Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kendi yazılarım
Siz hiç çocukluğunuzda yazlık sinemada film izlediniz mi? Ben izledim… Annem, biz çocukken çalıştığı için, bana ve kardeşime rahmetli anneannem baktı. Çocukluğum anneannem ile geçtiği için, belleğimde onun ile ilgili birçok anım saklıdır. Anneannemin evi, iki katlı ahşap bir evdi. Evin yan tarafında vişne ve nar ağaçlarının olduğu güzel bir bahçesi vardı. Çok güzel vakitlerimiz geçti o bahçede. Bahçenin, Burdur’un yazlık sinemalarından biri olan Zafer Sineması ile ortak bir bahçe duvarı vardı. Duvarın boyu çok yüksek olmasa da sinemanın perdesi, uzak kaldığı için, bahçe duvarına oturup, filmleri izleme şansımız pek olmazdı. Gerçi buna ihtiyaç da olmazdı çünkü filmleri bedava izleyebileceğimiz başka yollarımız vardı. Anneannem, arada beni -birçok mahallelinin de yaptığı gibi- film izlemeye Dudu Halalara (annemin halası) götürürdü. Onların evinin balkonundan, sinema sahnesi net bir şekilde görünebiliyordu. Dizilirdik balkona, tıpkı bir locadan izler gibi keyifle izlerdik filmleri. Sinemada film değişimi ne kadar süre de oluyordu hatırlayamıyorum ama biz filmleri defalarca izlerdik orası kesin. Anneannemlerde kaldığım gecelerde özellikle bahçeye bakan odada yatmak isterdim. O zamanlar sinemalarda iki film birden oynatıldığı için gece 24.00’e kadar filmlerin sesini duyma şansım olurdu. Zaten yaz günü, pencere açık, ben pencere önündeki divana uzanmışım. Film oynuyor, ben senaryoyu ezberlemişim, içimden tekrar ediyorum tüm replikleri Düşünsenize uykuya hazırlanıyorsunuz, sanki radyodan piyes dinliyorsunuz, ah ne büyük bir zevkti benim için. Bazı günler, sinemaya gitmişliğimiz de olurdu. Kapıdaki sinema görevlisi bizi tanır, ‘hoş geldiniz Zühra Anne ‘der, biz de hop komşu torpiliyle giriverirdik sinemaya. Sinemanın bahçesinde ahşap sandalyeler dizilidir, köy kahvesinde olur ya hani tıpkı onlar gibi. Sandalyelerin rahat olmadığı tecrübe ile sabit tabi, minderlerimizi de götürürdük yanımızda. Yazlık sinemanın olmazsa olmazı mis gibi bir sade gazoz ve taze çekirdek, şimdiki gibi patlamış mısır ve patates cipsi yok tabi. Çekirdeği yer kabuklarını yere atarsın, gazozun kapağı da açılır fıs diye o da tabi yere. Bu da işin raconu tabi. Asıl zorluk ertesi gün, sinema görevlileri sandalyeleri tek tek düzenler, çekirdek kabukları ve gazoz kapaklarını süpürürdü. Bazen de çocuklar dalar sinema bahçesine, gazoz kapaklarını kendileri için toplardı. Özellikle erkek çocukları için bir hazineydi gazoz kapakları. Gazoz kapaklarının içindeki lastik çıkartılır, kapaklar taşla vura vura itina ile düzleştirilirdi. Kapaklar torbalara doldurulur, sokaklarda kapak ütmece oynanırdı. Anneannem, meyve ağaçlı bahçe, yazlık sinema, iki film birden, çekirdek yemece, gazoz kapağı biriktirmece, aklımda kalan film müziği ‘zeytin gözlüm sana meylim nedendir ‘. Siz hiç çocukluğunuzda yazlık sinemada film izlediniz mi? Ben izledim hem de çok; keyifle, neşe ile, gözyaşı ile…. İçim şimdi hasretle dolu ah benim güzel çocukluğum, şükrüm sonsuz.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.