Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

okuyun :-)
_GÖRMEDEN SEVMEK İMAN_ İman, Müslüman’ın hayatındaki en önemli kavramlardan biridir. Terim olarak şeksiz, şüpesiz tam bir teslimiyetle inanmak demektir. K. Kerim’in en büyük suresi olan Bakara suresinin ilk ayetinde Cenab-ı Mevla, takva sahibi kullarının özelliklerini şöyle sıralar -Onlar gayba inanırlar, (iman ederler) -Namaz kılarlar -Allah yolunda infak ederler -Hz. Peygamber’e indirilene ve daha önce indirilenlere iman ederler -Ahiret gününe kesinkes (şüphesiz) inanırlar. (Bakara 3,4) Bu ayetler dikkatle incelendiğinde görülecektir ki tam bir iman, inancın başı, sonu, ortası yani tamamıdır. İman bahsinde en calib-i dikkat olan mesele, imanın temelinde inanç konusu olan bu hususların ğaybi meseleler olmasıdır. Konuya kaynaklık eden hadislerden en önemlisi Cibril hadisi diye bilinen hadistir. Bu Hadis-i şerifte Cebrail (a.s) sorar. Efendimiz s.a.v cevaplar. ''İslam nedir?, İman nedir?, İhsan nedir?'' Bizim buradaki mevzumuz iman bahsi olduğu için onu alıyoruz Cebrail (a.s): ‘‘İmanı anlat bana’’ deyince Efendimiz (s.a.v) ‘‘Allah’a, Melek’lerine, Kitap’larına, Peygamber’lerine, Ahiret Günü’ne, Kader’e hayrına ve şerrine İman etmektir’’ Buyurdu (Müslim, İman ,5) Yukarıdaki altı madde incelendiğin de neredeyse hepsinin inanlar için mutlak ğayb içerdiği görülecektir. Burada iki istisna vardır. Onlardan ilki ashabın Efendimiz(s.a.v)'i gözle görmeleridir ki bu durum günümüz insanları için maddi gözlerle mümkün değildir. O zaman geriye kalan tek istisna ‘Kitaplara İman’ bahsinin içine giren ve şuan elimizde olan K.Kerim’dir. Dolayısıyla Mü'min görmeden seven, görmeden ibadet eden, görmeden iman eden insandır. İmanı güzel kılan, imanı özel kılan nokta da burasıdır. Çünkü perdeler kaldırıldıktan sonra inanmanın hiçbir kıymeti olmayacak, inanmayanlar için ebedi bir hüsranın kapısı açılmış olacaktır. Görmeden inanmanın önemi ile ilgili Behlül Dânâ hazretlerinin hayatında çok güzel bir örnek vardır; Behlül Dânâ bir gün sarayın bahçesinde bulunurken elindeki çubukla yere bir şeyler çizmekteydi. Onun yaptıklarını takib eden Halife Harun Reşid çizdiği şeyin ne olduğunu merak ederek sordu; ‘‘-Bu çizdiğin şeyler nedir ya Behlül!’’ ‘‘-Ev yapıyorum’’ dedi Behlül hazretleri ‘‘-Ev değil, köşk, cennet köşkü yapıyorum’’ diye de ilave etti. Harun Reşid gülerek böyle ev mi olur diye dalga geçti. Onları sarayın balkonundan izleyen Harun Reşid’in hanımı Zübeyde yukarıdan bağırdı, ‘‘-Bu köşkü bana satarmısın? ‘‘-Tabi ki’’ dedi Behlül. Zübeyde sordu, ‘‘-Kaç para istiyorsun?’’ ‘‘-Bir kuruşa veririm’’ Halifenin hanımı yardımcılarıyla bir kuruşu gönderip köşkü satın aldı. O günün gecesinde halife bir rüya gördü. Rüyasında cennette dolaşıyordu. Bu gezinti esnasında gözüne harika bir köşk ilişti. Oradakilere bu köşk kimin diye sorunca, eşinizin diye cevap verdiler. Çok şaşıran H.Reşid ‘‘Hanım ne zaman aldı ki burayı’’ diye sordu. ''Dün senin yanında Behlül’den aldı ya hatırlasana'' dediler Halife kan ter içinde rüyadan uyandı. Behlül’ü aramaya koyuldu. Behlül hazretleri einde çubuk yine sarayın bahçesinde ev çizmekteydi. Behlül’ü yine bahçede köşk yaparken bulan Halife sevinmişti. Hemen davrandı; ‘‘-Behlül bu çizdiğin köşkü satın almak istiyorum. Fiyatı ne kadar? Behlül hazretleri duruşunu hiç bozmadan cevap verdi. ‘‘-Elli bin altın halifem’’ Halife bu cevaba çok şaşırmıştı. ‘‘-Dün hanıma bir kuruşa vermiştin. Şimdi neden bana fiyatı arttırdın’’ deyince hazret şöyle cevap verir. ‘‘-HANIMINIZ GÖRMEDEN ALMIŞTI. SEN İSE DÜN GECE GÖRDÜN O YÜZDEN FİYAT DEĞİŞTİ!!...’’ Kıssadan hisse odur ki, gördükten sonra, kıyamet koptuktan sonra yapılacak olanların hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacaktır. Cüneyd Bağdadi hazretleri şöyle buyurur; ‘‘Dünyanın bir günü, ahiretin bin yılından daha hayırlıdır. Zira kazanç ve kayıp keyfiyetleri bu dünyaya aittir. Ahirette artık kurtuluşa kavuşturacak bir şey yapma imkanı yoktur.’’ Rabbim imanlarımızı taklitten tahkike eriştirsin. Ameli salihlerle imanlarımızı tezyin eylesin (amin.)
··
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.