Gönderi

Eğer bir insan, kaygıya karşı güvence uğruna bir başkasının sevecenliğine ihtiyaç duyuyorsa, genellikle konu bilinç düzeyinde bütünüyle bulunacaktır, çünkü birey kaygı ile dolu olduğunu ve bu nedenle umutsuzluk içinde, herhangi türden bir sevecenlik aradığını genel anlamda bilmez. Hissettiği tek şey, hoşlandığı ya da güvendiği, veya delice sevdiği bir insanın bulunduğudur. Ama kendiliğinden sevgi olarak hissettiği şey kendisine gösterilen bir inceliğe verilmiş bir minnet tepkisinden ya da bir insanın veya ortamın uyardığı bir umut ya da sevecenlik tepkisinden başka bir şey olmayabilir. Onda, açıkça ya da örtülü olarak bu tür beklentiler uyaran kişi otomatik olarak önem kazanacak ve bu duygu kendini sevecenlik yanılsamasında dışavuracaktır. Güçlü ve nüfuslu veya sadece kendi ayakları üstünde daha sağlam basıyor izlenimi veren bir insanın ona iyi davranması bile bu tür beklentiler yaratabilir. Sevgi ile hiçbir ilişkisi olmayabilse de, erotik ya da cinsel yaklaşımlarda bu tür beklentiler yaratabilir. Bunlar, var olan ve yardım ya da coşkusal destek yolunda onaylı bir vaatte bulunan -aile, doktor, dostlar- şu ya da bu türden bağlar üstünde beslenirler. Bu türden birçok ilişki sevgi ve örtüsü altında, yani, öznel bir bağlılık inancı altında yürütülür, oysa gerçekte kişinin sevgi dediği şey, kendi ihtiyaçlarını doyurmaları için öteki insanlara sarılmasından başka bir şey değildir. Bunun güvenilir ve içten bir sevecenlik duygusu olmadığı gerçeği,arzulardan herhangi birisi yerine getirilmediği zaman kolayca başgösteren tiksinti de ortaya çıkar. Bizim sevgi görüşümüz de asıl olan öğelerden birisi -duygunun güvenilirliği ve tutarlılığı- bu olaylarda bulunmaz.
Sayfa 80 - Ekin YayıneviKitabı okudu
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.