Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Yeditepe Şiir Armaganı
'Kavel', günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş ilk kitabimdir benim. Ondan öncekilerin serüvenlerini 'Koçero Vatan Şiiri' adlı kitabımın önsözünde kısaca anlatmıştım. Gerçekte, ilk kitabımın 'Hiroşima' olması gerekirdi. Ne yazık ki 'Hiroşima', Düşün Yayınevi'nde çıkan yangında gitti (1962). Yayımlanmış şiirlerimden oluşturduğum bir kitaptı bu, o yüzden, dosyanın yokolmasını önemsemedim. Oysaki kopyası da yoktu bende. 1963’de, Ataç dergi ve yayınevi yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil'in ve benim şiir kitaplarımızı yayımlamayı düşünüyordu. O günlerde, ünlü 'Kavel Grevi'nin destanına çalışı­ yordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul'un önerisi üzerine, destan çalışmamı bir yana ittim. 'Hiroşima'yı yeniden toparlayıp düzenlemeğe koyuldum. Adı yine 'Hiroşima' olsun istiyordum. Kitap bitti. Adını 'Kavel' koyduk. Şiir kitaplarına çizimler koyma gibi bir alışkanlık vardı o yıllarda. Hem kapağını yapsın, hem de uygun sayfalara çizimler hazırlasın diye, dosyayı ressam Balaban'a yolladım. Balaban, Bursa'nın Secköy’ünde yaşıyordu o yıllarda. İki ay sonra Balaban'dan bir mektup: "Kavel'in kapa­ ğını ve desenlerini mum ışığında çalışarak, yer yer de çok duygulanarak yaptım, yolluyorum." Kapağı ve resimleri, kitapla birlikte İstanbul'a, Şükran Kurdakul'a postaladım. '63 kasımında basıldı kitap. Küçük boy, tıkız sayfalı bir kitaptı bu. Tasarladığım kitapla hemen hiç ilgisi yoktu. Balaban'ın dört renkli düşündüğü kapakta yalnızca mavi vardı. Çizimlerden kimileri de konulmamıştı kitaba. Bozul￾dum! Çok sevdiğim Kurdakul bunu bana nasıl yapardı? Sanatçı alınganlığı işte!.. Ataç Yayınevi'nin parasal sorunlarını filan düşüne￾cek durumda değildim. Üzüldüm ve küstüm Kurdakul'a. Kitabı elime almak istemedim. Oysa kitap sevildi, ilgi gör­dü, benden habersizce katıldığı 'Yeditepe Şiir Armağa￾m'nı kazandı (1963). Ekmeğimi gazetecilikten ve gülmece yazarlığından kazanıyordum. Araya yeni kitaplarım ve olaylar girdi, 'Ka￾vel'in yeni basımını düşünmeğe vakit bulamadım. Hem, o yıllarda, yeteri sayıda yayınevi de yoktu. 'Kavel'in ikinci basımını, 1967'de, o günün koşulları içinde, ben kendim yaptım. Çalışmakta olduğum basıme￾vindeki, birikmiş alacaklarımı kurtarmak için bu yolu seçti­ ğimi belirtmeliyim. Kitaba yeni şiirler eklemiş, belgesel ni￾telikli bir de yazı koymuştum. Ayrıca, basımevindeki ala￾caklarıma karşılık 6500 veya 7000 adet bastırmıştım. Bu￾nun yarısını ikinci, yarısını da üçüncü basım olarak düşü­ nüyordum. Çünkü, 1967'lerde, bir şiir kitabı için en iyimser sayı, 3000'di; daha yukarısı düşçülük olurdu. Üstelik, 3000 kitabı, özel ilişkilerle dağıtmak ve tüketmek kolay değildi. Gerçekten de kolay olmadı! 3000 kitabı beş yılda elden çı­ karabildim. Kitabın üçüncü basımı, ocak 1972'de yapılabildi. 3000 adet iç hazırdı; bir ressam arkadaşım, üçüncü basım için yeni bir kapak yaptı. Halkımız der ki "Güzelin yazgısı çirkin olur." Doğru, demek gerekiyor bu söze. 1963'de 'Yeditepe Şiir Armağanı'm kazanmış olan, beğenilmiş, sevilmiş, hakkında çok yazı yazılmış bir yapıt, benim beceriksizliğim, ilgisizliğim yüzünden, okurundan ayrı düşme tehlikesiyle karşı karşı­ ya gelmişti. 1977 şubatında, kitabı yeni basıma hazırladım. İstiyordum ki, sağlıklı bir basım ve dağıtımla okuruna ulaşsın bu sevdiğim, güvendiğim yapıt. Ne yazık ki, araya yeni yapıtım 'Haziranda Ölmek Zor’ girdi. 1977 yılında. Yeni kitaplar, yeni olaylar derken, aradan yine yıllar geçti. Gelin de, "güzelin yazgısı çirkin olur" sözüne inanmayın!.. 'Kavel'in kısa yaşamöyküsü işte bu! Onu, 1982'de kardeşlerinin arasına katıyor, yıllardır yoksun kaldığı havasına suyuna kavuşturuyorum. İnanıyorum ki, ilk basımıyla 'Yeditepe Şiir Armağam'nı kazanan bu yapıtım, tezgünde okurun eline ulaşacak ve hakkı olan yere oturacaktır. (Ankara, Temmuz 1982)
Kavel
KavelHasan Hüseyin Korkmazgil · Bilgi Yayınevi · 1993231 okunma
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.