Beğendim mi? Kararsızım, ancak ilk Aytmatov kitabım olmasına ve Aytmatov’unda ilk eserlerinden biri olmasına rağmen şunu diyebilirim ki; çok iyi bir hikâye anlatıcı. Küçük bir konuyu bir eser haline getirmiş. Eminim ki ustalık eserleri muhteşemdir. Bir Aytmatov kitabı daha okumaya karar verdim.
Bir şeyler eksik kalmış sanki hikâyenin sonu çok havada kaldı. Sadık karakteri özellikle askerden dönüş zamanında daha iyi anlatılabilirdi. Biraz haksızlık edilmiş kendisine; kötü bir imaj çizilmiş. Anne karakteri kitabın başında önemli bir kısmı kaplıyor ancak ilerleyen bölümlerde esamisi okunmuyor. Bana göre ilginç olan şey anlatıcının gözünün önünde filizlenen aşka duyduğu saygı.. Abisinin aldatıldığını göz göre göre bu aşka saygı duyuyor, belki de imreniyor. O devirde yaşayan ergen bir delikanlının bu naifliği göstermesi enteresan geldi. Yine de bana göre bu büyük bir aşk değil aldatılma hikâyesidir. Bu olaya o kadar da romantik bakamıyorum. Şaşırtıcı da gelmiyor çünkü uygun şartlar altında herkes her şeyi yapabilir. Bu gerçeği kabullenmek gerekiyor.
Bugünkü Fransız ozanlarının en önemlilerinden biri olarak bilinen Louis Aragon bu öykü için; “İşte şimdi burada, Villon'un, Hugo'nun, Baudelaire'nin Paris'inde, kralların ve devrimlerin Paris'inde, ressamların yüzyıllık Paris'i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris'te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile'yi okudum. Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben ikinci dünya savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile'ye, bunların hikâyesini anlatan küçük Seyit'e rastladım.” yorumunda bulunmuş. Bu kitabı masalsı ve pastoral bir anlatımla sıcacık bir aşk öyküsü gibi yorumlayamadığım için sizi Louis Aragon’un Mutlu aşk yoktur şiiri ile baş başa bırakıyorum.
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur
Hayatı bu silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları Hayatım Ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur
Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur
Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur
Bir tek aşk yoktur acıya gark etmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da