Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İçimizin Derinlikleri...
İnsan salt bir yanılgısı mıdır Tanrı'nın? Yoksa Tanrı mıdır salt bir yanılgısı insanın? Kendine has bir uslupla iğneden ipliğe her şeyi ve herkesi eleştirmiş olan Nietzsche'nin bu eserini okurken denizde lodosa yakalanmış bir gemicinin dalgalarla boğuşması gibi boğuştum sayfalarla. "Us"lar , "id" ler,. "tin" ler "grek" ler engerekler vs.. Yine de bu derin manalar içeren deryada son sayfaya kadar kulaç atmak keyifli geldi bana. Yoruyor ama helali hoş olsun, bi haha yazsın bi daha okurum. Evrendeki tüm temaları, ideolojileri, dinleri (başta Hristiyanlığı), filozofları, tüyü bitmemiş yetimleri, grip gurebayı nitekim kendini ve Tanrı'yı bir güzel yermiş. (Sokratese soytarı demeyeydi iyidi) Hem de en alaşılması güç bir dille (Koyun sürülerine savaş açmış, yel değirmenlerine dadanmış solgun yüzlü şovalyemiz Don Kişot sağ olsaydı muhtemelen kısakançlığından mahmuzlarını yerdi ) İşin mizahı bittiğine göre izaha geçmenin zamanı geldi. Yukarıda az biraz mübalağa ettiğimin farkındayım. Ki Nietzsche, çağın çok ötesinde yaşayan anlayışlı bir bilgindir, beni bağışlar... Kitabın isminde geçen "Putlardan" kastı empoze edilmiş gerçekler, bilgelik kisvesi altında söylenmiş bir takım önermeler, dinler ve din adamları. (Tanrı'yı söylemeye imtina ettim) bir okumluk ömrü olan bu eserinde son derece haklı olduğu temalar da yok değil. Sonuçta, o da zihin yoluyla evren üzerine bir mantık türetmeye çabalamış. Hoş, belki de Frengi hastlığının Nörolojik bir takım etkilerinden olsa gerek uslubunda enteresan bir sinirlilik hali mevcut. Ama onun bu tutumu büyük bir deha olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dillendirdiği konular bir "nihilist"in bakış açılarından yansıyan gerçeklik varsayımlarının bile ötesinde. Zihninde tasavvur ettiği hiçliği varlık üzerinden somutlaştırarak bir takım önermeler sunmakta ve bu önermelerin doğruluk ve yanlışlığını "tin" in üzerindeki etkilerinin dışavurumuyla açıklamaya çalışması bana göre olabildiğince "dibe ayak vurması" 'dan kaynaklanıyor. Bir hastalık şeklinde söylemedim (haşa) kısaca zihnin tüm sınırlarını zorlamış desek yeridir. Bu zamanda kaç delikanlı o zihin denen dipsiz kuyuya inebilir ? Başkasının ipiyle olacaksa ben gönüllü olurum:) yok yahu benim gibi vergisini zamanında ödeyen etliye sütlüye karışmayan bir ulemanın ne işi var "kuy" 'tuda köşede. Görmeyi öğrenmeliyiz, düşünmeyi öğrenmeliyiz, konuşmayı ve yazmayı öğrenmeliyiz (felsefi açıdan) Nietzsche Sonuç olarak: daha evvel felsefeyle haşir neşir olmayan hiçbir tanıdığınıza (bilhassa sevgilinize) bu eseri önermenizi tavsiye etmem. Zira bu eser aranızdaki son paylaşım ve etkileşim olabilir:) benim gibi felsefe meraklısı bir köylü için bu ve buna benzer eserler fazlasıyla keyiflidir. . Seçim sizin, ister okuyun ister tavsiye edin bu ağır sorumluluğu...:) İyi okumalar dilerim Puanım: 10/8
Putların Alacakaranlığı ya da Çekiçle Felsefe Yapmanın Yolları
Putların Alacakaranlığı ya da Çekiçle Felsefe Yapmanın YollarıFriedrich Nietzsche · Can Yayınları · 20216,1bin okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.