“ ‘Benim adım Bedran,’ diyordum bir insanın adı çok önemliymiş, insan adıyla varmış ya da insan adı kadarmış gibi.” Merhaba, kaldığımız yerden devam ederek geldim sevgili Hasan Ali Toptaş ile… Okuma listemde bu ay “Sonsuzluğa Nokta” romanı vardı. Açıkçası roman hem keyifli hem de zordu. Son söyleyeceğimi bu sefer başa yazmak istedim. İyi ki varsın Hasan Ali Toptaş ve iyi ki tanıdım seni anlayarak okumayı… Roman Bedran isimli kahramanın kaza geçirip yatalak olması ve bu durumda iken geçmişe gidip karısı ile nasıl evlendiklerini ve şu anki hallerini bize anlatıyor. Aslında böyle görünse de kahramanın babasının gölgesinde kalan ve belki de ondan tiksinmesine kadar gidecek travmalarla oluşan hayatını, ona benzemekten korkarak kimlik arayışını aktarıyor cinselliği ve evliliği üzerinden. Kendine ait kararlarını vermeye, kendine yeni bir hayat kurma çabasında yaşadıkları yatalak bir hastanın geriye dönerek yine kendi gözünden duyguları yeniden yaşayarak anlatması belki de romanın en önemli özelliği oldu benim için. Ne var bunda, çok roman var geriye dönülerek yazılan diyebilirsiniz. Ancak bu şekilde bir hikayeyi bilinç akışı ile ve Hasan Ali Toptaş betimlemeleri ve Türkçe’si ile okuyorsunuz. Ve bu romanın konusu sizi sarmasa da bu farkındalık ile okuduğunuzda kitap daha akıcı duruma geliyor. İnanın bana… Hasan Ali Toptaş’ın okuyucuları net bir şekilde ikiye ayrılır denir hep. Onun yazdıklarını sevenler veya nefret edenler. Bugüne kadar okuduğum romanlarında, öykülerinde ya da denemelerinde bu düşünceyi anlayamamıştım. Sonsuzluğa Nokta ile aslında neden nefret edenler tarafının olduğunu anladım. Hasan Ali Toptaş için; evet fazla betimleme yapıyor denilebilir, evet fazla alt metin var denilebilir, evet gerçek mi yoksa rüya mı okuyoruz denebilir, evet kitap bittiğinde hikaye nasıl bitti anlayamadım denebilir. Bunların hepsi yazarın anlattığına dahil zaten. O yüzden kullandığı mükemmel Türkçe’ye rağmen yazdıklarını anlamak ve hazmetmek zordur. Bu roman ise okuduklarım içinde sanırım en zoru geldi bana da… Ama okuduğunuz roman -adı Bedran olan ki anlamına baktığınızda bu isimin bile tesadüf seçilmediğini bilirsiniz- bir ezik çocuğun yıkılmış dünyasının aktarılmasıydı. Bunu Hasan Ali Toptaş herkes gibi yazmazdı, yazamazdı. O zaman Hasan Ali Toptaş olmazdı. Sevgiler,

Sonsuzluğa NoktaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20171,735 okunma

·

2 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Huri Demirci