Gönderi

724 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Spoiler İçerir!
Oğuz Atay yaşadığı dönemde ilgi görmemiş, anlaşılmamış bir yazardır.1971 yılında iki cilt halinde yayınlanan “Tutunamayanlar”, kalın olduğu gerekçesiyle depodan hiç çıkarılmamış, satılmamış, oyun olarak sunulduğunda beğenilmemiş, sahnelenmeye değer görmemiş ve daha bir çok olumsuzlukla karşılaşmıştır.O dönemde layık görüldüğü tek ödül ise ‘TRT Roman Ödülü’ olmuştur. Kıymeti geç de olsa anlaşılan romanın İletişim Yayınları’ndan mayıs 2019’da 94. baskısı yapıldı.Hakkında bir çok makale ve tez yazılan çok konuşulan, tartışılan böylesi küs bir eser hakkında yorum yapmak oldukça zor çünkü ne desem eksik kalacaktır.Kitaba başlamamış, başlayıp yarım bırakmış ya da başlamaya cesaret edememiş insanlara motive olmak isterim.Öncelikle bu romanın klasik roman okuyucuları için bir çok yenilikle dolu olduğunu belirtmeliyim.Alışılmışın dışında bir teknik ve kurguyla iç içe geçmiş üç öyküden oluşuyor; -birincisi tutunamayanların öyküsü, -ikincisi turgut özbenin öyküsü, -üçüncüsü selim ışığın öyküsü, ilk bölüm-sonun başlangıcı bölümü; Turgut Özben’in kaybolması haberi ile aslında romanın sonunu başlangıçta öğrenmiş oluruz. Bu bölümü bir gazetecenin ağzından dinleriz.Bölümün yazılış amacı kahramanların ve tutunamayanların gerçekliğine bizi inandırmaktır.Oysa ikinci bölüme geçtiğimizde yayıncının bir açıklaması vardır. Kitaptaki olayların bütünüyle hayal ürünü olduğunu ve kişilerin gerçekten yaşamadığının okuyucular tarafından kabul edilmesini özellikle rica eder.Yayımcıya göre romandaki kişilerin ülkemiz insanlarıyla bir benzerliği yoktur, toplumsal yapımıza uymazlar. Böylece Oğuz Atay bizi gerçeklikten soyutlayarak bir oyunun içine sokar.İşte bu yazımsal oyuna üst kurmaca deniyor ve bu post modern eserlerde görülen bir tekniktir.Tutunamayanlar romanı edebiyatımızın ilk post modern romanı olarak kabul edilir.Kısaca bahsetmek gerekirse post modern dediğimiz roman barındırdığı dünyanın kurmaca olduğunu hissettirir, metnin yazılış sürecini romanın içine katarak bizi adeta yazma sürecinin tanığı yapar.Roman kahramanlarından biri çoğunlukla baş kişi romanın yazarı olarak karşımıza çıkar. Tutunamayanların yazarı da Turgut Özben’dir.Romanın ana omurgasını da onun hikayesi oluşturur.Gazeteciye gönderdiği dosyada Turgut Özben’in arkadaşı Selim’in intiharının sebeplerini araştırmak için yaptığı yolculuğu anlatır.Bu yolculukta Selim’i tanıyan çoğu birbirinden habersiz insanları bulur ve onlardan Selim’le ilgili yazılı veya sözlü her türlü bilgiyi toplayarak bu dosyaya yükler.Bu arada Turgut da gelişimi değişim içindedir.Önce kendi kendine konuşmaya başlar.Sonra Olric adını verdiği benliğinin yeni yüzüyle bir nevi ikinci özbenliği ile konuşmaya başlar.Turgut’un içsel gelişimine şahit olduğumuz bu yolculuk aslında Turgut’un Selim’leşmesi sürecidir.Romandaki her karakter o kadar ustalıkla anlatılmıştır ki hepsinin özelliklerinden bahsetecek kadar detaya inersem satırlara sığdıramam sanırım ama biraz da Selim’den bahsetmek istiyorum.Selim çocukluk yıllarından itibaren yaşadığı toplumla uyuşamayan, evde, okulda, işte çevresiyle arasına duvar ören biridir.Dış dünya ile örtüşmeyen karakteri yüzünden içine kapanır.Romanda arkadaşlarının Selim hakkında söyledikleri onun karakterini fazla aydınlatmaz çünkü hepsi onu farklı yönleri ile tanırlar.Ortada bir çok Selim vardır.Bunun için Selim’i biraz sisler arasından görürüz ama genel olarak içinde bulunduğu düzenle uyum sağlamayan küçük burjuva değerlerine, yaşam biçimine inanmayan bu yüzden toplumun dışına düşen, kitaplara sığınan bir aydındır.Yani bir tutunamayandır.Durmadan kendiyle hesaplaşır.Yaşamanın anlamını (gerçek değerleri) arayan biridir.Arkadaşlarının onun hakkında söylediklerinde ortak bir nokta vardır.O da oyun oynama merakıdır.Öyküler, biyografiler önsözler yazmak gibi sanatsal bağlamda oyunlardır bunlar.Selim’e göre hayata anlam veren şey edebiyat ve sanattır, bu da onu aslında çok renkli bir karakter haline getiriyor.Kitaba adını veren tutunamayanlar, kitabın ithaf ve mukaddime bölümünde bir ansiklopedi maddesi gibi açıklanıyor.Garip yaratıklar ansiklopedisinde tutunamayan yani (disconnectus electus) maddesinden alınan şu satırlarda ironik bir şekilde aydın tiplemesi çizilir aslında: “Beceriksiz ve korkak bir hayvandır.İnsan boyunda olanları bile vardır.İlk bakışta dış görünüşleriyle insana benzerler.Yalnız pençeleri ve özellikle tırnakları çok zayıftır.Dik arazide yokuş yukarı hiç tutunamazlar.İnsanlara zararlı bazı mikroplar taşıdıkları tespit edildiğinden, Belediye Sağlık Müdürlüğü tutunamayan kesimini yasak etmiştir.Yemekten sonra insanlarda görülen durgunluk, hafif sıkıntı, sebebi bilinmeyen vicdan azabı ve hiç yoktan kendisini suçlama gibi duygulara sebep oldukları hekimlerce ileri sürülmektedir. (s. 152-153) Romanda o kadar çok gönderme o kadar çok iğneleme vardır ki burada hangi birinden bahsedeceğimi seçemedim doğrusu.Ama şunu söyleyebilirim göndermeleri anlayabilmek için belirli bir girişime sahip olmak gerekiyor.Tarihten, siyasetten, kutsal metinlerden, edebi metinlerden.. Bir nevi çağrışım yolundan yararlanılmıştır.Kitapta bu konularda okumaları olmayan insanlar doğal olarak kitabı anlayamacak ve saçma bulacaktır.Ayrıca kitabı zorlaştıran bir başka neden de biçimsel olarak geleneksel romandan farklı olması, modern ve post modern roman tekniklerinin kullanılmasıdır.Mesela bunlardan birisi metinler arasılıktır.Post modern romanda farklı metinler sadece bir oyunun parçasıdır, farklı alanlara ait metinlerin söyleyiş formlarını kendi metnine yerleştirir.Romancı tutunamayanlarda birçok metin türü mesela destan, kutsal kitaplar, günlük, biyografi gibi türlerle çok katmanlı bir yapı oluşturmuştur.Dil olarak da osmanlıca, fransızca, latince gibi dillerden bi çok bilim dalına ait terimleri ve açıklamaları okumak yorucu gelebilir ki bence yazarın amacı da bu, okuyucuyu yormak.Hatta “Kolay okunan bir roman sunarak okuyucuya hakaret etmiş olursunuz.” gibi bir cümlesi vardı bir söyleşisinde.Bu kitap eleştirmen Berna Moran tarafından şöyle açıklanmıştı: “Hem söyledikleri, hem de söyleyiş biçimiyle bir baş kaldırıdır.”Bu kitabı okumak istiyorsanız kendinize kesinlikle ve kesinlikle sessiz sakin bir köşe seçin, kitapla uzun süre baş başa kalmaya hazır olun.Ara vermeden ya da araya başka okumalar sokmadan sadece bu kitaba yoğunlaşın.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062k okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.