Gönderi

600 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Unutulan İslam Kadınları
9 puan, çünkü zengin kaynakçasıyla adeta bir ansiklopedi. Cahiliyye döneminden Emevilere kadar İslam coğrafyamızdaki "Müslüman kadının" yaşantısıyla ilgili, olumlu olumsuz tüm taşları döken bir çalışma. Öncelikle olumsuz hadiselerden beni üzen 2 şeyden biri "KADIN SÜNNETİ" oldu. Biliyoruz ki, kadın sünneti denen olay, aslında Afrika çıkışlı bir kabile uygulaması. Yakın coğrafya olması sebebiyle Arap yarımadasında da islamın ilk yıllarında zaman zaman uygulamaya konmuş. Üstüne üstlük bizzat hz peygamberin bunu bazı kadınlara tatbikini onaylaması beni çok şaşırttı doğrusu. Bildiğim kadarıyla kadın sünneti çok eziyetli ve acı verici olmasından ötürü her zaman kınanan bir uygulama olmuştur. Ancak biraz araştırdım ve bunun farklı çeşitlerinin de olduğunu öğrendim. Her neyse sonuç olarak bu hiçbir zaman erkek sünneti gibi yaygınlaşmamış ve hz peygamberin bu kadın sünnetini tatbiki çok sınırlı kalıp, özel durumlar içerisinde uygulattığını anlıyoruz. Esas emrettiği ve yaygınlaşan erkek sünneti olmuştur. Beni ikinci üzen şey ise "KADININ DÖVÜLMESİ". Hepimizin bildiği gibi hz peygamber devrinde kadına el kalkması yasaklanmış, o kendi hanımlarına bir kere el bile kaldırmamış, hatta kavga esnasında hanımlarına sesini dahi yükseltmemişti. Hanımları da peygamberin bu yumuşaklığının üzerine ileri gitmişler, kavga kendisini rahatsız edecek boyuta ulaştığında da hanımlarına uyarı niteliğindeki "Tahrim suresi 5. ayeti" inmişti. Yine de o ömrü boyunca hanımlarına ne el kaldırdı ne de sesini yükseltti. Ancak hz peygamberin vefatının ardından 4 halife dönemiyle beraber kadınlara olan bu musamaha her zaman gösterilmemiş, ve peygamberin yasakladığı çizgiden ilk kaymalar yaşanmaya başlamış. Hz. Ömer'in oğlu olan meşhur sahabe Abdullah'ın, konuyu özetleyen şu itiraf niteliğindeki cümlesini buraya bırakıyorum: ''Hz peygamber devrinde hakkımızda ayet iner korkusuyla hanımlarımıza karşı elimizi ve dilimizi uzatmaktan sakınırdık. Peygamber vefat edince ise dillerimizi ve ellerimizi kadınlara karşı kullanmaya başladık...''(Abdullah bin Ömer) Bu 2 hakiki üzücü istisna dışında, sosyal hayatta kadınlar erkeklerden pekte geri kalmamış, hatta yarışırcasına islam toplumunda birçok meşhur kadın alime, şair, müfettiş, hekim, hatta askerler çıkmış. Bir ansiklopedi olduğu için kitapta ayrıntılarıyla bolca bu Müslüman kadınların örnekleri var. Müslüman kadınlar o dönemlerde erkeklerle beraber İslamın ilk asrındaki savaşlara da katılmışlar, şehit de olmuşlar. İslam donanmasıyla Kıbrıs'ın fethine ve Müslümanların ilk Konstantinapolis kuşatmasına katılan kadınlar da ilgimi çekti doğrusu. Muaviye'nin eşi de dahil, bu İstanbul kuşatmasına asker olarak katılan Müslüman kadınların isimleri şecereleriyle tek tek kitapta mevcut. Bu kızışan çarpışmalar esnasında İslam orduları zaman zaman karşılarındaki güçlü ve kalabalık düşman önünde korkup çözülmeye başlayınca, cephedeki kadınlar kılıçlarıyla ön saflara atılmış, kılıç bulamayan kadınlar çadır direklerini sökerek düşmana saldırmış, kadınların bu hareketine şahit olan kaçan Müslüman askerler de kendilerinden utanarak saflara tekrar geri dönüp birkaç zaferler bile kazandırmışlar İslam tarihimize. Kitapta savaşa katılan Müslüman kadınların isimlerinden, sülalelerinden, öldürdükleri bizans askeri sayılarına kadar birçok ayrıntılı bilgi mevcut. Kitaptaki kadınların icraatlarını okurken, günümüz cephelerde savaşan kadınlarımızı göz önünde bulundurun derim. Ülkemizde ve tüm dünyada gerek polis-jandarma, gerekse ordu birlikleri arasında yüzlerce kadın askerler hala mevcut hepimiz görüyoruz. Ve en önemlisi konu belki de; Hz.Aişe'nin evlenirken 9 yaşında bir çocuk olmadığı, peygamberin vefatından sonra, bir kadın olarak nasıl yıllarca Müslümanlara önderlik ettiğini, topluma yön verdiğini, onun ve diğer Müslüman kadınların, halifelere sık sık ayar çektiğini ayrıntılarıyla okuyun diye spoiler vermiyorum. Sözün özü Allah ve Resulünün de belirttiği üzere, kadının erkekten aşağı tarafı yok. Erkeklerle yarışırcasına hayata atıldıkları taktirde çok başarılı işlere imza atıp isimlerini tarihe kazıtabilmişler İslâm kadınları. Ancak aradan geçen asırlar sonrası islam toplumlarında yozlaşma başlayınca, adalet gitgide kaybolunca, gelişen zulümlerden en çokta kadınlarımız nasibini almış, eğitimsiz bırakılmış ve günümüzde de yaşanan acı olaylara kötü birer gelenek olmuşlar.. Feminizm şuizm buizm gibi batı menşeili felsefe ve fikirlerden önce her Müslüman kadına şu ansiklopediyi bir okumasını, Allah'ın kendilerine verdiği ama zalimlerin onlardan gaspettiği haklarını ve hürriyetlerini araştırarak tekrar elde etmelerini dilerim. Vesselam.
İslam'ın İlk Asrında Kadın
İslam'ın İlk Asrında KadınRıza Savaş · Siyer yayınları · 201917 okunma
··
232 görüntüleme
Yasemin okurunun profil resmi
Çok ince ayrıntılara değinerek özenli ve güzel bir inceleme yapmışsınız. En kısa zamanda kitabı okuyacağım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.