Aşk, belki'dir belki. :) Söylenecek milyonlarca şey var bu konuda, ama Şeyh Galib'in çok sevdiğim bir iki tanımını şuraya bırakmakla yetineyim bu seferlik;
1- "...Bin başlı bir ejderi münakkaş
Mumdan gemi altı bahar-ı âteş..."
(Bin başlı bir ejderha, gövdesi de nakışlı,
Ateş denizinde yüzen mumdan bir gemi varmış.)
2- "... Bir şûlesi var ki şem-i cânın
fânûsuna sığmaz âsumânın..."
(can mumunun öyle bir alevi vardır ki,gökyüzü denen fanusa sığmaz)
Aşk objektifliği yok eder. Aşkın yok ettiği pek çok olgu var ama yine de kazandırdıklarıyla aşk; aşka feda edilenlere rağmen aşk mıdır sevgili Turgenyev?..
Aşk ne güçlüsün derken belki de bundan bahsetmiştir. Yok ettikleriyle bile aşk olarak kalabilmesi onu aşk yapıyordur belki. Sürekli belki diyorum ama aşk şöyledir böyledir diyemiyorum benim bir aşk tanımım yok. :)
Belki de belkidir. :) Bu konuda tanımlama bitmez, yıllar yılı aşk için bestelenmiş şarkılar, yazılan romanlar ve şiirler, söylenen sözler varken ve oluyorken çok da lüzum görmüyorum ki benim tanımım olsun. Paylaştığınız bu anlamlı sözlerde de düşünmüş olduğum gibi "Heyhat Evrem, insanlar bu tanımlamalar için ne uğraştılar ne yaşadılar kimbilir, haksızlık etme onlara ve tanımsızlığınla yaşamayı öğren." :) Paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.