Gönderi

364 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
1453-kızılelma Konstantinopolis; karmaşık düzende yapılmış ve birbirine yakın kulelerle desteklenmiş, önde aşılmaz bir hendekle sarılmış üç sıralı sur Halıç'ten başlayıp Marmara'ya kadar uzanır ve kenti saldırılara karşı mühürler. Teodosius'un bin yıllık duvarı Batı Hıristiyanlığı için İslamiyet'in önünde bir set oluşturur. Kentin bulunduğu konum, savunmanın insan eliyle olduğu kadar doğa tarafından da korunmasını sağlar. Sultan Mehmet'in hedefi de Ataları gibi, dünya gücünün simgesi Kızılelmaydı. Efsaneleşmiş olan bu tutkunun geçmişi son paygamber Hz. Muhammed'e kadar uzanmaktadır.( Konstantiniye elbette fetholunacaktır! Onun komutanı ne güzel komutan ve o asker ne güzel askerdir) Konstantinye daha önce de kuşatmalar görmüş, doğal felaketler geçirmiş fakat eskisinden daha da kuvvetli ve kudretli olarak varlığını sürdürmüştür.  Sultan Mehmet 1451 de ikinci kez tahta çıkınca gayesi bu şehri fethetmek ve tarihe adını İslamiyet'in en büyük sultanı olarak mühürlemek olmuştu. Uzun bir hazırlık dönemi, ustalıklı stratejiler ve zorlu bir fetih yolculuğu başlamıştır. 1453 yılı başında bütün hazırlıklar tamamlanmış ve Osmanlı orduları Edirne'den Konstantinye doğru yola çıkar. Kuşatma zorlu ve kanlı olarak Mayıs sonuna kadar devam edecektir. 29 Mayıs 1453 Konstaniye fethedilmiştir. Yeniçerilere Sultanın verdiği üç günlük yağma izni sonunda şehir harabeye ve kan gölüne döner. Tarih yazarları, Türklerin barbarlığını yazacaktır ve yakın tarihte matbaanın icadı ile yazılanlar dünyanın her yanına ulaşacaktır. Ve Türkler dünyaca barbar olarak anılacaktır. Öte yandan İtalya'da yeralan  Colesıum'da yapılan gladyatör döğüşlerinde sırf halkı eğlendirmek uğruna dökülen kanlar anlatılırken barbarlıktan söz eden yoktur. Ya da Haçlı seferlerinde yakılan köylerde öldürülen yakılan halktan.... Oysaki Sultan Mehmet, şehrin dokusunu bozmayacaktır, İstanbul her dinden insannın yaşadığı kozmopolit bir şehir olacaktır. Dökülen kan savaşın getirisidir. Ve İstanbul!!! Her türlü kargaşanın, güzelliğin, zenginliğin, çelişkinin, iyiliğin ve kötülüğün her türlü zıt duygunun içinde barındırdığı şehir kaderinde daha neler yaşayacağını bilmeden tarihi dokusunu öyle ya da böyle yitirmeye başlamış bir halde sağına soluna gökdelenlerin dikilişle ayakta durmaya çalışıyor şimdilerde...dileyelim ki geleceği kıymet bilenleri barındırır içinde..
Son Büyük Kuşatma 1453
Son Büyük Kuşatma 1453Roger Crowley · April Yayıncılık · 2012214 okunma
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.