Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

264 syf.
9/10 puan verdi
Kelime anlamı ile metastaz; organizmanın herhangi bir yerinde oluşan bir hastalığın başka bir yere sıçraması, yayılması olarak açıklanıyor. Bu hastalığın hatta kanserli hastalığın tarikat ve cemaatler olduğunu söyleyebiliriz. Malum cemaat, yıllardır devletin her kademesi ve her hükümet tarafından desteklenmesi sayesinde terör örgütüne dönmüştür. Konuyu yakından takip edenler, vakıf olanlar bile kitabı okumalı derim. Çünkü akıllanma ve ders alma durumu söz konusu değil; bir kanserli hücrenin boşalttığı organı başka kanserli hücre devralmış.. Yapılan mücadele özde değil sözde.. “Tarihten alınması gereken en önemli ders, tarihten pek fazla ders almadıklarıdır” Aldous Huxley Bu ülkede önce adalet-hukuk bitmiş. Neden bugün ekonomistlerin, ülkenin toparlanması için saydığı üç-beş kriterden biri adalet ve eğitim? Bu kitabı okuyunca anlayacaksınız. Tedavi ? Kemoterapi? Tek tedavimiz var, tek ilacımız var; Atatürk ilke ve inkılapları.. Kaderini, ömrünü, parasını, canını, namusunu, geleceğini, işini, ailesini; dini duygularını sömürerek kontrol altına alan bu sözde hocalar; sizin paranızla zengin olup, adalet, ihale, iş dağıtırken bir de devlet yıkmaya çalıştılar.. Medeniyetin, ilmin ve bilimin yolundan ayrılan herkes sömürülmeye mahkumdur. Atam bunu yıllar önce görmüş, tekke ve zaviyeleri kapatmış ve tarihe şöyle not düşmüştür; Nutuk’un 6. bölüm “Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve alınyazılarını ve canlarını, falcıların, büyücülerin, üfürükçülerin, muskacıların ellerine bırakan insanlardan oluşmuş bir topluluğa, uygar bir ulus gözüyle bakılabilir mi? Ulusumuzun gerçek niteliğini, yanlış anlamda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş olan bu gibi öğeler ve kurumlar, Yeni Türkiye Devletinde, Türk Cumhuriyetinde sürdürülmeli miydi? Buna önem vermemek, ilerleme ve yenileşme adına, en büyük ve düzeltilemez bir yanılgı olmaz mıydı? İşte biz, Takriri Sükûn Yasasının yürürlükte oluşundan yararlandıksa, bu tarihsel yanılgıyı işlememek için; ulusumuzun alnını, olduğu gibi açık ve temiz göstermek için; ulusumuzun bağnaz ve ortaçağ anlayışlı olmadığını tanıtlamak için yararlandık.” Atatürk’ün 1922 yılında Bursa’daki Öğretmenlere yaptığı konuşmasında şu ifadelere rastlanıyor: “Hanımlar, Beyler! Bir milleti, düşmüş olduğu herhangi bir felâketten kurtarmakta, bir milleti aydınlatmakta devlet adamlarının sahip olduğu büyük önem inkâr edilemez. Hatta diyebiliriz ki, bugünü görmek; milletin temizliği ve namusu, vatansever millî çabası ve özellikle hor görülen faydalı duyguları sayesinde etkili olmuştur. Fakat bugün ulaştığımız nokta gerçek kurtuluş noktası değildir. Bu düşüncemi açıklayayım: Bir milletin felâkete uğraması demek, o milletin hastalıklı olması demektir… Bundan dolayı kurtuluş sosyal yapımızdaki hastalığı açmak ve tedavi etmekle elde edilir. Hastalığın tedavisi ilmî ve fennî bir şekilde olursa iyileştirici olur. Yoksa tam tersine hastalık sürekli ve tedavi edilemez bir hale gelir. Bir sosyal yapının hastalığı ne olabilir? Milleti millet yapan, ilerleten ve yükselten güçler vardır: Düşünce güçleri ve sosyal güçler… Düşünceler, anlamsız, mantıksız safsatalarla dolu olursa, o düşünceler hastadır. Kezâ sosyal hayat akıl ve mantıktan mahrum, yararsız ve zararlı birtakım inançlar ve geleneklerle dolu olursa felç olur.” Atamın da dediği gibi, bu bir hastalık ve bu hastalıktan kurtulmak için gözümüzü açmalıyız, bu kitabı okuyarak buna başlayabiliriz.
Metastaz
MetastazBarış Terkoğlu · Kırmızı Kedi Yayınları · 20193,801 okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.