Din istismarı değil. Haysiyetsizlik..
ALIN SİZE GERÇEK LİNÇ HADİSELERİ
FİLM ADAMI MUSTAFA ÖZTÜRK YA DA DİN TÜCCARI AKADEMİSYENLER
2015 yılında kendisini eleştiren DEU öğretim üyesi Dr. Ahmet Tahir Dayhan'a telefon açıp 'Ulan şerefsiz herif, ulan it herif, sizi Allah bana sayıp da mı veriyor lan, ahlaksız herif, it oğlu it, sus lan terbiyesiz!' diyen; Hüküm Dergisi'nde Mustafa Özcan'ın 'İkinci Öztürk Vak'ası' başlığıyla yine kendisini eleştirdiği bir yazı dizisi dolayısıyla öğrencilerinin olduğu bir odada 'Pislik herif! Terbiyesiz herif! Sizi bana Allah mı gönderdi ulan!' diyen; son olarak da güncel tartışmaya binaen İhsan Şenocak'ı telefonla arayıp 'İhsan, Samsun’da tek gezme bulduğum yerde dişlerini dökeceğim.' diye tehdit eden bir bilim (!) adamı; Mustafa Öztürk.
(Ahmet Tahir Dayhan'ın Öztürk'ün telefonla hakaret etiğine dair paylaşımı: facebook.com/atdayhan/posts/...
Öztürk'ün Özcan hakkında söyledikleri: youtube.com/watch?v=EtDjHVg...
İhsan Şenocak'la ilgili tehdit: facebook.com/oguzalpmuhammed...)
'Dini anlatmak mı, yoksa...' başlıklı yazısında 'baskı ve tehdit yoluyla' belirli bir dini yorumu dayatmanın yanlış olduğuna dikkat çekip, yaptığı heretik din yorumlarını eleştiren kişilere hakaret ve tehditler yağdıran; 'haşhaşi, IŞİDci, afyonlanmış' diyen ad-hominemci birinin 'Kur'an'ın lafzıyla' ilgili tartışmada kendisine yöneltilen akademik reddiyeler karşısında takınacağı tavrı az-çok kestirebiliyoruz.
İşin çok daha trajik olan boyutu, Öztürk'ün ilhadi yorumuna karşı serdedilen ilmi cevapların gündeme dahi gelemiyor oluşudur. Balıkesir Üniversitesi'nden Savaş Kocabaş, Bingöl Üniversitesi'nden Erkan Baysal, Manisa Üniversitesi'nden Bünyamin Duran ve Melikşah Sezen'in yaptığı reddiyelerin esamesi okunmamaktadır. İmam Suyuti'yi, İmam Maturidi'yi istismar eden, ilahiyat camiasının en 'overrated' isimlerinden biri olan Öztürk'ün bu itirazlara hakaret dışında vereceği herhangi bir cevap var mı merak ediyorum.
(Savaş Kocabaş'ın yazısı: facebook.com/savas.kocabas.9...
Erkan Baysal'ın yazısı: facebook.com/erkan.baysal2/p...
Melikşah Sezen'in yazısı: musellem.net/imam-maturidide...
Bünyamin Duran'ın yazısı: facebook.com/permalink.php?s...)
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Gelişgen'in iddasına göre, 15 Temmuz sonrası kendisine hazırlatılan 'FETÖ Raporu' vesilesiyle, saraya takdim edilip 'huzur hocalarından' biri olan ve Çukurova'dan Marmara'ya transfer edilen Öztürk, -bugün bulunduğu konum itibariyle- yükselmek ve popüler olmak için 'dini gruplara sövme' korosuna katılarak konjonktüre uygun bir biçimde hareket etmişe benziyor. Mehmet Görmez sağolsun!
Bildiğiniz gibi saraya yaranmak, TV'ye çıkmak, popüler olmak için tarikat ve cemaatlere sövmeniz gerekli. İyi bir yalaka olabilirseniz belki 'Alo Fatih'e' de çıkabilirsiniz. Nitekim öyle de oluyor.
Ehh, işin siyasi ve konjonktürel boyutu böyle. Peki ya ilahi, hesabi, uhrevi boyutu?
Daha temel ilkelerinin ne olduğu belirlenememiş, kutsal kitabının gönderen mi yoksa gönderilen tarafından mı yazıldığı belli olmayan, küfür ya da ilhad çizgileri silik; kısaca ne olduğu anlaşılmayan amorf bir din 'algısı', müntesipleri açısından 'yıkıcı' olmayacak mıdır?
Yaşanan değil 'tartışılan' dinin nasıl bir va'di, nasıl bir dönüştürücü gücü olabilir inananları için? Böyle bir din kime, ne ifade eder?
Evet, bu tartışmalardan en büyük zararı 'dindar' halk görüyor. Dine dair oluşturulan bütün bu şüphelerin 'tedeyyün süreçlerine', dinin bekasına ve enerjisine yaptığı tahribat çok büyük.
Durum böyleyken, cevap vermek ve müdafaa etmek makamında olup, 'mevki'' ve 'titr' sevdası, arkadaşlık, hatır, gönül hesabı ve linç edilirim kaygısıyla arşı titreten bu ilhadi yorumlara tek bir cevap vermeyen, müdafaa etmeyen; cevap vermek ve itiraz etmek şöyle dursun, hoşgörü maskesiyle 'kurgulanmış' bir linç senaryosundan koruyacağım diye Öztürk'ü himaye eden bütün akademisyenler; koltuklarını, maaşlarını ve sair menfaatlerini korumak uğruna dinin temel kabullerini meze edenler olarak katıksız DİN TÜCCARLARIDIR.
(ALINTI)