaybolan hayatının karşılığını misliyle aldı. *** Üç silahşörler, Siyah Lale gibi ünlü eserlerin sahibi Alexandre Dumas Pere'nin kusursuz eseri. Sinemaya, tiyatroya, televizyona (hatta türk televizyonuna) uyarlanmış, hakkında defaatle konuşulmuş yazılmış çizilmiş bu eser Napoléon korkusuyla tutuşmuş Restorasyon dönemi Fransa'sının panoramasını gözler önüne seriyor. Kitapta yer yer Türklerden, türk kültüründen ve özellikle Tepedenli Ali Paşa'dan söz edilmesi bir hayli ilgi çekiciydi. Karakterlerin duygularını, düşüncelerini bu denli saf, katıksız bir şekilde okuyucuya geçirilebilmesi, kurgunun bir an olsun sürükleyiciliğini kaybetmemesi, insana insanı en insani duygular ile anlatması yazarın başarısını arttırıyor. Teknik detayları geçersek, romantizmin hat safhada olduğu, sürat kesmeden ilerleyen ilgi çekici bir kurgu. Her detayına ayrı bayıldığım eserde her duyguyu görebilmemiz mümkün. Ne teknik ne de kurgu anlamında bir kusur göremedim. Hacminden dolayı gözünüz korkmasın bir çırpıda okunabilecek bir eser. Klasik sever okurlara seve seve tavsiye ederim.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026k okunma
··
287 views
sevim okurunun profil resmi
Dipnot: -Kitap türk televizyonunu kasıp kavurmuş Ezel dizisine uyarlanmış. - 27'den fazla ana karakter ve bir o kadar yan karakter olduğu ve isimleri ikinci kitapta değiştiği için bir karakter haritası çıkarıp sürekli göz atmanızı öneririm.
Fenci okurunun profil resmi
Ben 600 sayfalık sadeleştirilmiş halini okumuştum.Ama halen klasiklerde açık ara farkla en beğendiğim kitaptır.Kurgusu, olaylar arasındaki bağlantılar ve tam her şey bitti derken gelişen olaylar mükemmeldi👍
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.