Hasan Ali Toptaş’ı yakından kendi kelimeleriyle tanımak isteyenler için okunası bir kitap . Hasan Ali Toptaş ne okur?,nasıl çalışır?,yazarken nelerden beslenir? sorularını merak edenler için okunası bir kitap. Kitabı okurken kelimelerle HAT’ın edebî yönü somut bir şekilde resmedilmiş bir taksi içinde sağında Şükrü Erbaş solunda Neşet Ertaş oturmuş giderken Beşparmak Dağları’nda bir çayırlıkta çeşme başında durmuşlar su içiyorlar.. Ya da sade bir çalışma odası ve bir duvar boyunca kütüphane içinde HAT ,hırkası ile masasında oturmuş yazacağı kitabının ilk cümlesini bulmaya çalışıyor bunu yaparken sık sık kitaplığından hayranı olduğu yazarların başucu yaptığı kitaplarına başvuruyor.. Kitap boyunca kelimeler ve harfler zihnimde bu şekilde resim karelerine dönüştü. Hep merak etmişimdir yazarlar nasıl bu kadar etkileyici ve bize seyrettiriyormuşcasına kelimeleri kullanarak hikayelerini anlatabiliyorlar,bu anlamda okurun merakına cevap veren bir kitap olmuş. Ahmet Hamdi Tanpınar ,bir gün Edip Cansever’in şiirlerini okur ve bunlar şiir değil der.Oda’nın ortasına bir sürü resim yayar resimlere çok bak tavsiyesinde bulunur..İşte nasıl yazabilmişler o unutulmaz cümleleri ,yazma mutfağında bu kareler yaşanıyor.. HAT’ı bir yönüyle Tutunamayanlar’ın Selim Işık’ına benzettim.İkisi de yazarların hayatlarını kendi hayatları kadar iyi biliyor..Kendilerini o yazarlar içinde konumlandırabilmek ,kendi varlıklarını algılayabilmek için yazarların hayatları ve kitapları ile haşır neşir olduklarını düşünüyorum. Kitap içerisindeki ‘Bulduk Usta’ hikayesini Anadolu topraklarına ve Türkiye tarihine özgü sadece bizim topraklarımızda yaşanacak türden bir hikaye olarak düşündüm uzun zamandır bir hikayeyi bu kadar çarpıcı bulmamıştım alanımla alakalı ve derslerimde sohbetlerimde kullanacağım etkileyicilikte bir hikaye olarak gördüğüm için bu inceleme içinde de yer verdim.Zannetmiyorum ki bu gerçek hikayeye’ye eğer bu kitabı okumasaydım başka bir yerde rastlayamazdım. Hasan Ali Toptaş ‘ın varlığı ve edebiyatçı kimliği ile okurlar arasında tanınır ve saygıduyulur bir yer edinmesinde hayatındaki önemli figürlerin sağlam ve zengin içerikli karakterler olması olduğunu düşündüm.Mesela annesi sağlam bir hikaye anlatıcısı tüm çocukluğu annesinin hikayeleri ve mimiklerinden çıkardığı mana bulmuş hayat içinde geçmiş.Bu türden insanların kolay kolay tükenmeyeceği ve zihin karışıklığı ,ruhsal zayıflama gibi çalkantılara düşmeyeceklerine dair bir inanç içime yerleşmiştir. Ne demek istiyorum bir süredir sosyal medyada karşıma çıkan bir Teoman resminin düşündürdükleri ile belki demek istediğimi anlatabilirim. Teoman yayılmış ve defresip bakışlara sahip resmin altında bir yazı’ Hayatım bir film olsaydı bilet paramı geri alır çıkardım.’ ( ama acıklı bir kahkaha ile ben bu resmi tabiki renklendiriyorum ve varlığımı o âna nakşediyorum) İşte HAT’ın çocukluğundaki insanlar ve mekanlar o kadar zengin ve sağlam ki..Ve daima Anadolu insanının hayatında bitmeyen bir meşguliyet vardır.Eylül’ün ilk haftası bağ bozumu seramonisi başlar,reçeller,tarhanalar,turşular, köy ekmekleri pişer yapılır kurulur, düğünler,kız istemeler,akraba ziyaretleri ve bitmeyen bu meşguliyetler arasında sağlam hikayeler ortaya çıkar..Böyle insanlar hayatlarını manalandırmaya bir anlam arayışına, kendini bulmaya zaman harcamazlar, zihinlerinde işlenecek o kadar çok argüman birikmiştir ki çünkü.. Nedense bugünlerde Selim Işık’ı ölüme götüren nedenleri Turgut Özben ile(Tutunamayanlar) günlerdir anlama serüvenimde olduğum için belki bu düşüncelere zihnimin üst sıralarındadır.. Kitabı okuduktan sonra başka kitapları da okumaya hevesleniyorsunuz çünkü o kadar meraklandırıcı tarzda başka kitaplardan bahsediyorki nerdeyse her sayfada bunu yaparken de kendinizi de bir okur olarak değerlendirme fırsatı yakalıyorsunuz ben bu kitapların hangilerini okudum ya da bu filmlerin hangilerini izledim haberdarlık seviyesi belirliyorsunuz kendinize.. Bu kitabın bir diğer düşündürdüğü ise şu oldu;’Hayat harekettir,eylemdir ve daima bitmeyen bir değişimdir,değişimle gelen başkalaşma gelişmedir.’ Bir kitaba neden 10 veririm ben,bi anda tüm perdeler kalkar ,usanç, rutin, sıkıcı gerçeklikler zihnimin en alt katmanına itilir ve hayatı yaşamak heyecanlı bir duyguya bürünür işte bana bu duyguyu her kitap vermez ve emeğimin karşılığını bir okur olarak böyle hissettiğimde aldığımı düşünürüm yazarına selam gönderirim minnetle.. HAT SELAM OLSUN SANA:)

Harfler ve NotalarHasan Ali Toptaş · İletişim Yayınları · 20141,993 okunma

··

91 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülcan