Gönderi

Dönüşmektir kötü bir insan olmak.Dönüşmek bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde, bütün güzelliklerini içinden yıkıp geçmek. Herkesin acısına yetişmeye çalışan bir insan iken bir gün, aslında insan denilen şeyin kurtarılmaya değmeyecek şu anda ne yaşıyorsa onu hakettiğini anladığında dönüştüğü şeydir. Ne ben bir kahramanmışım ne de insanlar temizmiş. Adına halk diyorlar bakıyorum,anlamaya çalışıyorum.Bu nasıl bir rezil yaşam biçimidir düşünüyorum. Şöyle söyleyeyim açıkçası; aslında kendinin farkına varmaktır kötü olmak.Ben uyumsuz bir insanım.Gerçekten de uyumsuzum,bunu biliyorum. Nefretle o kadar beslendim ki sinirlenince, üzülünce kusuyorum,kusmaktan helak olacağım diye korkmuyor değilim,bu da özel yeteneğim. Kötü bir insan olmak; iyilikten vazgeçmektir de aynı zamanda. Bu gün iyice emin oldum ben buna aslında. Yürekten bir şeyleri paylaşmaya çalışıp dururken ne kadar çok yorulduğumu. Siz zayıf olandan nefret edersiniz ve güce taparsınız. Karşıtlığınız bile güç gösterisi amacı taşımaktadır. Kendinize ait sembollerinizi dayatmaktan, yaşam biçimlerinizi başkalarına karşı yüceltmekten başka bir boka yaramıyorsunuz. Siz, o çok güzel olduğunu sandığınız kusursuz hayatlarınızda paylaşmak denilen şeyi unuttukça batağa saplanarak etrafınıza topladığınız kalabalığı arkadaş ya da dost sanıyorsunuz. Son çabalarımı kötü bir insan olarak gösteriyorum; evet ben kötüyüm.Siz o sefil hayatlarınızda hep korkuyla güdülecek yaratıklar olacaksınız gözümde çünkü; bir sebebi var her şeyin! Şu genç yaşımda sırf biraz kafam çalışıyor diye atıldığım maceralar o geçmişin saflığıyla birleştiği zaman neler çıkarmış ortaya oysa. Bir gece bile iyi bir insanken huzurlu uyku uyuyabildiğimi bilmem. Hep kalp kırıklıkları biriktirmiş hep anlarlar mı hatalarını diye insanlarla konuşmayı denemiş bir insanım ben. ama artık umurumda bile değil. Hayatlarınıza bakın lan; bana göre öyle sefil, öyle iğrenç ki, kişisel mutluluklarınız bile mutluluk değil. Çoğunuz istediği hayatı yaşayamıyor, bir kısmınız zaten hayattan bir şey isteyemeyecek bir hedefi olamayacak kadar mal. boşlukta sallanan aptallarsınız, kimisi kaçıyor kendinden; mesela okula vermiş hayatını, okuyor deli gibi, mesleğiyle kendisini ifade ediyor. doktormuş, mühendismiş. kimisine çoktan sahip olduğunu sandıkları şeyler efendilik eder hale gelmiş. kiminiz aldatılma korkusu içinde en güzel anlarınızı yıkıp atıyorsunuz. kiminiz size deli gibi aşık insanlara eziyet ederken, kiminiz tecavüz ediyor, kiminiz öldürüyor, kiminiz yardıma muhtaç bir birey gördüğünde sırtını dönüp gidiyor, kiminiz bir başka ırktan niye nefret ettiğini bile bilmeden sanal sebeplerle nefret etmekte. ama hiç biriniz gerçekte ne olduğunun farkında bile değilsiniz. eskiden hitlerden nefret ederdim şimdi ise nefretime saygı eklendi korkunç bir saygı. o kadar iyi çözmüş ki insanları, öyle vahşi bir ordu yaratmış. işte hepiniz temelde o insanlarsınız ve bir hitler geldiği anda gayette onun sorgusuz askerlerine dönüşüyorsunuz. içinde yaşadığınız sistemin kölelerisiniz! başarısız olduğunu düşündüğünüz insanlarla ilişki kurmuyorsunuz çünkü çıkarcı yaşam biçimlerinize ters. Zengin olanlarınız o kadar görgüsüz ki binlerce kez ben bunu gördüm. Sınıf atlamaya çalışanlarınız ise dibinden karaktersiz. Ait olduğu sınıfın mücadelesini verip eşitliğe ulaşmaktansa, kısa yoldan köşeyi dönüp o ferrariye binmenin derdinde kiminiz. İğrençsiniz; farklı olana tahammülünüz yok. ve o kadar monotonsunuz ki sınırın dışında yaşayanlardan ödünüz kopuyor. iki yüzlüsünüz; facebook hesaplarınızdan "ayyyy ne kadar şeker" diye paylaştığınız köpeklerin biraz çirkin olanları sokaklarda ölürken siz yalnızca güzel olanlarla ilgilenirsiniz. Hayvansever geçineni ise milyonlarca insanın açlık çektiği yerde bir kaç sokak hayvanına yemek vermekle rahatlatmaya çalışır vicdanını; gerekçesi ise hayvanların insanlardan çok daha masum olduğudur. Savaşlarda çocuklar ölürken bu gerçeklikten kaçabilmek için elinizden gelenleri yaparsınız. Gece yaşamınız vardır az biraz parası olanlarınızın. Tek gecelik sekslerde çeşitli zührevi hastalıklar kapar onu da birbirinize bulaştırmakta yarışırsınız. Namuslu geçineni 14 yaşındaki tecavüze uğramış kızının ölüm fermanını imzalar anında; bir on dörtlüye bakar o küçük kızın hayatını kurtarmak. Minicik kız çocuğunun kafasına kocaman tüfek dayayıp as kendini diyen yavşağın kafasına namlu dayandığında gözlerinde gördüm korkuyu ben! Kızına öldür kendini derken terlemeyen yavşak tir tir titredi. Çocuklarına her gün dayak atan bir babanın kemerle dayak yerken (sırayla beş kişiden) bir an geldiğinde sizin hiç vicdanınız yok mu diye ağladığını gördü bu gözler. Herkes eşit yaşasın diye çıktığım yolculukta üç kuruşa kanını şerefini satanları gördüm. İş arkadaşını işten kovdurup patronuna yalakalık yapmakta hiç bir sıkıntı yaşamayanları. Bütün bunlar olurken bir insan haksızlığa uğrarken aşağılık bir yaratık gibi sus pus kalanları. Haksızlığa karşı başkaldırmayanları... Öyle çok oyunlar oynandı ki artık, herkesin piyon olduğu satranç tahtasındasınız. Kiminiz kendisini at sanırken kimisi kendi kendisini vezir ilan etmiş. Birbirinizi yiyip duruyorsunuz. Her tarafınızdan nefret söylemleri akıyor. Özlediğinizi söylemeye deli gibi korkarken en küçük hatalarında insanlara kin kusuyorsunuz. Yaşayan sanatçılarınıza değer bile veremiyorsunuz. Öldüklerinde ise efsane! İşte böyle iğrenç ve sefilsiniz Ve ben artık dibine kadar kötü bir insanım.Eğer şeytan diye bir şey yeryüzü üzerinde olsaydı filmlerdeki gibi, asla tereddüt etmeden ruhumu da ona verirdim ki iyice bu karanlık yayılsın etrafınıza. Sadece bir kaç kez yardıma muhtaçmış gibi davrandığımda, hayatı boyunca hiç yardıma muhtaç kalmamış ben; onca yardımına koştuğum insanların nasıl kahpeleştiklerini görebildim. Yazık oldu onca güzel duyguya. Hepsini çıkarıp tek tek öldürmeyi başardım hayattaki en büyük başarım olarak bunu sakladım. Milgram deneyi vardır onu araştırın bir kere. eline azıcık güç geçenin acıma duyguları yerle bir olurken en güçlü olduğum zamanlarda, hep vicdanımla yaşamıştım. bunu niye anlatıyorum biliyor musunuz? çünkü yitirdim inancımı... tek tek güzel olan ne varsa yok etmeye yemin etmiş alçakların arasında bir haykırıştır bu ''ulan bana ne yaptınız be?'' hikayelerim vardı benim. senaryolarım. filmlerim, resimlerim, fotoğraflarım. ince bir ruhum vardı... Şimdi öyle midem bulanıyor ki; insanlıktan hayata tutunduğum tek şey sesim ve onunla haykırıyorum içimdekileri. iyiler hep erken ölüyor. kimse çıkıp demesin ki bana senin de arkadaşların hep kötüyse biz ne yapalım diye. Sen benim kadar iyi rol yap muhtaçlık noktasında da gör sonucunu. İyi davranıyorlarsa işleri vardır, en iyi ihtimalle. sen biraz büyü, işler bir başlasın gerçekten gör hayat neymiş, insanlar nasılmış. kötü bir insan oldum. Kötülüğü öğretecek yeni çıraklar arıyorum bilginize... Siz bu iğrenç ve sefil hayatın basit aktörlerisiniz. dokunulmaz veya üstün sandığınız hayatlarınız da işe yaramaz. Mide bulandırıcısınız ve kurduğunuz düzende insanlar, zayıflar, tutunamayanlar sırayla göçüp gidiyor.Kimisi intihar ediyor,kimisi kendi hayatını feda ediyor. Kahramanları anarken bile aşağılıksınız. içinde yaşadığınız sistemin basit birer kuklalarısınız. İşte bu yüzden hepinizden nefret ediyorum. Bence daha çok acı çekin. Doğru ya zaten acının içinde yaşıyorsunuz ve duyarsızlaştınız değil mi? Bak intihar ediyor insanlar sizin o aşağılık düzeninizde. Hiç bir iyiliği, kötülük yapmadan bırakmıyorsunuz. Midem bulanıyor hepinizden.Tiksiniyorum.Bunları yazdıktan sonra da muhtemelen sabaha kadar kusacağım.Yüzlerinize kusmak isterdim.. Sadece çekip gitmeyeceğim ben. Bundan sonra nerede olursam olayım hayat bütün insanlık için cehennem olsun isteyeceğim. Taaa ki siz iiçinde yaşadığınız bu aptal sistemi anlayana kadar. insan olmak ne demek anlayana kadar... Midemi bulandırıyorsunuz çünkü sokaktaki evsiz bir çocuk çocuk değil sizin gözünüzde... Milyarlarca bakterisiniz yeryüzü üzerinde.Doğal yaşamı işgal eden, iğrenç yaratıklarsınız sadece. Ben bu gün insanlığımı gerçekten de geride bıraktım. Kötü olmak kısmına odaklandım. Gözlerinin içine baka baka, başkalarının acısına duyarlı, merhamet dolu bir insanı öldürdüler. Yardım çığlıklarına yetişen olmadı üstelik. Ne tuhaf... Herkes iyi birini arıyor ama iyi birileri yalnızlıktan ölüp gidiyor. yaklaşanlar aldatıyor mesela. yaklaşanlara yetmiyor o yürekli hali Ama yapamam ki... Ben insan kullanamam ki. Dünyanın öte yanında bi çocuk üşüse ve üşüdüğünü hissetsem mahvolurum ben... Bu kadar derin bir öfkenin ve yalnızlığın içinde ne yapacağım? her tarafım kanıyor. Bilsem neresi o kanayan yer kanı durduracam... Eski zamanların insanıymışım ben. Rüyamda gördüm. Büyük bir festivaldi eski zamanlardan kalma.Bir minder dolu taht gibi bir şeyle getirdiler beni bu zamana. Bir evin, kerpiç bir evin önünde indirdiler.Çok eğlenceliydi.Son günümmüş benim o masalda. En son gün... vedaymış o şenlikler. İçeri girdim. 10 yaşındayım ya var ya yok. Belki de daha küçük. Siyahlar içinde bir kadın büyük bir kazanın başında bir şeyler kaynatıyordu.Nefretle baktı bana."Geldin mi?"dedi. "Geldim".dedim Anlayamadım ben... anlamayacağım da. sevilmek istiyorsunuz ama sevmiyorsunuz. sevilmek istiyorsunuz ama kötü adamların-kadınların peşindesiniz. evet bedenleriniz kirlenmiyor ruhunuz kirleniyor ve iyi insanlar ölüyor... ölüyor duyuyor musunuz? Hayat bu küstürür.. Sevdiğim hiçbir şeyden ve kişiden pişman değilim.Ama tecrübe etmek bu kadar ağır olmasaydı..Neyse en azından iki üç güzel anı var da şu zavallı hayata tebessüm edecek bir şeyler buluyoruz.Anılara aşık birisiyim galiba.Duygularıma aşığım.. Sonuç olarak iyi hissetmiyorum.Bu kadar bla bla.. 24 Kasım,Salı 02:48
··
841 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.