Gönderi

264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
DREAMER VE SEN- Sana Sesleniyorum!
“Sana sesleniyorum…” Yine okuyucuyu şaşırtan ve yazarla karşılıklı sohbetteymiş gibi hissettiren bir başlangıç cümlesi daha… Kitap baştan sona soru cevap yöntemi kullanıyor. Bazı cevaplarda biraz saldırgan bir üslup ve emir kipi kullanılan cümlelerle karşılaşabiliyorsunuz. Bölümler arasında, canlı renkler ve sürrealist görüntüler kullanılan sayfalarda, özet manifestolar var. Sorular sekiz ana bölümde toplanmış. Bunlar: Düşleme Sanatı Düşlemek ve Arzulamak Rol Yapma Sanatı İçeride Savaş Yoksa Dışarıda da Yoktur Başkaları Sensin Olmak ve Sahip Olmak Beden Zamansızlık ve toplam otuz dört soru cevaplanmış. “D’Anna kardeşlerin” arasındaki, Türk mahkemelerine kadar yansıyan, “Tanrılar Okulu” ile ilgili telif hakkı dava süreci, Elio aleyhine sonuçlanınca, yazarımız kendi Dreamer karakteri ile karşı karşıya oturup bu kitabı yazmış gibi görünüyor. Kitap isminden de anlaşılacağı gibi iki karakter arasında şekilleniyor. Ana karakter “Dreamer”… Yazarın kendisi ve soruları cevaplayan kişi olarak karşımıza çıkıyor… Diğer karakter ise “Okuyucu”… Yıllardır sorularına cevap arayan bireylerin her biri, kitabı okuyan kişi yani “Sen”… Stefano “Tanrılar Okulu” kitabında, bireye Dreamer aracılığıyla, varoluşu sorgulatırken kontrol etmeye odaklıyor. Elio ise Dreamer’a farklı bir görev yüklüyor. Başlangıç ve sonları irdelerken bireyin her kaosta ölüp yeniden dirildiğini varoluşun bu sonsuz döngüde olduğunu ifade ediyor. Böylece ölümsüzlüğe yeni bir anlam yüklüyor. Stefano Dreamer’ı bireyin hayalinde var ederken, Elio gerçekliğin karşısında duran bir düşten “paralel bir evren”den yola çıkıyor. Stefano, kahramanı “Tanrı” sıfatının içinde “Bir” kavramına yerleştirirken, Elio düalist felsefenin temeli olan “İki zıtlık”tan faydalanıyor ve “Sen” seslenişiyle kahramanı karşına alıyor. Varoluşun gerçek eylemlere bağlı olduğunu savunuyor. Ancak bu gerçek devrimsel eylemlerin fikir, değer ve inanç gibi soyut ve görünmeyen kavramlardan yola çıktığını savunuyor. Elio’nun kitabını farklı kılan konulardan biri de eylemsizlik ve sessizliğe olan bakış açısı. Toplumda genel olarak zayıf ve negatif algılanan bu iki duruma, pozitif ve güçlü, hatta büyük bir anlam yüklemiş. “Şimdiye kadar, düşünmenin faydalı bir şey olduğunu düşünerek yaşadık. Oysa düşüncelerimizin ardında çok daha güçlü bir şey var: Sessizlik… Sessizlik asıl “Yapma” eylemidir. Sessizlik, yaratır. Yalnızca sessizlikte yaratılan şeyler kalıcıdır.” “Fırıl fırıl dönen galaksilerin ortasında bir hareketsizlik; evrenin temellerine dokunan eylemsiz bir eylem.” Cümleleri okuyup sadece “Uzay” kavramını düşündüğünüzde boşluğun, sessizliğin hatta hareketsizliğin ne kadar büyük olduğunu ve bunu daha önce düşünmediğinizi hayretle fark ediyorsunuz. Eğer siz düşündüyseniz ne mutlu size Bu farklı bakış açılarının rağmen; yine de her iki kardeşin öğretilerinde ortak bir çıkış noktası var: Hem Stefano, hem de Elio ;” HER ŞEY SANA BAĞLI” diyor. “ Her bir düşüncen, tavrın, sözün ve bakışın, hatta en küçük bir yüz buruşturman dahi sorumluluk ve özgürlük seviyeni tüm evrene ifşa ve ilan eder. Seni bulunduğun yere şaşmaz bir biçimde yerleştiren ve kaderini, maddi durumunu ve varlık tiyatrosunda oynayacağın rolü belirleyen budur…” Okuduğum dönemde bulunduğum koşullar nedeniyle altını çizdiğim cümleler kitabı algılamamı şekillendiriyor. Bu kural hepimiz için geçerli. Dolasıyla, zaman zaman geri dönüp göz atmakta, hatta yeniden okumakta fayda var diyeceğim kitaplardan. Benim penceremden şimdilik bu kadar… booksiay.com/dreamer-ve-sen/...
Dreamer ve Sen
Dreamer ve SenElio D' Anna · Destek Yayınları · 201765 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.