Gönderi

EY OĞUL! Sana sekiz öğüdüm var. Yarın kıyamet günü ilminin senden davacı olmaması için bunları kabul et. Bunlardan dördüyle amel et, dördünü de terket. 1-) Terketmen gereken dört şeyden ilki: Gücün yettiği kadar, kimseyle herhangi bir mevzuda münakaşa yapmaktan sakın. Münakaşa; riya, haset, kibir, kin, düşmanlık, böbürlenmek gibi bütün kötü huyların kaynağıdır.  Bil ki, müşkil olan bir mesele hakkında soru sormak, kalbin hastalığını doktora arz etmek; o soruya cevap vermek ise hastalığın izalesi için çaba sarfetmek demektir. Bil ki, cahiller kalpleri hasta olan kimselerdir; âlimler de doktorlardır. Bilgisi az olan âlim, tedaviyi güzel yapamaz. Bilgisi tam olan bir alim de her hastayı değil, ancak iyileşmesi mümkün olan, tedavi olmaya müsait kişileri tedavi edebilir. Eğer hastalık, vücuda iyice yerleşmiş, tedavisi mümkün olmayacak bir duruma gelmişse, usta bir doktorun bu durumda yapacağı: “Bu hastalık ilâç kabul etmez, boşuna uğraşarak vakit kaybetme!” demekten ibarettir. (((Sonra şunu bil ki, cehalet hastalığı dört kısımdır: Bunlardan sadece biri tedavi edilebilir; diğerlerinin tedavisi ise mümkün değildir.  Birincisi:Soru ve itirazları, haset ve öfkesi sebebiyle olan kimsedir. Her ne kadar sen ona en güzel cevaplar versen, açıklasan ve izah etsen de onun öfkesi, kin ve düşmanlığı daha da artar. Bu durumlarda en doğru yol, onun sorularına cevap vermekle meşgul olmamaktır. Sana düşen bu gibi kimselerden yüz çevirmen ve onları hastalıklarıyla baş başa bırakmandır. İkincisi: Hastalığı ahmaklığından dolayı olan kimsedir. Böyle kimselerin hastalığı da tedavi olmayı kabul etmez. Bu kimseler hakkında Hz. İsâ (a.s)şöyle demiştir: “Ben, Allah’ın (c.c) izni ile ölüleri diriltmekte bir zorluk çekmedim; fakat ahmakları tedavi etmekten âciz kaldım.”  Bu gibi kişiler, az bir zaman ilimle meşgul olmuş, aklî ve naklî ilimlerden bir şeyler öğrendikten sonra, ömrünün tamamını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren büyük âlimlere, ahmakça sorular sorar ve itirazlar ederler. İşte bu ahmak kişiler, ilimden bir şey bilmezler, aynı zamanda kendilerinin bilmediği meseleleri büyük âlimlerin de bilmediğini zannederler. Onların sorularıyla meşgul olmamak gerekir. Üçüncüsü: Bu kişi gerçeği bulmak için danışıyor, büyüklerin sözlerinden anlayamadıklarını kendi anlayışındaki kusurundan sayıyor. Sorularını istifade etmek için soruyor. Fakat anlayışı kıt, ahmak biri. Hakikati bir türlü idrak edemiyor. Aynı şekilde onun da sorusuna cevap vermekle meşgul olmak gerekmez. Bu konuda Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Biz peygamberler topluluğu, insanların anlayışlarına göre konuşmakla emrolunduk.” Dördüncüsü: Tedavi edilebilen cehalet hastalığıdır. Bu, gerçeği öğrenmek için danışan, akıllı ve anlayışlı biri olup, haset, öfke, şehvet ve makam sevdasına mağlûp olmayan kimsedir. O, doğru yolu aramaktadır. Soru ve itirazlarını, inkâr, inat ve imtihan olsun diye yapmaz. İşte bu kimsenin hastalığı, tedavi olmayı kabul eder. Onun sorularıyla meşgul olmak câiz, hatta vâciptir.)))  2-)Terketmen gereken dört şeyden ikincisi; vaaz ve nasihat etmekten uzak durmaktır. Çünkü bunda sakınılması gereken çok büyük âfetler vardır. Söyleyeceğin şeyle önce kendin amel et, sonra insanlara nasihatte bulun.  (((Eğer sana vaaz işi verildi ise şu iki kötü huydan sakın! A- Konuşma, tabir, işaret ve şiirlerinde anlaşılması zor, yorucu ifadelerden sakın.  Vaaz eden kimsenin durumu şuna benzer. Sen, içinde aile bulunan bir eve doğru büyük bir selin hücum ettiğini görsen; hemen onlara: “Dikkat, dikkat; selden kaçın/” diye bağırırsın. Acaba böyle bir durumda sen, evin sahibine selin geldiğini anlaşılması zor ibareler/e, nükte ve işaretlerle haber vermeyi tercih eder misin? Elbette tercih etmezsin. İşte vaiz de böyle olmalı, insanları sakınılması gereken şeylerden açık, net ve anlaşılır kelimelerle uzaklaştırmalıdır. B- Vaazındaki amacın insanlara, bu meclis ne güzel bir yerdir dedirtmek, onları etrafına toplamak, onları aşka getirip, yaka-paça yırttırmak olmamalıdır. Bu tür işlerin tamamı dünyaya meyletmektir. Bu da gafletten ileri gelir.)))  3-)Terketmen gereken şeylerden üçüncüsü, sultanlara ve siyaset adamlarına karışmaman ve onlarla fazla görüşmemendir. Çünkü onlarla görüşmede, oturup kalkmada ve onlarla iç içe olmakta büyük sıkıntılar vardır. Şayet onlarla beraber olmak zorunda kalırsan da, onları övmekten sakin!  4-)Terketmen gereken şeylerin dördüncüsü, helâl olduğunu bilsen dahi, idarecilerin (sultan, vezir, amir, müdür vb.) verdiği hediye türü şeyleri kabul etmemendir. Çünkü onlardan bir şeyler beklemek dine zarar verir. Zira bu, onlara yağcılık yapmaya, kendilerine yapmacık övgülerde bulunmaya ve onların zulümlerine ortak olmaya neden olur. 5-)Yapman gereken şeylerden birincisi: Allahu Teâlâ’ya karşı muamelen, seni hoşnut edip hatırını kırmayan ve seni kızdırmayan bir hizmetçinin sana karşı davranışı gibi olmalıdır. Sen geçici olarak senin hizmetini gören kimseden, razı olmadığın işleri yapmasını istemiyorsan, sen de gerçek efendin olan Allahu Teâlâ’ya karşı o tür şeyleri yapma! 6-)Yapman gereken şeylerden İkincisi: İnsanlara karşı tüm işlerini, onların sana yaptıkları takdirde, nefsinin hoşuna gideceği şekilde yap! Zira kişi kendisi için sevdiğini insanlar için de sevmedikçe, tam bir imana sahip olamaz. 7-)Yapman gereken şeylerin Üçüncüsü: Sana gereken şudur ki, okuduğun ve nice kereler mütalaa ettiğin ilimler, kalbinin düzeltip ahlâkını güzelleştiren ilimlerden olsun. ((((Meselâ, eğer sen ömründen sadece bir haftanın kaldığını bilsen, bundan böyle fıkıh, ahlâk, usul, kelâm ve buna benzer ilimlerle meşgul olmazsın. Çünkü (bu vakitten sonra) bu ilimlerin sana fayda vermeyeceğini bilirsin. Hemen kalbinin Rabbi ile hukukunu kontrol eder, nefsinin sıfatlarını tanımaya çalışır, dünya ile alâkaları kesip nefsini kötü huylardan temizlemeye ve Allahu Teâlâ’ya sevgi ve kulluk ile meşgul olmaya başlarsın. Güzel vasıflarla bezenmeye çalışırsın. Halbuki, kulun üzerinden geçen her gün ve gece içinde ölmesi mümkündür. Öyle ise insan niçin faydalı işlere bir an evvel yönetip boş işlerden elini çekmiyor?)))) 8-)Yapman gereken şeylerin dördüncüsü: Dünya malından sana bir sene yetecek kadarından fazlasını yığma! 
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.