Gönderi

‘’ EYLÜLDE romanım yayımlandı; Başkalarının Kanı ulusal kurtuluş hareketini işleyen bir romandı, ama varoluşçu roman damgasını yedi. Bu «varoluşuluk» sözcüğü Sartre'ın ve benim bütün eserlerimize kene gibi yapıştırılıyordu. Yaz günlerinde, Cerf yayınevinin, yani Dominikenlerin düzenlediği bir açık oturum sırasında Sartre, Gabriel Marcel'in kendi felsefesine yakıştırdığı bu damgaya itiraz ediyordu; «Benim felsefem varoluşçuluğun felsefesidir, kabul; fakat varoluşçuluğun ne olduğundan pek haberli değilim» diyordu. Ben de onun tedirginliğini paylaşıyordum. Yazdığım bütün kitapları bu sözcükten habersiz kaleme almıştım, herhangi bir felsefeden değil, doğrudan doğruya kendi yaşantımdan, kendi deneyimlerimden yararlanarak yazmıştım kitaplarımı. Buna rağmen, «varoluşçu» etiketten kendimizi kurtaramadık, boş yere direnmiş olduk. Sonunda herkesin bizi paketlediği bu terimi biz de kabullenmek zorunda kaldık.’’
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.