"Ben ne zaman mehtapta dolaşmaya çıksam yanımda birisini, ses çıkarmadan veya konuşarak (hangisi o esnada en muvafıkı* ise) yanımda yürüyecek birisini ararım. Mutlak surette yalnızlığa alışmış olan dimağım yalnız o zaman bir arkadaş ister ve ben yalnız o zaman bir yoldaşa olan ihtiyacı duyarım, ben ay ziyası (ışığı) altında yürürken kolumda vücudunu bana yükleyerek giden birisini istiyorum. Ve ay beni yalnız gördükçe: "Nerde arkadaşın?" diye soruyor zannediyorum.
İlk zamanlarda daha çocuk sayılırdım, ve aya: "Daha dur bakalım!.." diyebiliyordum, fakat zaman durmuyor ki... Nitekim bu cevabı veremeyeceğim demler geldi... Fakat başka bir cevap, onun istediği cevabı vermek hiç mümkün değil... Ve galiba mümkün olmayacak da..."
Sayfa 52 - Bilgi Yayınevi