Gönderi

311 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
Tanzimat edebiyatında Taaşşuk-u Talat ve Fitnat, Sergüzeşt adlı ilk romanlarımızdan sonra sıra Araba Sevdası’na geldi. Öncelikle ifade edeyim, Türk toplumunun kitap okuma seviyesine göre biraz daha fazla kitap okusam da bu platformdan da görüleceği üzere az kitap okuyanlardan birisiyim. Onun için buraya yazacaklarımı amatör ya da profesyonel kitap eleştirmeni kastıyla yazmaya çalışan birinin değil sadece okuduklarıyla ilgili kendi çapında not almaya çalışan bir kitap okuyucusunun değerlendirmesi olarak dikkate almanızı temenni ederim. İlk realist romanımız olarak nitelenen kitap ilk satırlardan bunu ispat edercesine hikayenin geçtiği Çamlıca civarındaki park/bahçenin geniş tasvirlerini yaparak başlıyor. Kitap, o dönemdeki İstanbul halkının eğlence anlayışını, toplumun sosyal dokusunu anlatıyor. Hikaye yüksek tabakadan Bihruz Beyin bu bağ/bahçede atlı arabası ile gezerken gördüğü kadından etkilenmesi, onunla az da olsa iletişime geçip, sonrasında kafasında kurduğu hayaller üzerine dönüyor. Alafrangaya ve arabalara pek düşkün olan Bihruz Bey, yarı fransızca yarı Türkçe konuşması ile yanlış batılılaşmanın dibine vurmuş bir şahıs. Recaizade Mahmut Ekrem de romanında kendisi hikayeyi anlatırken bol bol fransızca kelimelere başvuruyor. Bunu ironi yapmak için mi yapmış bilemiyorum. Ama bana Bihruz bey tarzı kişileri eleştirirken aynı zamanda fransızca kelimeler kullanarak kendiyle de dalga geçiyor gibi geliyor. O dönemki İstanbul’u, oradaki sosyal yaşantıyı, kadın-erkek ilişkilerini güzel bir şekilde anlatan kitabın kusurlarına gelince burada da diğer ilk Tanzimat romanlarındaki hikayeye karışma hadisesi karşımıza çıkıyor. Mesela Bihruz Bey, yüksek sosyeteden sandığı ama aslında öyle olmayan dul bir kişi olan Periveş hanıma mektup vermeye çalışır. Nihayetinde Periveş hanımın arabasındaki diğer bir bayan mektubu Periveş Hanım adına alır. Bihruz bey, mektup ve sonrası için bir sürü hayaller kurar, cevabın gecikmesi üzerine bir hayalden diğerine atlar. Burada ise ne olduğuna dair heyecan beklentisi tam girecekken okur, aslında ne olduğunu hikayeyi bölerek madde madde açıklıyor yazar. Buna benzer çeşitli yerlerde de gereksiz olabilecek açıklamalara giriyor yazar. Mesela; “Periveş Hanımla arkadaşı Çengi Hanım’a gelince bunların terbiye ve erdemce nitelikleri bahçede lak’ın yanında Bihruz Bey’e gösterdikleri laubali tavırlardan ve biraz aşağıda aktarılacak bir konuşmalarından anlaşılır.” “Dadı kalfa ile geçen şu konuşmadan da anlaşılıyor ki Bihruz Bey bugünkü Cuma tuvaletinde olağanüstü önem veriyor…” Son olarak Bihruz Bey’in psikolojik durumu, kafasında yaşadıkları, inişleri, çıkışlarının güzel anlatılması gibi ağırlıkta olan hususlardan dolayı kitabın ilk psikolojik romanlardan biri olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hikayenin hızlı bir şekilde nihayete ermesi de kitabın hikayeden daha çok yanlış batılılaşma, yarı cahillik ve insanın ruh dünyası ile ilgili mesajlarda yoğunlaştığını gösteriyor bence. Tabi aramızda çok kitap okuyan, edebiyatla ilgilenen ya da mesleği bu olan arkadaşların yorumlarını da merak ediyorum bu konuda. Sabrınız için teşekkürler.
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · İletişim Yayıncılık · 201425.5k okunma
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.