Gönderi

141 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Nerdeyse okuduğum her kitapta, bir hatıram var. Sırça Köşk de bunlardan biri. Ben yıllar önce taşrada, acemice bir dergi yayımlamaya başladım. Bu amatör ruhla yapılan dergi o kadar çok sevildi ki, Dünya'nın yirmi ülkesine gönderilir oldu. Normalde yerel dergilerin üç, beş sayılık ömrü olur, maddiyattan dolayı çoğu devam ettirilemez. Benim dergim tuhaf bir şekilde sevildi. Taşrada dergiye kim reklam verecek! Bunun hatalarını kim gözden geçirecek, kim tasarımını yapacak? Bendeki de cahil cesareti. Tasarımları acemice, fotoğrafları düzgün çekemiyorum, yazım hatalarına bakacak kimse yok. Git gide dergi dikkatleri üzerine çeker oldu. Okurlar benimle tanışabilmek için ilçeye geliyor bir bakıyorlar ki burası bir ofis değil, masası sandalyesi kırık döküntü bir dükkan. Hayal kırıklığına uğrayıp geri dönüyorlar. Gelmeden önce akıllarında yan yana on masa, hepsinde iyi giyimli hanımlar çalıştığını falan düşündüklerini söylüyorlar. Baktım olmayacak gırtlağıma kadar borçlanıp dergiye bir ofis yaptım. İki katlı dubleks yol kenarı bir yer ama koca ofiste benden başka çalışan yok. :) Kapıdan içeri doğru kırmızı bir halı da serdim ki insanlar hayal kırıklığına uğramasın. Bu sefer de kapının önünde ayakkabılarını çıkarıp girenler olmaya başladı. Derginin reklam verenleri çoğaldı ama dergiye anca yetiyor kazandığım para. Ofisin borcunu ödeyecek param yok. Taşranın yerlilerinden biri vaziyeti görünce durumu şöyle yorumladı sosyal medya hesaplarında: "Gelip ilçemize Sabahattin Ali'nin kitabındaki gibi sırça köşk yaptı. Geleni soyuyor gideni soyuyor. Kendisi bey gibi yaşıyor. Gidip sırça köşkünü başına yıkalım" Allah Allah, bu adam neden bahsediyor? Beni neye benzetiyor derken kitabı alıp okudum. Çok beğendim, aynı ben. :) Anladım ki, esnaflardan ücretli reklam toplayışımı kastediyor. Siz böyle yapmayın, yani Sırça Köşkü okuduğunuzda hikayede anlatılanları doğru anlayın. Sırça Köşk, ayakta durmaya çalışan amatör ruhlu basın emekçilerinin gazete ve dergilerini ayakta tutabilmek için kapı kapı modern dilenci gibi reklam toplamalarını anlatmıyor. Halkın elinde ne var ne yoksa toplayan sözde yöneticileri anlatıyor. Dergimin halini merak edenler için şunları da yazayım. Gel zaman git zaman ben 26 sayı çıkarabildim. Ofisin borcunu esnaflardan reklam toplayarak ödeyemediğim için başka sektöre yöneldim. Bir gün Kastamonu'da kitap fuarı düzenlendi ve yazar ve yayınevi olarak ben de katıldım. Baktım bana ayrılan standı dolduramayacağım, arşivimde altı senedir bekleyen, elimde kalan dergi sayılarını fuara götürdüm. Allah sizi inandırsın, kitaplarıma dönüp bakan yok, her gelen dergiyi alıp inceliyor, satın almak istiyor. Şaştım kaldım. Fuardan kısa bir süre sonra İlden gazete dağıtım bayisinin sahibi Hüseyin Abi geldi ofisime. Merakımı gidermek için dergiyi uzattım tam soracağım, "Ooo bu ne güzel dergi, sen bana niye dergi vermedin, peynir ekmek gibi satarım ben bunu" dedi. Anladım ki ofis büyük bir hata, amatör ruh harika bir şeymiş.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202057bin okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.