Gönderi

512 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Cinayet kandırmacası...
İnsan romanın yazarı olarak Allende’yi görünce, o “Ruhlar Evi”ndeki müthiş büyülü gerçekliğe benzer doyurucu bir hikaye ile karşılaşacağını düşünüp aptal kapak tasarımını bile önemsemeden kitabı alıveriyor. Açıkçası ben öyle yaptım. Bir kez daha hakkındaki incelemeleri okumadan, sadece yazarının ismine bakıp bir kitaba atlamanın ne kadar gereksiz olduğunu görmüş oldum. Bu roman yurtdışında “Ripper” adı ile yayınlanmış, Türkçeye ise “Cinayet Oyunu” adı ile çevrilmiş. Her ikisi de kötü seçimler bana sorarsanız. “Ripper” ne derseniz, internet üzerinden genç jenerasyonun oynadığı bir oyunmuş, ben ilk kez duydum. Bir röportajında okuduğum kadarıyla Isabel Allende de benden hallice; oyunu sadece torunundan duydukları çerçevesinde romana eklemiş. Roman masaj terapisti, bütünsel şifacı ve iyilik meleği Indiana’nın bir seri katilin eline düşüşünü anlatıyor. Böyle bir cümle ile yazdığımda ilgi çekici bile gelmiş olabilir; ancak Allende 512 sayfalık bu romanında katilin profiline, cinayet işleme nedenlerine, işin esrarına toplamda 100 sayfa bile ayırmadığından romanın cinayet ile ilgili kısmı son derece yüzeysel. Kalan 400 küsur sayfada Allende ne yapmış derseniz; bizi elimizden tutup sırasıyla romanın ilgili/ilgisiz tüm kahramanları ile tanıştırmış, kabaca Ripper oyununu tanıtmış, San Fransisco’yu gezdirmiş, çok iyi ve çok güzel Indiana ile çok kaslı ve çok yakışıklı eski kocası ve sevgilileri (yaşlı playboy Allan Keller, NavySeal’den müthiş asker Ryan Miller) arasındaki ilişkileri ballandıra ballandıra Barbara Cartland tarzında anlatmış. Romanın ana karakteri Indiana’nın kızı Amanda olarak tasarlanmış. Her taşın altından çıkan 18 yaşındaki bu asosyal kız (kitabın bazı yerlerinde 16 olarak da geçiyor) çevresindeki herkesten daha zeki; annesi ve babasının çekiciliğinden nasibini alamamış ama akıldan satranç oynayabiliyor, bilgisayar programı Ripper vasıtasıyla dünyanın dört yanından kişilerle Sherlock Holmes misali hayali cinayet oyunları oynuyor, yetişkinleri de parmağının ucunda oynatıyor. Şehirde peşi sıra işlenen cinayetlerin esrarını da, annesi kaçırıldıktan sonra katilin kimliğini tespit eden de o ve internetteki arkadaş çetesi -ironi öyle sarsıcı ki, Amanda’nın babası polis şefi olmasına rağmen onun kafası bu işlere hiç basmıyor-. Gerçekten de çizilen karakterlerin hepsi o kadar karikatürize edilmiş ki romanın tek sağlam dayanağının Amanda olmasını siz de istiyorsunuz okurken. Ne yazık ki Allende bize onu tanıtmak için fazla zahmete girmiyor. İnandırıcılıktan yoksunluk romanın her noktasını sarmış. Yukarıda yazdığım gibi Indiana’nın başarılı polis şefi kocası seri katilin işlediği hiçbir cinayetin çözümünde işe yaramadığı gibi ne hikmetse tüm bulgularını, otopsi raporlarını, polis tutanaklarını kızı ve arkadaşları ile paylaşmakta hiç beis görmüyor. Indiana güya çok başarılı bir şifacı, ruhlar ve yıldızlar alemine de uzak değil; ama hiçbir şeyi tahmin edemiyor. Bir eski denizci olan -hatta Usama Bin Ladin’i yakalayan ekipten olan- Ryan Miller CIA’in veri tabanına istediği zaman, istediği detayda erişebiliyor; bir telefonla istediği silaha ve ekipmana sahip olabiliyor. Amanda dedesine “emir kulu” diye hitap ediyor ve sürekli üst perdeden emirler veriyor; zira dedesinin Ripper oyununa dahil olabilmek için katlanması gereken küçük bir bedel bu. Romana serpiştirilmiş ve tanışmak için sayfalarca okumak zorunda kaldığımız bir dolu yan karakter de zaten sadece “emir eri” işlevi görüyorlar. Ve tüm esrarı 14-18 yaş arası çocuklar çözüyor. Velhasıl buraya kadar sabredip okuduysanız anlamışsınızdır ki, romanı hiç beğenmedim. Teknik tarafının eleştirisine hiç girmeyeyim; sizi daha da sıkarım. Şaşırtıcı şekilde bu roman The Guardian ve NYT tarafından başarılı bulunmuş; o yüzden reklam kokan bu eleştiri yazılarına artık gözlerimi kapatmaya karar verdim. Küçük bir dedikodu da yapayım bitirmeden: ilk planda bu romanı Allende ile o zamanki kocası Willie Gordon'ın beraber yazmaları hedeflenmiş. Ancak Allende'nin kapanış yazısından anladığımız kadarıyla daha ilk günden kavgalar başlayınca romana Allende tek başına devam etme kararı almış. Romanın basımının hemen sonrasında ayrılan çiftin boşanma sebepleri bu facia olabilir mi diye merak etmedim de değil hani... Çocukların çözdüğü cinayetler ilginizi çekiyorsa ve hem esrarlı, hem de eğlenceli bir şeyler arıyorsanız çocukluğumda hatmettiğim Enid Blyton’ın “Afacan Beşler”, “Gizli Yediler” serilerini öneririm. İnanın çok daha başarılı, keyif alırsınız.
Cinayet Oyunu
Cinayet OyunuIsabel Allende · Can Yayınları · 201526 okunma
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.