Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

88 syf.
7/10 puan verdi
İNSAN RUHUNA İKİ FARKLI YAKLAŞIM
Bu kitap, insan ruhuna biri batı ve diğeri doğu olmak üzere iki farklı yaklaşım arası bağın niteliğini açıklamak için yazılmış bir makaledir.Kitapta önce Psikanaliz daha sonra Zen-Budizm hakkında genel bir bilgi verip sonrasında iki yaklaşım arası benzerlikler ve farklılıklara değinilip genel bir çerçeve çizilir. Psikanalizin genel amacı kısaca alt benliği(id) benliğe(ego) dönüştürme çabasıdır. Her insanın yaşadığı psikolojik sorunların temelinde toplumsal amaçlarla insani amaçların çelişkisi yatar ve insan toplumdan tecrit edilmemek için toplumsal amaçları önemsemek durumundadır. Birey kendine, kendi kültürünün kalıplarına uymayan duygu düşüncelerin farkında olmadan izin vermez, bundan dolayı bu duygu ve düşünceleri bastırmaya mahkumdur. Bastırılan her tür şey bilinçdışına itilir yani gerçekliğin görünmeyen o derin denizine. Geride kalan bilgiler ise idrak ve bilinç kapsamında kısıtlı ve genelde parataksik distorsiyon denebilecek bilgilerdir. Psikanalizde amaç ise bu bilinçdışının bilincine varmaktır. Bunun içinde özel bir eğitim gerekir ve bunu da psikanalist sağlar. Kitaptaki Zen-Budizm anlatımına geçmeden önce Zen'in kökeni ve aslında bu ismin nereden geldiği üzerine kısa bir bilgi vereyim. Zen-Budizm mahayana budist okulunun japoncadaki ismidir ve diğer Budist okulların arasından aydınlanma amacıyla yapılan meditasyona verdiği önemle ayrılır.Zen kelimesi meditasyon anlamına gelir. Efsaneye göre Buda, bir gün elinde bir çiçekle onun vaazını bekleyen öğrencilerinin önünde konuşmadan oturur. Öğrencileri arasından sadece Kasyapa Buda'nın mesajını anlar ve gülümser. Böylelikle Dhyana (Zen) Kasyapa'ya aktarılmıştır. Kasyapa Bodhidharma'ya o da müridi Huike'ye aktararak kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelmiştir. Zen' in özü aydınlanmanın kazanımıdır(satori). Bu deneyimi yaşamamış biri zen i tam olarak anlayamaz. Zen özünde, kişinin varlığının doğasını kavramasını sağlayan ve esaretten özgürlüğe giden yolu gösteren bir sanattır. Zen'de normal şartlar altında faaliyete geçebilmek için uygun bir kanal bulamayacakları şekilde engellenen ve saptırılan bütün enerjileri, düzgün bir şekilde serbest bırakıp her birimizin içinde doğal olarak depolandığı düşüncesi vardır. Satori denilen aydınlanma sanılanın aksine anormal bir ruh hali değildir, gerçekliğin yok olduğu bir trans hali de değildir. Zen gündelik düşünce tarzıdır. Satoriyi deneyimleyen birinin zihinsel faaliyetleri daha doyurucudur ve nesneler olduğundan daha güzel görünür. Bu uyanma aslında üretken yönelime tam olarak erişmiş olmak demektir. Birey tam olarak üretkenlik halindeyken beni "ben olmayandan" ayıran peçeler yok olur. Nesne artık bir nesne olmaktan çıkar ve bireye karşı durmaz onunla birliktedir. Üretkenlik hali aynı zamanda tarafsızlık halidir nesneyi olmasını yada olmamasını istediği şekilde değil, olduğu gibi görme halidir. Psikanalizdeki bilinçdışının bilincine varma durumu ile Zen' deki satori hali büyük derecede benzerlik gösterir. Her iki yaklaşımda da bu duruma geçmek için belli bir otoritenin altında olmamak gerekir ve tanrı algısına bakış benzerdir. Her iki yaklaşımda da bastırılmamışlık durumu; kişinin gerçekliği aracısız, çarpıtılmamış şekilde idrakini ve bir çocuğun sadeliği ile kendilindeliğini yeniden kazanma anlamına gelir. Zen ile Psikanalizin amaçları aynıdır sadece geliştirdikleri bilincin eğitim yolları farklılık gösterir tıpkı bir sorunun birden çok çözüm yolu olması gibi. Bu iki yaklaşıma ilginiz varsa okumanızı öneririm ama okumadan önce her iki yaklaşıma kısmen hakim olmanız gerekir bilhassa psikanalize.
Psikanaliz ve Zen Budizm
Psikanaliz ve Zen BudizmErich Fromm · Say Yayınları · 2017317 okunma
··
236 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.