Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dijwar biliyor musun artık sağ gözüm görmüyor...
Arada Şırnak'a dedemlere uğrarım, birkaç gün orada kalır, oradakilerle zaman geçiririm. Dedem eski bir imam, dinler konusunda, görüşler konusundaki bilgi birikimine hep hayran kalmışımdır. Dedem, bölgede tanındık biridir. Şifalı bitkiler konusunda uzman vasfındadır aynı zamanda. Bitkilerle konuştuğuna da şahit olmuşumdur çoğu kez. Hatta güzel bir anım da vardır bu konu hakkında. Bir gün, dedemin birçok türde ağaç diktiği arazisine temizliğe(ot, taş) gitmiştik küçük dayım Dilbirîn ile beraber. İş güç derken dedem "Dijwar sen git ateşi yak kulübenin yanında, bir şeyler yiyelim, birazdan dayınla beraber geliriz," dedi. Biraz yukarıya çıktım hazırlıkları yaptım tabi o arada dedemle dayımı izliyorum. Dedem dayımdan yeni filizlenen fıstık ağacının dibini temizlemesini, düzenlemesini istiyor. Dilbirîn dayıma "görmüyor musun dibindeki taşlar ve otlar onu boğuyor, üzülüyor" diyor. Dayımda tabi bu sözlere o kadar derin bakan biri değildir, klasik bir tiptir. Gider temizler filizin dibini, dedem de hemen yanı başında izler. Dayım iyice temizler ve bitirir işini. Ardından dedem "duydun mu?" diye sordu. Dayım "neyi?" diye karşılık verdi. "Duymuyor musun sana güldü." dedi. "Kim baba, iyi misin?" "Fıstık ağacı sayende artık gülüyor. Nasıl duyamıyorsun?" dedi... Tabi ben yukarıda bu olayın sevimliliğine dalarak izlerdim. Unutamadığım anılardan biridir dedemle. Güzel bir insandır, çok da duygusaldır her ne kadar belli etmemeye çalışıyorsa da.  Onla en güzel anım otlu peynir ile alakalı bir anıdır. Bu aslında benim hayatımı en çok etkileyen olaylardandır. Beni değiştirmese bile bana azim veren olaylardan biridir. Hatta paylaşamayacak kadar özel buluyorum. O yüzden kalmalı bu anı... Her dedemlerde kaldığım zaman el üstünde tutulmamı önemser, "Dijwar açtır yemek getirin, annen nasıl oğlum, biliyor musun artık sağ gözüm görmüyor..." bu cümleleri çok sık duyarım ondan en çok şu göz olayında takılırım, içinde kalır çıkamam. Bunun onda büyük bir acısı vardır. Yıllar önce sebebini teyzemden öğrenmiştim. 30-40 yıl önce dedem işkence görür, tabi bu işkenceleri bilmeyen tek bir doğulu dede yoktur, yaşamış yada yaşamamış... İşkence sırasında sağ gözünün hemen bi üstüne silahın dipçiğiyle darbe yer orada kaşı patlar derin ve uzun bir yara oluşur. Orada bayılır ve hastaneye götürülür ameliyat olur. Başında çatlak oluşmuştur, ameliyatla gözü kurtulmuştur. Bir süre göremese de zamanla açılmıştır gözü... Şu an bile yaranın izini çok net şekilde görebiliyoruz. Küçükken bu izin dedemin doğal hali olduğunu sanırdım. Hatta kaşının şeklini bozduğu için hep kızgın gibi sanırdım dedemi. Ben de yıllar sonra sebebini böyle öğrenirdim. Artık sağ gözü görmüyor. O darbe gözdeki sinirleri etkilemiş bu yüzden müdahele edilecek bir göz sorunu da değilmiş... Gözüm görmüyor artık cümlesi beni içten içe bu yüzden yakar... Elbette dedem bölgede büyüyen çoğu insan gibi ataerkil zihniyette büyüdü, şiddetle büyüdü. Onu da etkiledi bazı konularda bazen ataerkil düşüncelerine şahit olsam da kızamıyorum da yaşantısının etkisini bildiğim için. Ataerkil düşünceden kastım, evdeki uğraşların kadına kalması gerektiği vs gibidir... Ama tabi bunu derken evin sahipleri kadınlardır görüşünü de savunur. Bazen tutarsızlıklarına denk geliyorum ama olsun... Benim çok teyzem ve dayım var, benle yaşıt dayım benden küçük ve babam kadar büyük dayım teyzem var. Dedemin birkaç evliliği oldu. Teyzelerimin dayılarımın bir kısmının yaşıma yakın olması güzel bir şeydi. Küçüklüğüm Zelal ve Delal teyzemin yanında zaman geçirerek geçti. Ev işlerinde hep beraber çalışırdık. Yemek hazırlıklarında salatayı bana bırakırlardı. Sofrayı ben hazırlardım. Halı yıkanırdı beraber yıkardık. Çoğu şeyimiz beraber geçti. Mahalledeki çocuklarla pek takılmazdım sadece teyzelerim varsa yeterliydi bana. Şu an iki teyzemin çocukları var hepsi de birbirinden güzel. Tüm çocukların güzel olduğu gibi. Küçüklüğüm onlarla böyle geçince ister istemez hem bi istek hem de bir huy olarak ne zaman dedeme gidersem gideyim mutlaka sofrayı hazırlayan ben olurum toparlayıp kaldıran çayı yapan... Dedem hep el üstünde tutmaya çalışırken benim bunları ettiğimi görünce kızardı "oğlum bir sürü çocuk var burada sen niye dokumuyorsun" diye... Tabi bu lafı yıllardır dedemden duyarım her gidişimde. Ben pes etmedim o da etmedi ama yoruldu. Artık yapma oğlum demek yerine sofrayı kaldırdığımı görünce "ah" çeker yere bakıp başını sallar. Artık kabullendi galiba. Çünkü en son bir misafirleri gelmişti orada oldugum zaman. Onlara çay yapmıştım bir şeyler hazırlamıştık ninemle beraber önlerine koymuştum kaldırmıştım da... Misafir amca beni dedeme sordu kim bu diye. Dedem de torunum dedi. Muhtemelen onlar da bu duruma şaşırmış. Dedem sormalarına gerek bırakmadan direkt "ne yapayım, yapma diyorum hep yapıyor." diye karşılık verdi. Dedem usandı bu savaşı ben kazandım sanırım. Bu misafirlere de değinmeden geçmeyeyim. Bu misafirler 60 lı yaşa yakın bi amca ile eşiydi. Çok sıcakkanlı insanlardı bi köyden geliyorlardı. Geçerken dedeme uğramak istemişler. Ben çaylarını doldurup verirken hem kendisi hem de eşi şeker almadı. İlk eşine uzatmıştım. Bu da bende bir huydur misafir varsa ilkin kadından başlarım. Dedem tabi daha feodal yaklaştığı için buna da tepki verirdi neden amcana ilk vermedin vs diye. Ben de doğru olan bu çünkü derdim. O buna da alıştı. Bazen iş yapmamı istemeyişini bu duruma bağlamıyor değilim. (: ... Pozitif ayrımcıyım bu konuda. Neyse şekeri uzatınca şekeri almayacağım dedi eşi. Ninem de şekerin mi vardı diye sorunca evet dedi. Sonra kocasına uzattım o da almadı. Ninem senin de mi var diye sordu, yok diyor 15 yıl önce doktor şekeri Halimeye(eşi) yasaklayınca ben de kullanmadım artık, dedi. Çok mutlu olmuş, hüzünlenmiştim... Bu olay 8 ay kadar öncesin de olmuştu... Her gidişimde mutlaka dedemle bir anı yakalamaya çalışırım. En son bir iki ay önce gitmiştim. Bu sefer özel anlardan biri kendisi beni buldu. Ben büyük oda(misafir odası) da uyumayı tercih ederdim geç uyuduğum için. Sabah uyurken dedemin ninemin sesleri. Dedem hazırlanmış nineme hadi hazırlan diyor gideceğiz diyor. Nereye diye sorunca adını hatırlayamadığım bi köy ismi veriyor... Neden oraya gideceğini sorar ninem o da Ömer in yanına gidiyoruz hastalanmış -anladığım kadarıyla Ömer dedemin arkadaşı-. Ninem de tabi ne olmuş hastaysa kafasıyla ne gereği var diyor gitmeyelim diyor. Dedem kızar "Zeynep dostlarımızı unutmamamız gerek." diyor. Bu cümleyi ninemin her cevabına cevap olarak kurdu. Dört kez kullandı kimbilir içinde hangi anılar geçiyordu... "Hazırlan Zeynep" dedi en son ... Ninem de ses edemedi hazırlanmaya gitti. Bunca yaşa, rahatsızlığa rağmen dedemin bu hassasiyette olması da beni çok etkiler. Ben bunları battaniye altında dinliyordum kalkmadım, utandım dedem hala uyuduğumu görmüş diye. Görmedim tabi onları konuşurken ama duyduklarım görmediklerime yetiyordu. Dedem çoğu şeyde bana karşı pes etti evet ama pes etmediği tek bir şey var. Her evime dönüşte yani veda ettiğimde dedeme; yeleğinin iç cebinden para çıkarır uzatır. Tutmazsan hakaret yiyiyorsun. Kızıyor... Tutmak zorunda bırakıyor insanı. Kaç yaşında olduğun ne işle uğraştığın farketmiyor. Parayı vermek istiyor her şekilde... Dedemin beni yendiği tek konu bu galiba. Sanırım beni yenmesine izin veriyorum...  Dedem 75 li yaşlarda... Onu virüs dolayısıyla çok kez uyarırdım. Ama artık uyarmaktan vazgeçtim her uyardığımda beni üzer. Her dikkat et deyişime "oğlum ben zaten gitmişim, sağ gözüm bile görmüyor artık baksana" der. Bu cümleyi tekrar duymamak için sormaktan vazgeçtim. Sanırım benim kişiliğimi dedem farkında olmasa bile en çok etkileyen kişi oldu. Sağ gözünü kör eden zihniyete karşı hep bir sitemim bir tepkim olacaktır. Bugünkü Dijwar'ı şekillendiren yegane şeylerden birisi 40 sene önce gözüne darbe yiyen dedesidir... Ona çok şey borçluyum. Anlatmak istedim... Hoş kalın... (:
··
396 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Dijwar okurunun profil resmi
Dedemle dayım filizin dibini temizlerken... hizliresim.com/fKFy7V Yazıda geçen dedemin misafirleri hizliresim.com/C7XnF4
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Simge okurunun profil resmi
Ne kadar içten bir şekilde anlatmışsınız. Okurken sebepsiz mutlulukla doldu sanki içim.. Yaşayışı kendime çok yakın hissettim. :) Kendi kayıp anılarımı bulmuş gibi.. Böylesine sevdiğiniz bir insanla böylesine tatlı anılarınızın olması da çok güzel.. Daha çok anı biriktirip birbirinizi çok güzel sevmeye devam etmenizi dilerim.. :)
Dijwar okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, sevindim buna. iyi temennileri sana da dilerim. (:
Dijwar okurunun profil resmi
Blogta da yazıyı bulabilirsiniz... dijlog.blogspot.com/2020/12/dijwar-...
Deu ex machina okurunun profil resmi
Uzun zaman oldu bir şeylerden etkilenmeyeli... Ne güzel bir dedeniz var okurken istem dışı gözlerim doldu. Umarım onun yokluğunu görmezsiniz, güzel sağlıklı bir yaşam diliyorum ona tekrar uğradığınızda bir çok insanin kalbini feth ettiğini belirtin lütfen
Dijwar okurunun profil resmi
Mutlaka... Sevindim buna. Teşekkür ederim. Aynı temennileri ailen ve sevdiklerin için diliyorum...
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.