Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
9/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
İpek ve Bakır, Tomris Uyar'ın ilk öykü kitabı. Kitaplarını okudukça (bu dördüncü) daha fazla anlıyorum Tomris Uyar'ın usta kaleminin gücünü. Öyle ki, her öyküde başka bir yön buluyor insan. Kitabın arka kapağında da bahsedildiği gibi, kendini yinelememeyi ilke edinmiş bir yazar Uyar. Bu eserinde ne gibi "yinelememeler" vardı kısaca bahsetmek isterim. Çocuklardan, çocukluktan bahsetmiş genel olarak bana göre yazar. Bir çocuğun evde sürekli birşeyleri beklemesi ve bu bekleme sırasında yaşadığı yalnızlık. Kendisi onun yalnızlık olduğunun farkında mı? Bilinmez. Fakat alışmış o adlandıramadığı şeye. Sırf bu yüzden utangaç ve arkadaş edinemeyen biri olacak belki de. İşte bu "çocuk yalnızlığını" anlatmış Uyar, bir çocukmuş gibi. "Birşeyleri beklemesi" dedim, daha ilk öyküde, ilk sayfada dahi üç kere "baban birazdan gelir" cümlesi geçiyor. Beklemeyi, beklemenin getirdiği yalnızlığı ve beklemeyle büyüyen çocukların renksizliğini anlatıyor yazar. Küçük bir çocuğun bizlere anlamsız gelen ancak kendisine, bize anlamsız geldiği kadar anlamlı ve korkunç gelen o korkularını da dile getirilmiş. İleride o çocuk da hatırlayıp gülecek o korkuları; herkesin yaptığı gibi. Çok da masumanedir ama bu korkular. Hayalleri dahi uysallık içinde iken korkuları nasıl masum olmasın çocukların? Çocukluğumuzu özetliyor Uyar. Öyle ki, çocukluk korkularımıza dönmek pahasına (oysa o zaman için nasıl büyük bir korkudur bunlar) çocuklaşmak istiyoruz. Hayallerimizi istiyoruz. Sınırlı gibi gözüken aslında sonsuz olan çocukluk hayallerimizi. Bir yemek masasının altına girip orada kurduğumuz hayalleri örneğin. Hayal etmemizi sağlayan şey sadece o masanın altına girmemizdir fakat nasıl sonsuzdur o hayaller. Sadece çocuklardan mı bahsediyor İpek ve Bakır? Hayır. Az bir yazıdan oluşup çok şey anlatan öyküler de var İpek ve Bakır'da. Bir ihtiyarın geçmişe özlemi de anlatılıyor ama öyküde "bir ihtiyarın geçmişe özlemi"nden fazlası var. Daha birçok şey var İpek ve Bakır'da. Eskiye özlem; gerek ihtiyarlıkta yaşanan çocukluklarla ile gerekse bu çocuklukların getirdiği anılarla. Çocuklaşan büyükler, büyükleşen çocuklar var. Büyümeyi istemeyecek kadar büyük olan çocuklar var. "Çocukluk" var; yaşı olmayan çocukluk. Kitabın ismi de aslında oradan geliyor bana göre: İpek narindir, çocukları temsil eder, bakır ise sağlamdır, dayanıklıdır büyükler gibi.
İpek ve Bakır
İpek ve BakırTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 2018497 okunma
·
121 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.