Gönderi

84 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Bu kitaptan Enis arkadaşımın doğum günü hediyesi olarak vermesi sayesinde haberdar oldum, buradan teşekkür ediyorum bir kez daha kendisine. Kitabı ilk maraton koşum olan İstanbul Maratonu’na giderken İstanbul-Bursa feribotunda okudum, ayrı bir anlamı var o yüzden kitabın bende :) Efsane koşucu Emil Zatopek'in koşu macerasını anlatan biyografik bir kitap. Dünya Zapotek’i 5 olimpiyat madalyası kazanması ve 18 dünya rekoru ile tanıyor. Bunlardan dolayı "Çek Lokomotifi" unvanı verilmiş üstada. Kitabın yazarı Jean Echenoz'un ise ilk okuduğum kitabı. Fransız yazar 82 sayfalık bu kitabında Emil Zapotek’in koşuya nasıl başladığını, kazandığı başarıları, siyasi olayları, yaşadığı zorlukları ve soğuk savaş döneminin hayatını nasıl etkilediğini çok akıcı bir dille sohbet havasında anlatmış. Zapotek 18 yaş̧ındayken yöneticisi tarafından çalıştığı fabrikada üretilen spor ayakkabıların tanıtılması maksadıyla zorla sokulduğu bir yarış̧ta koşmaya başlıyor. Bu koşu onun için rekorlar kıracağı koşu hayatının başlangıcı olmuş. Zapotek koşu dünyasına birçok yenilik katıyor. Birçok koşucu yarış boyunca hız temposunu (koşu camiasında biz buna pace diyoruz) sürekli değiştirerek ve sonlara doğru depara kalkarak rakiplerini hırpalayan bir koşu stiline sahip. Direnci düşünce tempo düşüren koşucuların aksine Zatopek, bu gibi zamanlarda patlayıcı kuvvet uygulayarak, bir uzun mesafe koşucusundan beklenmeyen ani ataklar yapıyor. Zapotek’in yüzü koşarken acı çekiyormuş gibi şekil almasına ve koşu sırasında duruşunun bozuk olduğuna dair eleştirilere “Atletizm buz pateni değildir” demiş. Koşu sırasında birçok acı ve zorlamaya maruz kalan bizlere güç verici bir söz olmuş  Zapotek koşu sayesinde dünya çapında bir ün kazanmış fakat tek meziyeti bu değil. Aynı zamanda orduda subay olarak çalışmış ve 6 dil biliyormuş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim." sözüne ve koşu sporu ile ilgilenen bizlere örmek olacak bir üstadımız. SSCB Çek Cumhuriyeti’ni işgal edince Zapotek halk ayaklanmasına destek verip Sovyetlere karşı yönde bir açıklama yapıyor ve ordudan atılıyor. Daha sonra affedilip çöpçü olarak işe alıyor, onu çok seven halk çöpleri toplamasına izin vermiyor, çöpü kendileri topluyor. Zapotek sadece çöp kamyonunun arkasından koşarak halkı selamlıyor. Emil ZAPOTEK ile bizim cep herkülümüz Naim SÜLEYMANOĞLU’nu spordaki başarıları, azimleri, ülkelerine olan sevgi ve bağlılıkları, kominist rejimin yaşattığı zorlukları gibi nedenlerle birbirlerine çok benzettim. Naim SÜLEYMANOĞLU filmi de çok güzeldi, izlemenizi tavsiye ederim. Yazarın ayrıca “Şimşekler” kitabında Tesla’nın hayatını anlattığı bir kitabı da varmış, onu da temin edip okuyacağım. Yazar 1999 yılında Fransa'nın en saygın edebiyat ödülü olan Goncourt Ödülüne layık görülmüştür. İncelemeyi Zapotek üstadımızın güzel bir sözü ile bitireyim: “Koşmak istiyorsanız çıkıp 1 mil koşun. Farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız, maraton koşun.” Ben de tecrübe ettim gerçekten maraton koşmak eşsiz bir deneyim :) Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Koşmak
KoşmakJean Echenoz · Helikopter Yayınları · 2012135 okunma
·
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.