Kitapla ilgili bir tanıtım cümlesi seçilmesi gerekiyorsa eğer bu kesinlikle "Aman Allah'ım!" olmalı. Fevkaladenin fevkinde, müthiş bir eser. Su gibi akan bir olay örüntüsü, sizi adeta hayatınızda hiç görmemiş olsanız bile bir Kızılderili kabilesinde yaşıyormuşsunuz gibi hissettiren ve bir Kızılderiliyle empati yapmanızı sağlayan muhteşem bir eser. Kitap her yaştan her insana göre birçok harika element içeriyor. Eğitimciyseniz bir çocuğun hayatında ebeveynin ve yaparak yaşayarak öğrenmenin değerini ve uygulamalarını görebilirsiniz. Bir anne-babaysanız çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiğini görebilirsiniz. Bir çocuksanız çevrenizle kurduğunuz iletişimin ve düşünme yollarınızın sizi nasıl başarıya ulaştırdığına şahit olabilirsiniz. Bir tarihçiyseniz Amerikan tarihinin, dolayısıyla oraya göçen batı Avrupalıların dogmatik ve ırkçı bakışlarının ne kadar zalim bir yaşam biçimini dayatığını görebilirsiniz. Dinler tarihiyle ilgileniyorsanız insanoğlunun Hıristiyanlık özelinde din kavramını ne kadar yanlış anladığını, anlattığını ve kendi çıkarları doğrultusunda kirlettiğini görebilirsiniz. Eğer psikoloji ile ilgileniyorsanız duygusal ve ruhsal zeka kavramlarının o karmaşık akademik tanımlamalardan çok uzak, tamamen saf ve somut halini bu kitapta bularak şaşırabilirsiniz. Ancak hepsinden öte içinizde bir yerlerde güçlü bir insanlık ve adalet duygusu varsa "Keşke bugün o kıtaya ve daha birçok yere Kızılderililer ve onlar gibiler hakim olsaydı" diyebilirsiniz. Zira batıdan gelen Avrupalılar sapkın hırs, ırkçılık ve saldırganlıklarıyla sağa sola kan ve nefret götürmemiş olsalardı dağlarda doğayla tamamen iç içe ve onunla tamamen uyumlu yaşayan bu barışçı insanlar asla ve asla hiç bir sorun yaşamayacak ve yaşatmayacaklardı. Savaşı, hileyi, kötü niyeti, küfrü ve ihaneti batılı Avrupa göçmeni Amerikalılardan öğrenen Kızılderililerin zorla kirletilene kadar nasıl olup da bu kadar saf ve temiz kalabildiklerine siz de şaşıracak ve hayran kalacaksınız. Ve inanıyorum ki eminim içinizden "Keşke Kızılderililerle tanışanlardan ya da onlardan birisi olsaydım" diyeceksiniz. Hayata tertemiz, saygılı, özenli ve ahlaklı bir açıdan bakarak çok şey kazanabileceğimizi düşünerek siz de bu duygudan kendinizi kurtaramayacaksınız. Son olarak kısaca kitabı özetlemek gerekirse bu harika eserde anne ve babasını küçük yaşta kaybeden ve büyükanne-büyükbabasıyla kalan Küçük Ağaç'ın çocukluğunda başından geçenler anlatılıyor. Büyükbaba kaçak Viski işiyle ilgilenen yaşlı bir Çeroki'dir. Büyükanne de diğer aile bireyleri gibi doğayı bilen, tanıyan ve öğreten bilge ve sadık bir eştir. Büyükanne ve büyükbaba ellerinden geldiğince bildikleri her şeyi Küçük Ağaç'a öğretmeye çalışırlar. Viski yapımından, Batılılarla ilişkilere, Viski yapımı ile para kazanmaktan sayılara ve sözcüklere... Bu döngü içerisinde Küçük Ağaç hem doğaya kulak verip doğada hayatta kalmayı, hem de sayıları ve sözcükleri öğrenir. Kilise'ye giderek kendisi bile İncil'i anlamayan bir sürü farklı görüşteki adamın boşu boşuna din adına birbirini gırtlakladıklarını görür. Dolayısıyla din işinin bir rant işi olduğunu somut çıkarımlara dayandırır. Son olarak gün gelir, kulübesindeki köpeklerden büyükanne ve büyükbabasına kadar herkes bir bir ölür. Küçüğk Ağaç hayatta bir kez daha tek başına kalır. Ancak bu kez birçok yaşam becerisiyle birlikte... Bu harika kitabı orta son sınıf öğrencilerinden başlamak üzere tüm insanlığa öneriyorum. Eğer bu öneriye dayanarak bu kitabı okuyacak olursanız emin olun ki bana müteşekkir olacaksınız. Teşekkürlerinizi şimdiden kabul ediyorum :) İyi okumalar...

Küçük Ağaç'ın EğitimiForrest Carter · Say Yayınları · 20218,1bin okunma

·

11 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Doç. Dr. Evren Erzen