Gönderi

·
Not rated
Bir Lider: Osman mı, Ataman mı?
Bir Lider: Osman mı, Ataman mı? ✺ ✺ ✺ Osmanlı yönetimi altı yüzyıl ( 1299 – 1918 ) boyunca üç kıtaya yayılan heterojenleşen ve modern devletlerde ki iç insicamı sağlayan unsurların pek çoğundan mahrum bulunan bir devleti idare etmekte kullandığı metotlar henüz gerektiği gibi anlaşılmış ve tam anlamıyla açıklanmış değildir. Osmanlı idaresi dışında Avrupa, Asya ve Afrika günümüze kadar gelen hiç bir milli çeşitlilik içinde güven ve huzur ortamında barınmamıştı. Bu gerçeğin sorgulayıcı bir tavrı olmalı ama tek taraflı bir bakış açısından uzak, gerçeğin izinde tarafsız bir tavır olmalıdır. İdarî teşkilat tarihi içinde Osmanlı idaresi saklı kalan bir inci gibi sırrını korumakta. Bu inci tanesini bulmak, idari teşkilatlanma konusunda faydalı ve ileriye götürebilecek husustur. Osmanlı Devletinin ismiyle özdeşleşen Ertuğrul oğlu Osman Beg, yönetici ve kurucu vasfını sorgulayıcı bir üslupla bilinmeyeni bilmek için gereklidir. Uğur Altuğ, “Cihan İmparatorluğunun Kurucusu: Osman Beg” kitabında tarihi biyografik bir çalışmadır. Bu tarihi biyografik çalışmanın görünen yüzünde Osman Beg var iken görünmeyen yüzünde ise Osmanlı Devletinin doğum ve çocukluk hayatına ışık tutacaktır. Birey ile çevre nasıl iç içe iken, devlet ve coğrafya, diğer devletlerin durumlarıyla da iç içedir. Bu bağlamda bir birey hayat tecrübesi yanında bir coğrafyanın tanınması da olacaktır. Uğur Altuğ, “Osman Beg” kitabını giriş ve sonuç başlıkları dışında dört temel başlık halinde kitabı tamamlamıştır. Birinci başlığı: Coğrafi ortam ve karizmatik bir liderin temayüzü. İkinci başlığı: Osman Beg, aile, ilişkiler ve yoldaşlar. Üçüncü başlık: siyasi ve askeri faaliyetler. Son başlık: Savaş, ordu, nüfus, politikalar ve kurumsal yapılanma. Altuğ, ilkinde bir köy ile kent idaresinden bölgenin coğrafik yapısından başlar. Bir aşiretin içinde doğup büyüyen Osman Beg'i anlatır. Osman Bey’in kişilik ve ruh dünyasını şekillendiren birey ve olayları anlatarak karakter analizinde bulunur. Genç bir delikanlının savaş meydanlarında ki kendini kanıtlama ve bedel ödeme evresinden bahseder. Son kısımda ise bir toplumu yönetme, kurumsallaşma faaliyetlerinden bahseder. Böylece Osman Beg biyografisinden doğan ve gelişen bir devletin kuruluşu anlatılır. Osmanlı, kendisiyle eşit olan beyliklerden hızlı bir biçimde büyümesi bir çok sebebe bağlıdır. Altuğ, kitabında bu konuyla ilgili çok önemli bir dış sebebi hatırlatır. IV. Haçlı Seferinin Konstantinopolis’i yağmalamaları ve buradaki hanedanları sürgün etmeleridir. Bu durum Osmanlı’nın gelecekte Bizans’la yapacağı mücadelede üstün gelmesine zemin hazırlayacaktı. Osman Beg, ilişkiler ve yoldaşlar başlığında bir çok şahıs ismi zikrediliyor. Osman Beg'in iki hanımı, aktı oğlu ve bir kızı bilgisi aktarılır. Altuğ, sadece bu bilginin doğruluğu hakkında bir çok kaynaktan söz edip bu bilginin güvenirliliği hakkında önemli açıklamalarda bulunur. İdarî – siyasî faaliyetlerde Osman Beg'in yanında olan ve destek veren akraba fertleri olmuştur. Kardeşleri Gündüz ve Saru Yatu Savcı beyler, amcası Dündar Beg ve yeğenleri Bay Hoca, Aydoğdu ve Ak Timur idi. Altuğ, kitabında Osman Beg'in etrafında ki bu fertlerin vasıflarından ve ilişkilerinden bahsederek siyasi – idari konuları geniş çerçevede ele alıyor. Kitabın üçüncü bölümü olan: siyasî ve askerî faaliyetler başlığı en çok bahsedilen kısım olmakla beraber ayrıntılı bir bilgi zenginliği sunuluyor. Altuğ, bu başlıkta “Gazâ” kavramı üzerinde yoğunlaşarak dikkatleri çeken bilgiler sunuyor. Bu kavramın dönemin şartlarında nasıl bir etkiye sahip olduğunu anlatıyor. Anadolu’nun uc beyliği olan Osmanlı Beyliği Bizans'a karşı yaşanan çatışmaların “Gazâ Faaliyeti”yle olması Türkmen beyliklerini ve derviş toplulukları arasında çok defa motivasyon ve meşruiyet unsuru haline gelip İslâmiyet'i yaymak, Müslümanların yönetiminde ki toprakları yahut nüfuz alanını genişletmek gibi gayretler uğrunda akınlara katılmak ve cenk etmek anlamına sahipti. Altuğ, Gazâ kavramı yanında başka bir faaliyeti tarif eden Akın kavramı ve bu faaliyetleri yerine getiren Gazî ile Alp kavramlarını da dönemin anlayış ve bakış açısı ne olduğu konusunda bilgiler vermektedir. Osman'ın komşuları olan Rum beylerinin en güçlüsü İnegöl tekfurudur. Altuğ, Osman ile İnegöl tekfurunun birbirinden çekindiğinden bahseder. Osman'ın halkı sürülerini Söğüt – Domaniç arasında göç ederken, sürüler İnegöl Ovası’ndaki ziraat yapılan topraklara zarar verdiğinden, İnegöl tekfuruyla aralarında başından beri düşmanlık olduğunu söyler. Osman bu bölgede göç yolunu engelleyen tekfurla çatışma halindeydi. Bu süreç kısa sürede Osman Beg'in ilk askeri faaliyeti olma özelliğini kazanan: “Ermenibeli Savaşı” na götürdü. Bu savaşı Osman Beg, az bir yaya ordusuyla İnegöl tekfurunu yeniyor. Osman Beg'in Karacahisar’ı alması, en önemli savaşı olan Koyunhisar Savaşını kazanıp, Yarhisar, İnegöl ve Bilecik'i fethedip, Bursa fethine ortam hazırlaması askeri bir başarının sonuçlarındandı. Tüm bu süreci Altuğ, sefer ve organizasyonun hareket yönlerini, sürecin etkilerini ve Osman Beg'in liderlik vasfının bilinmesi adına geniş bir anlatım yapmıştır. Uğur Altuğ, “Osman Beg” kitabında Osmanlı Devletinin oluşum sürecinin ilk lideri olan Osman Beg'in tüm yönlerini tarihi kaynaklara ve tarihçilerin farklı açıklamalarına da değinerek derin bilgiler vermektedir. Osman Beg'in ömrünün tüm yönlerinde kimlerin etkili olduğunu ve dönemin Domaniç yaylasının çevredeki bölgenin yaşanan olaylarını çarpıcı yönleriyle açıklıyor. Kitabın Künyesi: Uğur Altuğ, Osman Beg, Kronik Yayıncılık, 1. Baskı, Mart 2020. Yunus Özdemir
Osman Beg
Osman BegUğur Altuğ · Kronik Kitap · 2020117 okunma
·
288 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.